Haldun Solmaztürk
“Kız okulunun sana ne zararı var ulan.?"
CHP’deki itiş-kakış ve muhalefetteki genel dağınıklık sürerken altımızdaki zemin hızla kayıyor.
‘Kız okulları’ üzerine siyasi tartışmaya Diyanet’in kadrolu ‘provokatör’ imamı da dahil oldu.
“Kız okulunun sana ne zararı var ulan.?” diye soruyor ve ekliyor: “Kadir Mısıroğlu’nun dediği gibi ‘Başı ezilmiş, kuyruğu sallanan yılan’ gibisiniz. Surdaki ‘gediği’ de Mısıroğlu açmış.
Mısıroğlu dediği ‘Fesli Kadir’, “10 Kasım’da saat 9’u 5 geçe kenefe gidin.!” diyen…
“Bunlar [laik, demokrat kesim] kafası ezilen yılanın sallanan kuyruğudur. Kafa gitti. Kemalizm gitti, gömüldü” lafı da onun ama ‘surdaki gedik’ Necip Fazıl’ın 1975 ‘Gençliğe’ hitabesinden…
Necip Fazıl daha 1947’de Cumhuriyet’i,
“Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap” olarak tarif ediyordu. (Destan)
Milli Türk Talebe Birliği’nde kin ve nefretle yoğurduğu gençlere “Senden beklediğim, manevi babanın tabutunu musallâ taşına, dâvâ taşını da gediğine koymandır” diye vasiyet etmişti.
Dava dediği ‘İslamcı’ rejim…!
O gençler arasında Tayyip Erdoğan da var—MTTB Kültür Müdürü; sonrasında Milli Selamet Partisi Gençlik Kolları Başkanı olacaktır.
Erdoğan her fırsatta tekrarladığı “Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes! Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!” dizelerini o zaman ezberler—aynı “Dininin, dilinin beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik” gibi…
Kısakürek 1983’te ölür ama ‘Destan’ şiirini birileri 40 yıl sonra CHP genel başkanının eline verip okutacaklardır: “Bu taksimi kurt yapmaz, kurtlara (kuzulara) şah olsa…” (Mart 2023)
Necip Fazıl’ın Cumhuriyete karşı kin ve nefret yayma misyonunu ‘Fesli Kadir’ sürdürür.
Fesli’ye göre “Bu milletin yarısı Ümmeti-Muhammed olmaktan çıkmıştır; Ümmet-i Kemal’dir”. Çünkü ona göre, kalbiyle laikliğe inanan dinden çıkmıştır.
Ömrü boyunca Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve yöneticilerine yönelik kin ve nefret yaydı.
‘Düşmanı tanımak’ diye bakın neler anlatıyor…
İsmet İnönü, baba tarafından Ermeni dönmesiymiş. Osmanlı’nın son dönemlerinde Harbiye’ye girenler iyi incelenmiyorlarmış; “Mustafa Kemal de o da [o sayede] girebilmişler”. İnönü kendini gizleyip ‘kavmini’ korumuş. Milli mücadelede hıyanetleri varmış. İla naru cehennem (cehennemlik) olmuş. Ölüler rahmetle anılırmış ama gavurları da telinle (lanetle) anmak iman kuvvetindenmiş.
Kılıçdaroğlu’na da ‘Sen gavursun.!’ diyor. Dinleyenlere “Kılıçdaroğlu Müslümansa bir Cuma’ya girerken, camiye girerken çıkarken gördünüz mü?” diye soruyor.
Erdoğan Fesli’yi sarayda yemekte ağırlamış, ameliyatında hastaneye ziyaretine gitmişti.
Fesli “10 Kasım günü kenefe gidin” derdi ya, Diyanet İşleri Başkanı—ki hala o makamdadır—Fesli’ye 9 Kasım 2018 günü ‘tamamen insani duygularla’ hasta ziyareti yaptı, hediyeler götürdü.
‘Kin’ ve ‘nefretle’ zehirlediği gençlere “Sizin nesliniz İslamın [Şeriat düzeninin] mutlak galebesini, küfrün [demokratik rejimin] mutlak yıkılışını, [Atatürk’ün] heykellerin köpek leşi gibi sürüklendiğini görecek. O gün beni hatırlayın.!” diye içindeki tüm kötülüğü kusardı.
“Vasiyetimdir; Mustafa Kemal’e zerre muhabbeti olan cenazeme gelmesin” demişti.
Dört yıl önce öldü. Cenazesine TBMM Başkanı, eski—darbe raporunu kaybeden—TBMM Başkanı, dönemin Hazine ve Maliye Bakanı ‘Damadı Şehriyari’, AKP genel başkanvekili, yardımcıları, grup başkanvekili, İstanbul Valisi—şimdiki İçişleri Bakanı, ‘Veliaht’ Mahdum Bey, YÖK Başkanı [a.b.] katıldılar—hep Mustafa Kemal’e ‘muhabbetleriyle tanınan zevat.!
“Kız okulunun sana ne zararı var ulan.?” diyen o edepsiz imam işte bunların davasını sürdürüyor.
Zır cahil; her cahil gibi de küstah ve saldırgan…
“Biz o makamı [Hilafet’i] İslâm adına geri istiyoruz” diye camide siyasi ajitasyon yaptığında “Halkı kanunlara uymamaya teşvik, kin ve düşmanlığa tahrikten” suç duyurusunda bulunanlar olmuştu. Tahmin edeceğiniz gibi hiçbir şey olmadı…
O yüzden, pervasızca “Şu an hizmet zamanı; çok rahat bir dönemdeyiz.!” diyor
Hep birlikte surda açılan gediği büyüttüler, sur aşağı iniyor.
Dâvâ taşını bizim ‘tahminimizden çok daha kısa zamanda’ gediğine koyma çabası içindeler.
Ama hala gerekli adımları atabilecek cesaret ve beceriye sahip siyasi liderlik ve kadro arıyoruz.