Öner Günçavdı
Kamuoyu desteğini korumada Erdoğan’ın başarısı
MetroPOLL’ün yaptığı en son kamuoyu araştırmasında, Sayın Cumhurbaşkanı’nın görev onayında artış olduğu belirtiliyor. Aslında Prof. Dr. Özer Sancar bunun olabileceğinin ipuçlarını aylar öncesinden vermişti. Öncelikle Millet İttifakı’nın bileşenlerinde görülen rehavet, ardından iktidarın ekonomi alanında bütçe imkânlarını kullanarak kamuoyunda imaj tazelemeye girişmesi, azalan kamuoyu desteğinin toparlanmasına katkı yapabilir diyerek, uyarmıştı muhalefeti.
Kur artışı ve enflasyonun kamuoyu üzerinde yarattığı olumsuz etkiye güvenen muhalefet partileri, son aylarda iktidarı ekonomi üzerinden eleştirmeye başlamış, olası bir seçimi de kazanma ümidi içine girmişlerdi. Kazandıkları aşırı öz güvenle, kamuoyunda daha fazla görünür olmaya başlanmışlar, hatta gündemi belirler duruma gelmişlerdi. Anlaşılan bu uzun sürmedi.
Elbette vatandaş kurlardaki artışlardan, enflasyon ve işsizlikten rahatsız ve bu konularda iktidarı hem başarısız hem de beceriksiz buluyor. Zaten kamuoyu yoklamalarına yansıyan bir gerçek bu. Bu yüzden halkın gündeminde en önemli yeri teşkil ediyorlar. Ama bu konularda muhalefetin, hiçbir şey önermeden, sürekli iktidarı eleştirmesinden de rahatsızlar.
Gerçi “muhalefet bir iktidarı neden eleştirir” gerçekten merak ediyorum. Sanırım, daha çok iktidarın yaptığı “yanlışlardan” halkı haberdar edebilmek için. Peki, kur, enflasyon ve işsizlik gibi ekonomik konularda vatandaşın haberdar edilmesine ihtiyacı var mıdır? Kanımca yok. Zira her gün yaşamlarında bunların yarattığı zorlukları görüyor insanlar. Birinin daha çıkıp, onların bildiklerini tekrarlamasına ihtiyaçları yok. O yüzden de bu eleştiriler muhalefetin kendi tabanı dışında çok ilgi çekmiyor.
Burada muhalefetin kendine sorması gereken sorulardan biri, “neden kamuoyunun hâlâ iktidarın yanında olduğudur”. Öyle ya, iktidar yanlış bir ekonomi politikaları uyguluyor. Sürekli yapılan eleştirilere rağmen, bu yanlıştan dönmüyor. Yurtiçinden ve dışından yüksek perdeden gelen itirazlara rağmen, Sayın Cumhurbaşkanı düşüncelerinden vazgeçmiyor. Hâlâ “Faiz neden, enflasyon sonuç” diyebiliyor. Tüm açıklığına rağmen, bu yanlıştan dönmüyor.
Sanırım sıradan vatandaş için burada içerikten ziyade, bu duruşun önemi büyük. Yanlışı yapma gerekçesinin kendisi olduğunu düşünüyor vatandaş.
Muhalefet özgüven kazanırken, tabi iktidar da boş durmuyor; kamuoyu algılarını yönlendirecek söylemleri kullanıyor. Kendi başarısızlıklarını ve hatalarını kendi dışındaki nedenlere bağlıyor. Ortaya çıkan, istenmeyen sonuçları “dışsal” nedenlerle açıklayarak, sorumluluğu üzerlerinden atmaya çalışıyor. Böylece bu başarısızlıklardan kendilerini ayrıştırmaya çalışıyor.
Bu, ekonomik konularda da, bilinçli olarak tercih edilen bir strateji. Başarısızlıkları kendinden uzaklaştırmak, mümkünse bir süre geciktirebilmek için, piyasaların işleyişine ve kurumlara tereddüt etmeden müdahale ediliyor. Bu şekilde ülkenin hiçbir sorununa kalıcı çözümler üretilemiyor; ama biriktiriliyor. Ülkenin geleceğini ipotek altına alan olumsuz koşullar oluşuyor. Böyle bir ekonomik yapı ve yönetim tarzıyla iktidar olası seçimleri kazanıp güven tazelese bile iktidarın bizatihi kendi geleceği belirsiz hale geliyor.
Erdoğan destekçilerinin bazılarının da, her şeye rağmen, yapılan bu yanlışları gördüklerine inanıyorum. Ama onlar iktidarın, ama daha çok da Sayın Cumhurbaşkanı’nın kendileri için bir şeyler yapmaya çalıştığına şahitlik ediyorlar. Bu yanlışlarda ısrarın nedeni olarak, onun kendi menfaatlerine yönelik bir durum yaratmaya çalıştığına inanıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı, tüm bu muhalif görüş ve eleştirilere, tek başına onlar için katlanıyor.
Tüm anlaşılmazlığına ve yanlışlığına rağmen, itirazlara direnen ve onlar için mücadele veren, bu uğurda hiçbir taviz vermeyen bir Cumhurbaşkanı görüyorlar karşılarında. En azından onların sorunlarını çözmek için, her şeyi göze almış ve bunun için son derecede sıra dışı, cesur adımlar atabilecek bir kişiliğin varlığına güveniyorlar.
Öte yandan onların gözlerinde muhalefet ise sadece eleştiriyor ve böyle bir çaba içinde olan bir insanı engellemeye çalışıyor. Muhalefet çözüm önerileri konusunda, ne yeteri kadar görünür oluyor, ne de yeteri kadar cesur. Tabi böyle bir çözüm önerileri varsa…
Genellikle mevcut sistemin alışılagelmiş sınırları içinde kalmaya özen gösteren muhalefet, vatandaşın bugün karşılaştığı (nedeni, ne ve kim olursa olsun) sorunlarıyla yüzleşip alışılmışın dışında bir şeyler yapmaya çalışmıyor. Hep kendi ezberini oynuyor. Oysa tüm maliyetine ve neden olacağı ekonomik tahribata rağmen, iktidar bu mücadelede “büyük oynuyor”; yanlışlarında bile bile ısrar ediyor. Çünkü vermeye çalıştığı imaj ile “mevcudu reddedip alışılmışın dışında uygulamalarla yeni bir dünya inşa etmeye çalışan bir iktidar” göstermek istiyor insanlara. Uyguladığı politikalardan ekonomik sorunları çözecek bir sonuç almayacağını bilmelerine rağmen, bu ısrarının, en azından Cumhurbaşkanı’nın imajı için olumlu sonuç doğurduğunun farkında iktidar temsilcileri.
Muhalefet, “saçma” da olsa, bu tarz cesur çıkışlar yapamıyor. Çünkü destek için dayandığı kesimlerin yapacağı rasyonel eleştirilerden korkuyor. Kimin için siyaset yaptığını tam olarak bilmeden, orta sınıf siyasetinin sınırları içine hapsediyor kendisini. Akılcı bir siyaseti, sorunlarına cevap ararken duygusal yaklaşımı tercih eden insanlara sunmaya çalışıyor.