İcadedilmiş en sessiz taşıma araçlarından biri bisiklet değil mi?
Belki yürürken bile daha fazla ses çıkartırsınız!
Düşünün; Samsun, 19 Mayıs İlçesinde, dünyanın en önemli göçmen kuş konaklama alanlarından biri olan ve 359 farklı kuş türü ile dünyanın sayılı kuş geçiş noktalarından sayılan, Kızılırmak Deltası kuş cenneti ortasından geçen ve her türlü motorlu aracın girişi yasak olan asfalt yola, Bisiklet kulübü üyeleri bisikletleri ile teker teker ve birkaç dakika ara ile alınıyorlardı.
Neden?
Yavrulamak ve yavrularını büyütmek için bu dünyanın en özel alanlarından birini, Unesco Dünya Mirası Geçici Koruma Listesi’nde bulunan bu bölgeyi, seçen göçmen kuşlar rahatsız olmasın diye.
• • •
Hani olmaz ya, deseler ki; “Haydi gelin, bu kuşları rahatsız etmek, buradan kaçırmak için çılgın projeler üretin! Birinciyi seçip ödül vereceğiz!”
Ne yaparlardı?
• • •
-Tüfekle bölgeye dalıp kuş avlarlardı!
Yapıldı.
-Leyleklerin özel yapılmış yuvalarını çalıp leylekleri geri geldiklerine bin pişman ederlerdi!
Yapıldı..
• • •
Haydi bunlar duyarsız vatandaşların yaptıkları, münferit ve puanı az, basit işler diyelim.
“Olayı biraz daha kurumsal bir çılgınlığa taşıyın!” deselerdi…
• • •
O halde devam ediyoruz!
-Yönetimi Milli Parklar’da bulunan ‘Sit Alanı’ statüsündeki bölgenin yönetimini bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına aktarın ki üzerinde oynayabileceğimiz arsa/arazi belli olsun. Biz de çılgın proje yapabilelim talebi gelirdi!
Yapıldı.
• • •
-Tek bir çivi çakılması bile mümkün olmayan bir sit alanında çılgın proje nasıl yapacaksınız?
O halde Alanı, Kesin Koruma’dan ‘kontrollü koruma’ ya geçirin ve dolayısıyla alanı kısmi imara açın ki her şey yasal olsun!
Açıldı.
• • •
-Bu durumda artık, Allı turnaların yavrulama alanına “pideci tesisi” açılabilirdi! Gece konaklamak için bungalov evler yapılabilirdi.
Yapıldı.
-Bu tesise, gölün içerisinde gezinti için koca koca deniz bisikletleri kiralama yetkisi verilebilirdi.
Verildi.
• • •
-Kuş cennetinin ‘mavi bayraklı’ tertemiz sahilinde, misal olası bir Arap yatırımına nazır bir otel alanı açmak da çılgın bir işti.
Ama bunun için bir tekini bile yakmanın yetmiş bin TL cezası olan Göçmen kuşların güvenli ev olarak kullandıkları “gogo sazlarını” ortadan kaldırmak gerekiyordu.
Kaldırıldı.
(İki bin dönüm arazide meçhul bir yangın ile, bu yanması çok zor, özel bitkileri cayır cayır yandı. Şimdi kuşlar; cennetlerine oteli kimin kuracağını bekliyorlar!)
• • •
Peki, en önemli iki özelliği “su” ve “sessizlik” olan bu binlerce yılda oluşmuş, etrafına belirli sayıda kuş gözetleme istasyonlarından, mütevazi bir eğitim değerlendirme istasyonu dışında, bir kulübecik bile yapılmaması gereken bu cenneti yok etmek için daha çılgın ne yapılabilirdi?
-Bildiniz!
Önce bir kulübecik yapılır, sonra onun adına “evlendirme tesisi” denilir, etrafı tefriş edilir, kornalı, çalgılı, çengili, belki de havai fişekli -bu kadarı olur da o neden olmasın?- eğlencelerin düzenleneceği bir düğün tesisi yapılabilirdi…
Eh, o da yapıldı!
• • •
Kuş Cenneti’nin korunması için kendini paralayan, yetkililere, bakanlara, bakmayanlara yazılar, fotoğraflar, uyarılar gönderen, adeta yalvararak yardım isteyen bölgenin gönüllü tanıtım elçisi, “cennetin fotoğrafçısı” Hasan Aktürk isyan ediyor: “Sessizce, adeta sürünerek fotoğraf çekmek için girmemize izin verilmeyen Kızılırmak Deltası, Galeriç Su Basar Ormanlarını artık su basmıyor. Çünkü kapaklar kapatıldı.
O kuşların beslenme üreme alanında şimdi düğün yapacaklar!..
Cenneti cehenneme çevirecekler! Verecekleri zarar, yarın bu zararı verenlerin de işine yaramayacak.
Üniversitede ilgili tüm akademisyenler bölgede yapılan yanlışlara dayanamayarak çekildiler!
Delta bir bütündür! “Hoş geldiniz” direkleri nerede ise oradan korunmaya başlanmalıdır!
Hakkımız bu zararları verenlere helal değildir.
Kızılırmak Deltası doğal kalsın!
Deltadan elinizi çekin!”
• • •
Bu feryat yetecek mi?
Türkiye’nin dört bir yanında, geri dönüşsüz bir doğa talanı yaşanıyor.
Unutmayın, sessiz kalanlar da bu talana ortaktır!
