Fatma Acar Ünlü
Merkez Bankası doğru olanı yaptı Faiz artırımı olumlu bir adım, ancak yeterli olacak mı?
Merkez Bankası kritik Para Politikası Kurulu toplantısını yaptı. Hazine ve Maliye Bakanının istifasına yol açan Merkez Bankası başkan değişikliğinin ardından yapılacak ilk toplantı olduğu için piyasalar tarafından her zamankinden farklı takip edildi. Eski Başkan politika faizini % 24’te almış, % 8.25’e kadar indirmişti. Bu süreçte TL’yi “savunmak” için 100 milyar dolardan fazla döviz satışı yapılmıştı.
Yeni başkan Naci Ağbal’ın daha sıkı bir para politikası uygulayacağı varsayılmakla birlikte, atamanın yapılmasının ardından toplantının yapılacağı güne kadar TL değer kazandı ve dolar 8.50’den 7.63’e kadar çekildi. Buna rağmen Merkez Bankası’nın kayda değer bir politika faizi artışı yapması gerekliydi, zaten acı reçete söylemi ile faiz artırımı sinyalini de verilmişti. Merkez Bankası üzerine düşeni yaptı, ilk adımı attı. Adım atarken de şu duyuruyu yaptı.
Faiz Oranlarına İlişkin Basın Duyurusu
Para Politikası Kurulu,
Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 10,25’ten yüzde 15’e yükseltilmesine
Tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılmasına karar vermiştir.
Kasım ayına ilişkin takip edilen veriler, enflasyonda yakın dönemdeki döviz kuru oynaklığı kaynaklı bir yükselişe işaret etmekle birlikte, para politikasındaki kararlı duruşla beraber bu artışın geçici olacağı değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda Kurul, enflasyon görünümüne dair risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede yeniden tesisi için, net ve güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir.
Önümüzdeki dönemde parasal duruşun sıkılığı, enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüş sağlanana kadar kararlılıkla sürdürülecektir.
Düşük enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla, makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir.
19 Kasım 2020
Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararının ve sadeleşme adımının piyasalar açısından olumlu; karar metninin net, anlaşılır, sade ve enflasyon hedeflemesi vurgusunun yoğun olmasını yeni başkanın artı hanesine yazdılar. Bunun öngörülebilirlik, kredibilite ve Türk lirası varlıklar için değerli olduğunu vurguladılar. Kararı bir faiz artırımından öte para politikasında sadeleştirme olarak görmek ve yeni ekonomi yönetimine bir şans tanıma olarak yorumlamak da gerekir görüşü ağırlık kazandı.
‘’Net bir şekilde görünüyor ki Merkez Bankası, kurdaki sıçramaların ekonomiye verdiği zararı kabul etmiş durumdadır ve alınan karar kısa vadede bu noktada kurda yaşanan sıçramaları bir süreliğine engelleyecek bir adım niteliğinde olmuştur. Ancak Türkiye ekonomisinde kurdaki sıçramalar bir sorun değil sonuç olarak karşımıza çıkmakta ve sonucu etkileyen unsurlar hâlâ yerinde durmaktadır. Bu adım kısa vadede düşük faiz sorununun çözümüne yönelik bir adım oldu. Yine açıklamada yer alan hane halkının dolar ve altına rağbeti ve TCMB’nin yetersiz rezervlerini ima eden kısımlar da sorunların göz ardı edilmediğine ilişkin önemli bir nottur.’’ Oğuz Demir
Önümüzdeki günlerde kredi hacmi ve TL likiditesine yönelik hem BDDK hem de TCMB uygulamalarını takip etmek gerekiyor. Bankalara uygulanan aktif rasyosunun kaldırılması, normalleşrme kapsamında olumlu bir adım kabul edilecek.
Merkez Bankası faizi 475 baz puan artırarak %15’e çıkardı. Tam da yapısal reform tartışmaları gündemdeyken gelen bu kararın piyasalarda olumlu etki yaratacağı açık ancak bu adımın sadece zaman kazandıracağı, ekonomide genel iyileşme için para politikalarının tek başına yeterli olmayacağı unutulmamalı.
‘’Piyasa, faiz artışına, faizden daha derin anlamlar yükledi ve bu hamleyi doğru ekonomi politikalarına geçişin ilk adımı olarak algıladı. Eğer bu hamlenin ardından doğru politika uygulamaları gelmezse faiz artışı, kur maliyetini faiz maliyeti haline getirmekten öte sonuç yaratmaz.’’ Mahfi Eğilmez
Makroekonomik istikrar için bundan sonra ekonomi ve ekonomi dışında başta hukuk olmak üzere reformların somut olarak devreye girmesi gerekiyor.