Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

MUTLU OLMAK HER İNSANIN HAKKI…

“Bugün bayram;
Erken kalkın çocuklar
Giyelim en güzel giysileri
Elimizde taze kır çiçekleri
Üzmeyelim bugün annemizi…”
Rahmetli Barış Manço’nun şarkısı ile karşılayalım kurban bayramını…
Kaybettiğimiz sevdiklerimizin hüznü ile yumuşayan gönüllerimiz bayram sevinci ile dolsun.
Umarım ve dilerim ki, yorgun gönüllerimiz huzur bulur.
Bu gün, güzellikleri, iyilikleri, umutları konuşalım, iyimser olalım.
Karamsarlıklar, korkular, ümitsizlikler ve kötülükler bizden uzak olsun…
Olana şükretmek, olmayana sabretmek anlayışı veya İmam Gazali’nin ifadesiyle “Var olandan daha mükemmeli mümkün değildir” teslimiyetiyle sanal da olsa bu haftayı bayrama dönüştürelim…
“Bir bayram sabahı yeni ayakkabılarımın olmadığına üzülmedim, ayaklarımın olduğuna sevindim” özdeyişi ile ifadesini bulan “iyimserlik” esintisine en çok ihtiyacımızın olduğu bir süreçten geçiyoruz. Hayata iyimser bakmak, sıkıntıları sabır ve metanetle karşılamak, toplumda var olan dayanışma ve paylaşma ruhunu harekete geçirerek sorunların üstesinden gelmek için bayramlar iyi bir fırsattır.
Bayramlar, dayanışma ve paylaşma gibi güzel duyguların yaşandığı ve yokluk, yalnızlık, çaresizlik, sahipsizlik ve tükenmişlik çeken insanların kucaklandığı günlerdir.
Bayramlar toplumsal bir olgudur. İyimserlik duygularının birlikte yoğun yaşandığı günlerdir.
İyimserlik, mutluluğun kaynağıdır.
"İyimserliğin filozofu" olarak bilinen Ernst Bloch’a göre, insanı dünyada iyi ve güzel olanı yaratmaya teşvik eden “Militan İyimserlik” mutluluk için bir zorunluluktur.
Martin Seligman, “Öğretilmiş İyimserlik” kitabında yaşam kalitesini arttırmak ve mutlu olmak için geliştirdiği teknik ve pratikleri anlatmaktadır.
Seligman’a göre, “Bir işi başarmanın mutlaka bir yolunun olduğuna inanmak, yaşanan başarısızlığı geçici bir durum olarak görmek ve sorunlara çözüm geliştirmek için hamle üzerine hamle yapmak” ancak hayata iyimser bir gözle bakmakla mümkündür.
Günümüzde insanlığın mutluluğu için militan iyimserlik anlayışı ve öğretilmiş iyimserlik pratikleri vazgeçilmez bir değer haline gelmiştir.
Mutluluk, bütün insanların hakkıdır.
Kant’a göre mutluluk ‘iyi bir insan’ olmakta saklıdır.
İbn-i Sina’ya göre mutluluk, “İnsanın, insanı insan yapan aklın gücünü, kabiliyetini, düşünme becerisini kullanarak hayata geçirdiği iradi fiilleridir.”
Mutluluk bilinenin aksine bir duygu değil; oluş halidir.
Bayramlar, insanların “mutlu olmak” halinin yoğunlaştığı zaman dilimleridir.
Dünyayı dert etmeyen insanın mutluluğunu ifade eden “Deliye her gün bayram” sözü, El Kindî’nin “Niçin hiç kederlenmiyorsun?” sorusuna Sokrates’in verdiği, “Çünkü kaybettiğimde beni kederlendirecek şeyler edinmiyorum” cevabındaki hikmeti en güzel ifade eden Türk atasözüdür.
İslam feylesofu El Kindi’nin “Gemi Yolcuları” meselinde bu konunun felsefesi yapılır.
“İnsanlar, bu dünyada asıl yurtlarına doğru deniz yolculuğu yaparken bazı ihtiyaçlarını temin etmek üzere bir adaya uğrayan yolcular gibidir. Bu yolculardan bazıları adanın güzelliklerine kapılıp oyalanırlar, bu yüzden gemiye geç gelir ve hem uygun yerler bulamazlar hem de adadan topladıkları çiçekler, kıymetli taşlar yolculuk boyunca başlarına dert olur, mutsuz olurlar”
Çölde, kurumuş bir vahada yaşayan yoksul aileye misafir olan bir yaşlı adamın ikram edilen çöl faresinden yapılmış yemeği ve kurtlu suyu beğenmeyerek “senin kocan çok zalim bir adam, şu ufkun arkasında ne güzel nimetler var, neden bu sefalete sabrediyorsunuz?” tepkisine akşam eve dönen kocanın “O bizim mutluluğumuzu kıskanmış” cevabı çok anlamlıdır.
Aristoteles, Politika adlı kitabında, “insanın hayattaki temel gayesi mutlu olmaktır” diyor. Bunun için de ahlaklı insanlardan oluşan bir devlet yönetimi olmasını şart koşar. Türk düşünürleri Farabi ve Yusuf Has Hacip de yakın görüşleri ifade ederler.
Kısacası, mutluluk için hayata iyimser bir bakış ve ahlaklı insanlardan oluşan bir yönetim ve sisteme ihtiyaç bulunduğu gerçeği kadim bir bilgidir.
Bayram günleri bu anlamda muhakeme ve muhasebe yapma fırsatı ve imkanı verir.
BENCE
Bu gün ülke ve insan olarak birçok sorunumuz bulunmaktadır. Ancak, her şeye rağmen “Bayram gelmiş neyime” türküsünü hiç söylemeyelim…
Bayram yapmak için sebebimiz çok…
MESELA,
ABD destekli FETÖ Terör Örgütü’nün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ele geçirmek için 15 Temmuz 2016 gecesinde başlattığı saldırıya karşı insanımızın gösterdiği “kahramanlık” az şey değildir.
Millet olarak, toplum olarak BİRLİKTE; Cumhuriyetimize, egemenliğimize ve irademize sahip çıkarak saldırgan ABD de olsa teslim olmamak ve savunma cesareti göstermek küçük şey değildir.
Bu günü bayram yapmamız için bu dahi yeterlidir.
Geleceğe iyimser pencereden bakalım; mutlu olmak hakkımızdır.
Mutlu/huzurlu Bayram yaşamanızı diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi