Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

Ekmek yok... Anayasa verelim mi?

Olmayan malın yerine müşteriye ilgisiz bir başka şeyi satmaya çalışan tezgahtar gibi son günlerde AKP yöneticileri, milletin feryatları karşısında çaresiz, çırpınıyor; “Çok çalışıyoruz ancak para bulamıyoruz! Emekliye zam yapamıyoruz, dövizi, faizi, enflasyonu durduramıyoruz, ekmeği büyütemiyoruz, bunların yerine Anayasa verelim mi?” diyorlar.

“Yeni Anayasa'yı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, mücadeleyi asla bırakmayacağız” bu bizim “Namus borcumuz” diyerek de güzelleme yapıyorlar.

Şaka gibi.

21 yıl sonra AKP’de yeni anayasa yapmak sevdası nereden çıktı?

Türk toplumu, özellikle hayat pahalılığı karşısında perişan ve çaresiz; iktidardan bir mucize bekliyor. Özellikle emekliler açlık sınırı altında bir gelirle yaşamaya mahkum; açız diye feryat ediyor!. İktidar, yeni anayasa yapmaktan bahsediyor.

Toplumun ihtiyacı yeni anayasa mı?

Zamanı mı, mümkün mü?

Türkiye, yeniden “onurlu yanlızlık” sarmalına sürükleniyor.

ABD Başkanı Joe Biden, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları sonrasında Asya Türk Cumhuriyetleri liderleriyle bir toplantı yaptı ancak Türkiye Cumhurbaşkanı’na randevu bile vermedi. G20 Zirvesi sırasında G7 ve zirvedeki NATO liderleri bir araya geliyor ancak G20 Zirvesi'nde bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan toplantıya çağrılmıyor.

Türkiye’nin AB üyeliği artık hayal oldu; Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin "mevcut koşullar içinde" yeniden başlatılamayacağı belirtiliyor.

ABD, AB ve NATO’nun bu tavrı özel bir anlam taşımıyor mu?

G20 toplantısında kararlaştırılan "Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru" isimli proje ile Hindistandan Hamburg’a Yunanistan üzerinden bir koridor açılıyor, Çin’in Kuşak-Yol Projesine karşılık, ancak bu projeye Türkiye dahil edilmedi.

Çin, “Kuşak Yol” projesi kapsamında 140 ülke ve 31 uluslararası organizasyonla iş birliği anlaşması imzaladı ve bu ülkelere çok büyük yatırmlar yapıyor, aralarında Türkiye yok. Şangay İşbirliği Örgütü’ne İran daimi üye olarak kabul edilirken Türkiye yok sayıldı.

Çin’in himayesinde 15-16 Eylül tarihlerinde Küba’da düzenlenen ve 130 ülkenin katıldığı G77+ÇİN toplantısına Türkiye davet edilmedi.

Batımızdaki dünya ile her geçen gün ipler geriliyor doğumuzda gelişen büyük işbirliğnde yerimizi alamıyoruz, etrafımızdaki ülkelerin çoğu ile kavgalıyız.

Yeni Anayasa mı bizi dünya ile barıştıracak?

Ayrıca, dünyanın en değerli coğrafyasında ancak savaşların ortasında yaşıyoruz;

Ülkemizin kuzeyindeki savaş iki yılını doldurmak üzere; nükleer savaştan, üçüncü dünya savaşından bahsediliyor; Karadeniz kaynıyor! Kafkasya yanıyor.

Güneyimizde  küresel güçlerin mevzi tuttuğu bir savaş durumu var; heran bizi içine çekebilir; müttefikimiz(!) ABD, geçen hafta bir SİHA’mızı bilerek düşürdü, destek verdiği teröristler İçişleri Bakanlığı’nın kapısında eylem yaptılar; kendilerini patlatarak adeta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne meydan okudular!

İsrail’in Filistin’e ilan ettiği savaş tüm Ortadoğuyu’yu yangın yerine çevirebilir.

Yeni Anayasa Türkiye’nin hangi küresel sorununu çözecek?

Sonuç olarak, Cumurbaşkanı Erdoğan ve AKP çevrelerince ısrarla gündeme getirilen “Yeni Anayasa”, Türkiye’nin aciliyet kazanmış ve ertelenemez iç-dış hiçbir sorununa tılsımlı çözüm getirmeyecektir. Bu sebeple toplumda hiç bir karşılık bulmadı, heyecan yaratmadı.

Millet can/ekmek derdinde kasap(!) et derdinde!

“İnsanı merkez alan, sivil, demokratik, özgürlükçü bir anayasa” kulağa hoş geliyor ancak ihtiyaç mı, mümkün mü, toplumun önceliğimi ve de teklif edenin inandırıcılığı var mı? Bu soruların cevapları çok tartışılır!

Her gün muhalefet liderlerine hakaretler eden Cumhurbaşkanı’nın “Anayasa’yı milli irade ruhuyla hazırlamak” iddiası ise gülünç oluyor; milli iradeyi nasıl bir araya getireceksiniz?

“Yeni Anayasa” yapmak fikri de boş/hoş bir laf olarak havada asılı kalacak gibi, bir “aldatma ve kandırma” örneği olmaya mahkum olacağı görülüyor.

“Doğruları, doğru adamlar doğru zamanda ve doğru zeminde söylerse bir anlam ifade eder” demiş atalarımız. 20 gün sonra 21. yılını dolduracak olan AKP’nin tek başına iktidarı, “Yeni Anayasa” yapmak sözünü birçok defa gündeme getirmiş, bunu gerçekleştirecek Meclis’te sayısal güce ve toplumsal desteğe sahip olmasına rağmen yeni bir Anayasa yapmaya hiç teşebbüs etmemiştir, hep lafını etmiştir.

Toplum, “Düğün değil bayram değil, eniştem beni niye öptü” diyen baldız tedirginliğinde çok haklı olarak soruyor; ne oldu, neden şimdi, neyi yapmak istediniz veya neyi yapmak istiyorsunuz da mevcut Anayasa size engel oldu, elinizi kolunuzu bağladı?

21 yılda yapmadığınızı şimdi “çek, çak” veya inşallah, maşallah ile sofraya/gündeme getirmek artık asla inandırıcı olmuyor! Aç karınlar ham hayallerle dolmuyor, doymuyor.

BENCE

Zor günlerden geçiyoruz;

Ülke yöneticileri, yeni bir Anayasa yapmaktan önce insanımızın sorunlarını çözmeli, küresel bir kuşatma ve çok yönlü tehdit altında tutulan devletimizi güçlendirecek politikalar geliştirmelidir.

Allah, Milletimize ve Devletimize zeval vermesin

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi