Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

EL Mİ YAMAN BEY Mİ YAMAN, GÖRECEĞİZ!

Halkın gündemini geçen hafta yazmıştım.
Ağırlaşan yaşam şartları karşısında çaresizlik, gelecek korkusu ve siyasetin duyarsızlığına duyulan öfke olarak gündemi özetlemiştik.
“Çaresizlik, korku ve öfke” birikimi zamanla toplumsal enerjiye dönüşür ve siyasetçilere bedel ödetir diye siyasetçileri dostça uyarmıştık.
Bu hafta siyasetin muhtemel gündemini sesli düşünelim, istiyorum.
Siyasi partiler ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) birlikte “siyaset kurumu”nu oluştururlar. Bunlar demokratik sistemin vazgeçilmez kurumlarıdır. Siyaset kurumu siyaset yaparak ülkeyi yönetmektedir, bu sebeple siyasetin gündemi halkın gündemi kadar önemlidir
Siyasetin değişmez gündemi seçimdir.
Türkiye seçim sürecine girdi, Haziran 2023 tarihinde yapılacak genel seçim için geri sayım başladı. 2022 yılı Bütçe Kanunu görüşmeleri bu yılı tüketir. Ocak ayından itibaren öncelikle yeni seçim kanunu teklifi müzakere edilir. Mart ayından önce tamamlanacağını tahmin ediyorum. Yapılacak genel seçimden bir yıl önceki bir tarihe kadar yeni seçim kanunu veya seçim kanununda yapılacak değişikliklerin tamamlanması gerekmektedir. Cumhur İttifakı adayı Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına 3. defa adaylığına hukuki zemin hazırlamak, bu konudaki tartışmaları önlemek için muhtemelen seçimler erkene alınarak 2023 Nisan ayında yapılır.
Önemli olan seçim tarihi değil seçimin kazanılması için yapılacak resmi/gayri resmi ittifaklardır. Çünkü genel seçim olmakla beraber yeni yapılan Anayasa değişikliği ile seçim, ikinci turda iki kişi arasında yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimidir. Kazanabilmek için %50 +1 OY almaya mahkûm edilen adayların kuracağı ittifaklar ve bunun için yapılacak manevralar önümüzdeki dönemde siyasetin gündemi olacaktır. Bir yıl bu gündemi takip edeceğiz.
“Bay Kemal, Sana bu millet bu devleti teslim eder mi?” diye soran Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yani, “Sana veya adayına cumhurbaşkanlığını bırakmam” demektedir. Yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerini kendisinin kazanacağını, kazanması gerektiğini, kazanmaya mecbur olduğunu bir anlamda ifade etmektedir. Siyaset gündeminin kesinleşen maddesi budur.
Siyasi gündemin merkezinde Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanmak için yapacakları olacaktır; söylemi, stratejisi, taktikleri, ilişkileri, kavgaları, dostlukları, programı, seçim yatırımları, yaptırımları velhasıl siyasi gündemi bizzat kendisi belirleyecektir. Tüm Türkiye bu gündemin arkasından sürüklenecektir.
Cumhur İttifakı’nın (AK Parti, MHP ve BBP) oyları kazanmaya yetmezse; kazanmak için ne yapacaktır?
Var mı böyle bir ihtimal?
Bugün için var, kamuoyu yoklamaları bunu gösteriyor.
Halk, değişmeyen ve de her geçen gün daha da ağırlaşan gündeminin hesabını iktidar partisi olarak AKP’ye keseceğine göre önümüzdeki süreçte bu ihtimal daha da güçlenecektir.
Kazanmak için Cumhur İttifakı’nın OY toplamı yeterli olmayacağı için yeni ortaklar aranacaktır.
En az %10 OY potansiyelli bu yeni ortak siyasi parti veya siyasi partiler kim olacak?
Bu yeni ortakların İttifak’a katılmalarının şartları nasıl oluşturulacak; hangi zeminde ve ne karşılığında karşı ittifaktan bir parti kopartılarak Cumhur İttifakı’na katılacak?
VEYA % 50+1 kuralından vazgeçilecek; yeniden “parlamenter sistem”e geri dönülecek, Anayasa değişikliği iptal edilecek demektir.
Var mı böyle bir ihtimal, VAR!
Anayasa Mahkemesi, 2017 yılında halk oylaması ile kabul edilen Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Anayasa değişikliğine CHP’nin itirazını henüz görüşmedi. Görüşebilir ve itirazı kabul edebilir!
Dolayısıyla yenisi yapılıncaya kadar seçime eski Anayasal sistemle gidilir.
VEYA TBMM’de sağlanacak bir uzlaşma ile 2007 öncesine dönülür; cumhurbaşkanını TBMM seçer. Olmaz demeyin; Neden olmasın!
Muhalefet partileri parlamenter sistem istemiyorlar mı?
“Birileri cumhurbaşkanı olmaya mahkûm birileri başbakan olmaya hevesli” …
Gerekçe hazır; beka meselesi, dış güçler, PKK terör saldırıları, milli güvenlik sorunu, istikrar bozulmasın; 2002 öncesine döneriz korkutması, 2053, 2071 hedefleri; küresel güç Türkiye hayalleri…
2022 yılında siyasetin gündemi bu ihtimallerin ve soruların cevaplarının arayışı ile şekillenecektir.
Gerçi muhtemeli konuşuyoruz, ancak siyasi gündemin merkezinde seçim olacağı kesin…
BENCE
Seçimin sonucunu (bu süreçte kendini koruyabilirse) İYİ Parti’nin kararı belirleyecektir;
HDP’nin desteğine muhtaç Millet ittifakı mı?
Yeniden parlamenter sisteme dönmek şartıyla Cumhur İttifakı mı?
“Eve dön” çağrısı masada bekliyor!
Provokasyonlar artarak devam edecek,
“Daha neler olacak, neler. Bunlar iyi günler” denildiğine göre…
Kırk katır mı, kırk satır mı?
YA DA toplumun önüne bir gelecek projesi koyarak “ATATÜRK tavrı” göstermek mi?
Toplum olarak sorumluluğumuz; Siyasete kendimizi hatırlatmamız gerekiyor; parti aidiyetimizden vazgeçmeden bağımsız hareket edebilmeliyiz ve bunu siyaset yöneticilerine hissettirmeliyiz.
İnanıyorum ki,
Geçim gündemi seçim gündemini yenecektir!
“El mi yaman, bey mi yaman” göreceğiz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi