Alaaddin Dinçer

Alaaddin Dinçer

MEB’in geciken 2022 yılı faaliyet raporu

Her yıl şubat ayında yayımlanan MEB’in yıllık faaliyet raporu bu yıl gecikmeli olarak mayıs ayı sonunda yayımlandı. 

Faaliyet raporunda yer alan bazı olumsuz verilerin seçim sürecinde aleyhte kullanılmasına meydan vermemek ilk akla gelen gecikme nedeni olarak düşünülmekte. 

Raporda pek çok başlıkta hedef ve amaçlar sıralanmakta, alt başlıklarda ise sıralanan bu hedef ve amaçlar tablolar halinde verilmekte. Hedef, yılsonu gerçekleşme, oran ve değerlendirme başlıklarında tablolar yer almakta. Raporda yer alan hedef ve amaçların gerçekleşme sonuçlarına göre yorumlanan verileri hazırlayanlar tarafından faaliyet raporu öneri, tedbir ve beyan bölümü olarak sıralananlar ile 2022 yılı izleme ve değerlendirme sonuçları bağlamında elde edilen öneri ve tedbirlerin bir bölümü aşağıda sıralanmıştır.

Raporun, öğrencilere doğrudan muhatap olan genel müdürlük bütçe dağılım tablosunda bulunan yılsonu bütçe gerçekleşmelerini ilgili genel müdürlüklere bağlı öğrenci sayısına böldüğümüzde öğrenci başına temel eğitimde 13 bin 986 lira, din öğretiminde 16 bin 762 lira, genel ortaöğretimde 12 bin 910 lira, meslek liselerinde 19 bin 209 lira düşmekte.


RAPORUN “ZAYIFLIKLAR” BAŞLIĞI

  • Yabancı dil eğitiminin tür ve ihtiyaca göre belirlenmesinde istenilen noktada olunmaması
  • Veriye dayalı politika geliştirme ve bütünleşik bir veri sisteminin istenilen düzeyde olmaması
  • Seçmeli derslerin öğrencilerin ilgi ve yeteneklerinden çok öğretmen durumuna göre belirlenmesi
  • Derslik başına düşen öğrenci sayısında bölgesel farklılıklar ve ikili eğitim uygulamalarının olması

ÖNERİ VE TEDBİRLER

2022 yılında gerçekleştirilen izleme ve değerlendirme çalışmaları, 2023 yılında yürütülecek faaliyetlerin planlanmasında durum analizi niteliği taşımaktadır. Önceki bölümlerde açıklanan performans bilgileri, stratejik plan gerçekleşme bulguları ve değerlendirmeler bakanlığın orta ve uzun vadeli hedeflerinin gerçekleştirilmesi için geliştirilecek önerilere temel teşkil etmektedir. 2023 yılı ve sonraki dönemler için aşağıdaki tedbirlerin gündeme alınması planlanmaktadır:

  1. Erken uyarı ve takip sistemi hayata geçirilerek okul devamsızlığı ve terk oranlarının düşürülmesinin sağlanması ve eğitim kademelerinin tümünde %99 ve üzerinde okullaşma oranlarına ulaşılması,

  2. Öğrencilerin bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlere katılımının salgın öncesi düzeyine yükseltilmesi ve kitap okuma düzeyinin daha doğru tespit edilebilmesi için bu alandaki izleme ve değerlendirme çalışmalarının etkililiğin artırılması,

  3. Ortaöğretim okul türü kontenjanlarının ihtiyaç ve talepler dikkate alınarak gözden geçirilmesi,

  4. Kullanılmayan tüm köy okullarının köy yaşam merkezlerine dönüştürülmesi,

  5. Ücretli öğretmenlerimizin ücretlerinin iyileştirilmesi ve ücretli öğretmen oranının azaltılmasına yönelik çalışmaların sürdürülmesi,

  6. İkili eğitim kapsamındaki öğrenci oranının ve bu konudaki bölgesel ve okul türü bazındaki farklılıkların azaltılması, ihtiyaç duyulan finansmanın temini için bütçe dışı kaynakların artırılması,

  7. Okullar arası imkân farklılıklarını azaltmaya yönelik çalışmaların sürdürülmesi.

MADDELERE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

1. MADDE- Çağ nüfusunun okullaşmayanların oranları 3 ve 4 yaşta %73 oranında, ilkokul, ortaokul ve liselerde toplamda okullaşmanın %95 ve üzerinde olduğu belirtilmekte. Bu saptamaya göre ilkokul, ortaokul ve liselerde hala %5 düzeyinde okullaşmayanların olduğunu anlamaktayız. MEB’in 2021-22 istatistiklerinde ilkokul, ortaokul ve lisede net okullaşma oranı ise %93,63 olarak verilmekte. 1. madde içeriğinde rakam ve oran verilmemekle birlikte okulları terk ve devamsızlık sorununun sürmekte olduğu anlaşılmakta. TÜİK’in 2022 yılı istatistiklerle çocuk verilerinde ilkokul, ortaokul ve liseyi tamamlamayanların oranının %27,1 olduğu bilgisi yer almakta. 

2. MADDE- Bu madde içeriğinde verilere bakıldığında belirlenen etkinliklere katılımın, ilköğretimde %60, İHL ve İHO’da %79,50 oranında, genel liselerde %24,48, meslek liselerinde %52,35 olduğu görülmekte.

3. MADDE- Ortaöğretim okul türü kontenjanlarının ihtiyaç ve taleplere göre belirlenme çalışmasının bugüne kadar yapılmamış olması büyük bir eksiklik.

4. MADDE- 5 ve üzeri öğrenci bulunan köylerde kapalı olan bütün köy okullarına kadrolu öğretmen ataması yapılarak öğrencilere hizmet verecek şekilde eğitim faaliyetine başlamasını sağlamak gerekmekte.

5. MADDE- Ücretli öğretmen uygulamasına son verilmeli, okulların ihtiyaç duyduğu kadar öğretmen kadrolu atanmalıdır.

6. MADDE- MEB’in 2019-2023 “5 Yıllık Stratejik Plan” hedeflerinde bütün okullarda tam gün eğitme geçilmesi hedeflenmekte. Oysa faaliyet raporunda, ilkokullar, ortaokul, genel lise ve meslek liseleri ile din öğretimi yapılan liselerde okuyan öğrencilerin %79,30’u tam gün eğitime devam ederken %20,70’i tam gün eğitim olanağından yararlanamamakta. Aynı 5 Yıllık Stratejik Planda 2023 yılı sonu itibariyle 72 bin okula, 770 bin dersliğe ulaşılması hedeflenmekte. Bu hedefin yakalanabilmesi için yılsonuna kadar 1617 okul,20 bin 546 derslik yapılması gerekmekte.

7. MADDE- Bu hedef her yıl tekrarlanır ancak hiçbir faaliyet raporunda okullar arası farklılıkların azaldığı yazılmamakta sadece azaltılması yönünde çalışmalar yapılmakta olduğundan bahsedilmekte. Söz konusu farklılıkların sözde değil azaltılması için gereken her türlü tedbir alınmalı, çalışma ve yatırım yapılmalıdır.


YORUM VE SONUÇ

Yukarıda yer alan “zayıflıklar” başlığında saptanan olgular, öğrencilerin okullarda verilen yabancı dil eğitimine “yabancı” kaldıkları, seçmeli derslerin çocukların ilgi, istek, yetenek ve tercihlerine göre yapılmadığı, daha çok öğretmenlerin bulunma durumuna göre gerçekleşmekte olduğu ifade edilmekte. Bu ifadelere bakarak seçmeli derslerin öğrencileri için eziyete dönüştüğünü, gereksiz ve anlamsızlaştığı yorumunu yapmak mümkün. 

Benzer bir durum yetiştirme ve destekleme kursları için geçerlidir. Hafta sonu yapılmakta olan yetiştirme ve destekleme kurslarına ilköğretim ve ortaöğretimde 4 milyon 332 bin 332 öğrencinin katılımı hedeflenirken sayının 2 milyon 138 bin 159’da kaldığı görülmekte. Veriler söz konusu projede ulaşılmak istenen hedeflerin çok gerisinde kalındığını göstermekte olup nedenleri üzerinde mutlaka durulması gerekmekte. 

Ayrıca 2022 yılında 1 milyon 800 bin öğrenciye ücretsiz yemek verildiği, sayının 2023 yılında 5 milyona çıkarılacağı bilgisi raporda yer almakta. Sayının 5 milyona ulaşacak olması olumlu ancak yeterli değildir. Kamu okullarında okuyan öğrencilerin tamamının ücretsiz yemek hakkından yararlanmalarını sağlayacak yatırım planları hazırlanmalı ihtiyaçlar için gerekecek bütçe 2024 bütçesinde yer almalıdır. 

Sonuçların bütüncül yorumuna gelince, AKP hükümeti 21 yılını geride bıraktı ve yeni bir beş yıla başlıyor. 22. yılda 9. bakan görevlendirildi. 21 yılda 8 bakanın göreve gelip gitmesinin ardından eğitimin karnesinin;

  1. Nitelik, laiklik demokratiklik ve bilimsellik,

  2. Bütün yurttaşlara eşit ve kamusal hizmet olarak sunulması,

  3. Heterojen toplum yapısına uygunluk,

  4. Okullar arasında oluşan farklılıkların giderilmesi,

  5. Bütün çocuklara eşit fırsatlar ve olanaklar sunması,

  6. Yönetici kadrolar düzeyinde liyakat ve niteliğin benimsenmesi, 

  7. Çocukların bireysel farklılıklarını geliştirmesi, ilgi ve yetenek ile ihtiyaç ve tercihleri doğrultusunda üst sınıflara hazırlayıp yönlendirme bakımından zayıf olduğu, bu bağlamda derslerine daha çok çalışması gerektiği gerçeği ile yüzleşmek zorunda. 

Önümüzdeki dönemde, yukarıda yer alan görüş, öneri ve tedbirler kapsamında yeni, rasyonel ve bütün toplumu ikna edecek genişlikte politikalar oluşturup, bu politikalara uygun liyakatli kadrolara yer verip düzenlemeler yaparak, aynı gelecek kuşakların kayıp kuşaklar olmasının önüne geçilebilir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alaaddin Dinçer Arşivi