Geçen hafta gündem BM’di.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler zirvesinden sonra katıldığı BM Genel Kurulu’nda bence çok önemli bir konuşma yaptı.
Birleşmiş Milletler, insanlığın oluşturduğu en büyük işbirliği örgütlenmesidir; Uluslararası barış ve güvenliği korumak amacıyla 1. ve 2. Dünya Savaşı’nda dünyayı ateşe veren devletlerin öncülüğünde kurulmuştur.
BM Teşkilatı, ekonomik, sosyal, kültürel ve insancıl nitelikteki uluslararası sorunları çözmek için uluslararası işbirliğini sağlamak amacındadır.
Bunun için dünyada ırk, cinsiyet, dil veya din ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygı gösterilmesini temel değer olarak kabul eder ve bunu gözetir.
Dünyada kurulu tüm devletler ve devletimsi toplum yapıları BM’in eşit üyesidir. Ancak ABD, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin devletleri, bu amaç ve ilkeye öncülük ve koruyuculuk etmek bahanesi ile kuruluşta oluşturdukları Güvenlik Konseyi üyeleri olarak kararları VETO etmek yetkisine sahiptir.
BM, Genel Kurul, Güvenlik Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey, Yönetim Konseyi, Genel Sekreterlik ve Uluslararası Adalet Divanı idari yapıları ile Genel Sekreter tarafından yönetilir.
Her yıl Eylül ayında tüm üyelerin katılımı ile Genel Kurul yapılır ve yeni kararlar alır.
Birleşmiş Milletlerin 5 Eylül’de başlayan 78. Genel Kurulu tamamlanıyor. Toplantılara 193 ülkenin devlet ve hükümet başkanları, bakanları ve delegasyonları katıldı.
BM Genel Kurulu'nda Dünya liderleri, uluslararası kalkınma, ekonomik kalkınmanın finansmanı, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine nasıl ulaşılacağı, iklim değişikliğiyle mücadele, dünyada açlığın ve yoksulluğun sona erdirilmesi, salgın hastalıklarla mücadele, dünya çapında gelirlerin ve eğitimin iyileştirilmesi, temiz suya ve sanitasyona erişimin artırılması ve nükleer silahsızlanma konuları üzerinde konuştular, tartıştılar, kararlar aldılar.
Rusya-Ukrayna savaşı da önemli bir gündem maddesiydi.
Daha önce de kararlar almış ve bunu ilan etmişlerdi;
6-8 Eylül 2000 tarihlerinde yapılan liderler zirvesinde, günümüzün en güçlü ve öncelikli küresel taahhüt belgelerinden biri olarak kabul edilen Binyıl Bildirgesi’ne imza koymuşlar ve 2015 yılına kadar yerine getirilmesi planlanan sekiz hedefi ilan etmişlerdi.
Binyıl Bildirgesi’nde, “Kadın, erkek, çocuk, tüm kardeşlerimizi, bugün bir milyarı aşkın kişiyi pençesine almış olan koyu ve kişiyi insanlıktan uzaklaştıran yoksulluktan kurtarmak için hiç bir çabadan kaçınmayacağız. Kalkınma hakkını herkes için bir gerçek haline getirmeye ve insanoğlunu muhtaçlıktan kurtarmaya kararlıyız. Dolayısıyla, kalkınmaya ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasına elverişli bir ortamın - hem ulusal, hem küresel düzeyde - yaratılmasına kararlıyız. Günlük geliri bir doların altında bulunan nüfusu ve açlık çeken nüfusu 2015 yılına kadar yarıya indirmeye ve aynı tarihe kadar, sağlıklı içme suyuna ulaşamayan ya da gücü yetmeyen nüfusu da yarıya indirmeye; karar vermiş bulunuyoruz” demişlerdi.
SONUÇ; Fiyasko…
Bugün, İnsan nüfusunun % 46'sı yani iki milyar beş yüz milyon insan Dünya Bankası tarafından belirlenen günlük 2 ABD doları olan yoksulluk sınırının altında yaşarken, bir milyar iki yüz milyon insan ise günlük 1 ABD doları olan açlık sınırının altında yaşamını sürdürmektedir. Avrupa’nın ortasında savaş devam etmekte ve nükleer 3. Dünya Savaşı ihtimali konuşulmaktadır.
BENCE
BM sahnesinde küresel şeytanların yönetiminde bir “insanlık trajedisi” oynanıyor, biz de seyrediyoruz; 10. köyden de kovsalar, doğruları, birileri söylemeli.
BM 2019 Eylül Genel Kurul Toplantısında o zaman 16 yaşında olan İsveçli çevre aktivisti Greta Thunberg, dünya liderlerinin yüzüne karşı "Boş sözlerinizle hayallerimi ve çocukluğumu çaldınız. Buna nasıl cüret edersiniz?" diye haykırmıştı.
2023 Eylül ayı BM Genel Kurul toplantısında ise Togo Dışişleri Bakanı Robert Dussey, "Siz kim oluyorsunuz da bizi bu şekilde aşağılıyorsunuz?" diye haykırdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “BM Güvenlik Konseyi, artık dünya güvenliğinin teminatı olmaktan çıkmış, 5 ülkenin siyasi stratejilerinin çarpışma alanı haline gelmiştir. Küresel hırsları nedeniyle teröre göz yumanlar var. Sırf kendi siyasi, ekonomik çıkarları için terör örgütleriyle çalışmaya devam eden ülkelerin, terörden ve bağlantılı sorunlardan şikayet etme hakkı yoktur. Suriye ve Irak başta olmak üzere, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Sahel'de kendi siyasi ve ekonomik çıkarları için DEAŞ ve benzeri örgütleri paravan olarak kullananların riyakarlıklarından bıktık, usandık. Bir kez daha diyoruz ki dünya 5'ten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür” diye konuşarak bu insanlık dramını tarihe not düştü.
İnsanlık, bu küresel şeytanları mutlaka yenecektir!
