Uğur Temel
Demir tava geldi kömür bitti, Trabzon'un aklı başına geldi lig bitti
Geçen senenin şampiyonu, lig biterken açıldı. Son üç haftadan beri (Karagümrük, Giresunspor ve Alanyaspor) hem bol gol atıyor hem de iyi futbol oynuyor. İstanbul’da alınan Fenerbahçe mağlubiyetinin ardından; ‘Trabzonspor taraftarları, ligin bitmesi için dua ediyor.’ yazmıştım. O maçtan sonra Trabzonspor, futbolun doğrularını yaparak, kişilikli ve mücadeleci bir oyun sergilemeye başladı. Bordo Mavili taraftarlar, son üç maçı seyrettikten sonra, ligde birkaç maç daha olmasını istiyorlardır şüphesiz…
Peki, bu galibiyetlerin sırrı ne? Ne değişti de Trabzonspor, gol olup yağıyor? Cevap basit aslında: Kan değişiminin tutması… Yeni teknik direktör Nenad Bjelica’nın takımı tanıması, takıma hâkim olması, yavaş yavaş- hâlâ deneme yanılma içinde olsa da- doğru kadro çıkarması, değişikliğin sebebi…
Futbol garip bir oyundur. Yediğinden, bir fazla gol atıp galip geldiğin ve puan tablosuna +3 puan yazdırdığın sürece kredin hep olur, kötü oynasan bile… Geçen sezonun şampiyonu, bu sezona kötü başladı. Şampiyonlar Ligi’ne kalamadı, gerekli ve yeterli transferler yapılmadı, kadro derinliği ile kadro genişliği sağlanamadı. Takım, kötü oyuna rağmen bir şekilde kazanıp kazanıyordu. Ta ki; sezonun ilk yarısında üst üste gelen iki deplasman mağlubiyetine kadar… Karagümrük ve Alanya maçlarında alınan farklı mağlubiyetler hem takımı şampiyonluktan uzaklaştırdı hem de krediyi bitirdi. Abdullah Avcı’nın fantezileriyle dolu İstanbul’daki Galatasaray mağlubiyeti sonrasında da boks deyimi ile takım knock-out olmuştu bile. Belki de kurtuluş, Abdullah Hoca’nın o akşam, “benden bu kadar” demesi olurdu. Ancak, o gecenin sabahında ülkenin on bir şehrini yıkan deprem sonrası, gündem değişti haliyle. Futbolu, doğal olarak bir kenara bıraktık.
Konferans Ligi’ne veda, Süper Lig’de alınan başarısız sonuçlardan sonra başkan Ahmet Ağaoğlu istifa edince, Abdullah Mucip Avcı Hocam; “yeni yönetimin önünü açmak için” SÖZDE istifa etti. Gerçekte ise; Trabzonspor’un Kamuoyu Aydınlatma Platformu (KAP) bildirimlerine göre, “üç aylık alacaklarını garanti altına alarak” görevine son verilmişti. İşte o gün, başkanlığın tek adayı olan Ertuğrul Doğan’ın –ki o yönetimin asbaşkanı idi- yeni bir teknik direktör ile anlaşması gerekirdi. Trabzonspor, Abdullah Avcı’nın ekibinde yer alan Orhan Ak’a emanet edilmemeliydi. Kendini hiç geliştirmemiş Ak ile bu işin olmayacağı görülmeliydi. Takımı emanetçiye bırakmak yerine, sahibine emanet edilse, daha akıllıca bir hamle olurdu.
Nenad Bjelica, gelir gelmez takıma sihirli değnek değmedi. Sivas, Konya ve Fenerbahçe maçlarında takım çok kötü ve kişiliksiz bir oyun sergiledi ve mağlup oldu. Ankaragücü maçında ise, kötü oyuna rağmen alınan galibiyet vardı. Sezon ortası gelen, takımı hiç tanımayan bir hoca için kötü oyun, mağlubiyet, denemeler- yanılmalar gayet doğal. Hırvat teknik adam, Karagümrük maçı ile birlikte doğruları yapmaya başladı. Takım dirençli ve kişilikli bir mücadele ortaya koydu. Üç maçta atılan 13 gol elbette sevindirici ve güzel… Bu serinin yakalanmasında bir diğer etken ise; Edin Visca…
Boşnak oyuncu bu sezon çok talihsizlikler yaşadı. İlk yarıda oynanan Hatayspor ve Karagümrük maçlarında, aynı bölgeden sakatlıklar geçirdi. Visca’nın iyileşip form tutmasıyla beraber, Trabzonspor da bir üst kademede top oynamaya başladı. Visca, geçiş oyunu oynayan takımlar için bulunmaz nimet… Dün akşamki maçta attığı pasları gördük. Diri bir Visca, doğru da kullanılırsa, bu takımda çok iş yapar.
Trabzonspor’un, önümüzdeki sezon yarışın içinde olabilmesi için transfer şart. Kadro derinliği ve genişliği mutlaka ve mutlaka yaratılmalı. Transferde tek yetki Hırvat Teknik Direktör Nenad Bjelica’da olmalı. Trabzonspor yönetimi, menajerlerin oyuncağı olmamalı. Bordo Mavili takımın kaybedeceği bir sezon daha yok…