Derya Kömürcü
Muhalefet cumhurbaşkanı adayını açıklamalı mı?
Geçtiğimiz günlerde muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı üzerine yürütülen tartışmalar yeniden alevlendi. Bir yandan Mansur Yavaş ismi üzerinden yaratılan gündem, diğer yandan iktidar cenahından gelen muhalefete yönelik cumhurbaşkanı adayını açıklama baskısı, konuyu yeniden ülke gündeminin en çok konuşulan meselelerinden biri haline getirdi.
Muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayının erkenden açıklanmıyor olmasının rasyonel gerekçeleri var. Adayın açıklanması durumunda iktidar tarafından hedef tahtasına oturtulacağı ve daha seçimin tarihi bile belli değilken gereksiz yere yıpranacağı haklı bir argüman.
Doğrusunu söylemek gerekirse, son ana kadar kazanabilecek adayı tespit etmek için süreci geciktirmek de anlaşılabilir ve haklı bir gerekçe.
Ancak tıpkı altı partinin güçlendirilmiş parlamenter sistem mutabakatı gibi, bir konunun çok uzun süre toplumun önünde tartışılmasının o konuya dair heyecanı kaçırdığı da bir gerçek. Altı liderin bir araya gelmesi o kadar uzun süre hazırlanmış ve artık insanlar tarafından beklenen bir şeydi ki, gerçekleştiğinde kimse şaşırmadığı gibi heyecanlanmadı da. Aynı şeyin muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı için de olma riskini göz ardı etmemek gerekir. Sonuçta o gün gelip isim açıklandığında kimsenin o isme dair bir heyecanı kalmamış olursa bu, muhalefet için ciddi bir handikap olacaktır.
Eğer aylardır devam eden strateji sürdürülecek ve muhalefetin cumhurbaşkanı adayının açıklanması için seçim tarihinin belirginleşmesi beklenecekse, o zaman sadece isim tespitiyle yetinilmemesi, ekip, proje ve programı da içeren daha geniş ve kapsamlı bir cumhurbaşkanı adayı açıklaması yapmak yeni bir heyecan yaratmak açısından önemli olacaktır.
Şu anki haliyle önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimi, “Erdoğan gitsin mi, kalsın mı” seçimi olmanın ötesinde bir anlam taşımıyor seçmenin gözünde. Tam da bu yüzden muhalefet ortak cumhurbaşkanı adayını açıkladığında, bu bir isim açıklaması olmanın ötesinde cumhurbaşkanının kabinesinin kimlerden oluşacağının, Türkiye’yi ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sürecini nasıl yöneteceğinin, muhalefetin ülkeyi yeniden gelecek umudu içinde yaşanabilir bir yere dönüştürme projesinin netleştiği bir tablonun oluşması çok önemli.
Nitekim muhalif seçmenlerin, muhalefetin cumhurbaşkanı adayına dair üç net beklentisi olduğu görülüyor. Birincisi, seçimi kazanacak bir ismin aday gösterilmesi. İkincisi, yeni bir tek adamın değil, ülkeyi cumhurbaşkanıyla birlikte yönetecek yeni bir ekibin ortaya çıkması. Üçüncüsü de seçim günü seçmenlerin oylarına sahip çıkabilecek, gerektiğinde dik duracak, ama daha önemlisi ülke genelinde parti örgütlerini seçim güvenliği için seferber edebilecek birisi olması.
Bu üç başlığın içinde “seçimi kazanabilecek isim” tartışması kaçınılmaz olarak öne çıkıyor. Kamuoyu araştırmaları bu konuda bir fikir veriyor olsa da, tartışma çok uzun süredir devam ettiği için seçmenlerin tercihlerini tespit etmek artık çok da kolay olmuyor. Çünkü tüm bu tartışma sürecinin sonunda artık her muhalif seçmenin zihninde diğer olası adaylara karşı çeşitli nedenlerle tercih ettiği, dolayısıyla öne çıkmasını istediği bir isim var.
O yüzden aynı araştırmanın içinde örneğin muhalefetin olası üç adayının isimlerini art arda ölçmeye çalıştığınızda seçmen siyasal bir pozisyon alıyor, karar alma sürecine dahil olma çabasıyla bir adayı öne çıkarırken, diğerlerini desteklemeyeceğini ifade etmeyi tercih edebiliyor. Araştırmalarda Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Yavaş arasındaki oy farkının temel nedeninin seçmenin sürece müdahil olma gayreti olduğunu görmek gerekir. Çünkü seçenekler azaltıldığında ya da aynı isimler farklı formülasyonlarla sorulduğunda muhalefetin ortak adayının genel oy potansiyeli ile tek tek olası adayların oy potansiyeli arasındaki farkın büyük ölçüde kapandığı görülüyor.
Dahası, bir ismi şiddetle destekleyen bir muhalif seçmene söz konusu ismin aday olmaması ve başka bir ismi desteklediğini açıklaması durumunda oy tercihinin hangi yönde olacağı sorulduğunda da, öteki ismi desteklemekten imtina etmediği görülüyor.
Sonuç olarak muhalefet kimi aday gösterse kazanır demiyorum, ama kamuoyunda tartışılan aday adayları tek isme indiğinde, kazanmak konusunda belirleyici olanın adayın kim olduğu değil, ekibi ve çözüm önerileri olacağının altını çizmek istiyorum.