Cevat Kol
Bindik bir alamete!
İşler kötü gitmeye başlayınca sağlıklı düşünmek doğru karar verebilmenin olmazsa olmazıdır.
Bu durum bilgi ister..
Donanım ister..
Tecrübe ister..
Liderlik ister..
Fırtınalı havada gemiyi limana sağsalim götüren kaptana sahip özellikleri ister.
Trabzonspor’da işler bu dakikadan sonra belli ki sarpa saracak .
Artık bakan yok..
Yeni borçlanmalara neden olacak kredi sansı da yok..
Bakanın adı bile yok..
Mağaza geliri yok..
Ürün satışı yok denecek kadar az..
Tribün geliri yok.
Kombine yok..
Loca alan yok..
Localara eş dost akraba gidiyor!!
Çok şanslı bir yönetim. O tribünler açık olsa bu taraftar teneke çaldırır. Dua etsinler ki pandemi var..
Kupa geliri yok..
Geçtiğimiz sezon o kupa ne bereketliydi.
Para getirdi..
Newton’a prim getirdi, teknik adamlık getirdi..
CV’sine çalıştırdığı kulübün adını Trabzonspor diye yazdırdı. Kupa kazanan teknik direktör kategorisine girdi.
Yetmedi transfer bile yaptırdı.
Gelinen noktaya bakın..
İlk turda 10 kişi kalan 1.lig takımına yenilerek elendi..
“Gençleri göreyim” diyen Abdullah Avcı, ava giderken avlandı..
Gençler bitti..
Kupa gitti..
Önemli gelir kaynağı bitti.
Takımın marka değeri taban yaptı.
Ne garip bir dünya..
Ya da Trabzonspor ne tuhaf bir kulüp..
Newton için kupa referans olup iş başı yaptırırken, kupada ilk turda elenen Avcı için çerez oldu. Deneme tahtası oldu!
Newton ve Avcı ödüllendirilirken lider takımının Hocası Ünal Karaman’ı yemek kimin aklıydı. Masum Hüseyin’i öğütmek Allah’a reva mıydı?
Onlar Trabzon’un evladı olduğu için mi harcandı. Ünal Karaman doğruyu söyledi, gönderidi. Abdullah Avcı ne diyor? Bu takımda kadro mühendisliği hatası var. O zaman mühendisi göndermek lazım!! Cefayı Ünal ve Hüseyin’e çektir. Sefayı Newton ve Avcı ile sür. Allah’ın adaleti buna izin verir mi?
Eldeki oyuncuların değerleri düştü.. Abdülkadir Ömür’ü, Parmak’ı, Uğurcan Çakır’ı değil isteyen soranların sayısı bile azaldı.
Bu tabloyu gören yabancılar işe uyanmış olmalı. Nwakaeme artık kendine oynuyor.
Diğerlerine müşteri bulmak için beş menajere ihtiyaç var..
Ligde durum ortada..
Rakiplerle puan farkı artıyor..
Her geçen hafta tehlike çanları çalıyor. Kaybedilen her maç kasadan gidiyor.
Marka değeri eriyor..
Oyuncular kesesinden, kariyerinden tüketiyor..
Kulüpler için sponsorluklar hatır-gönül ilişkisi ile bağlanıyor..
Başarı yoksa gönül işi yok..
Hatırı sayılacak adamın yoksa sponsor da yok..
Kısaca borcu azalttık diye hava atanları çok ağır haftalar, aylar bekliyor.,
Ödememelerin zamanı geldi.
Ara transfer geldi..
Parasını alamayan oyuncunun yanına milyon Eurolar ödeyip oyuncu almak ateşe benzin dökmektir.
Avcı’ya devre arasında transfer sözü verildiğini anlamak için kahin olmaya gerek yok. Abdullah Avcı lig ve kupa maçlarında tüm oyuncuları vitrine çıkardı. Yönetimin önüne serdi. “İşte eseriniz bu” dedi.
Hemen arkasından Bilal, Diabate ve Plaza’yı kapının önüne koydu. Bu sayı iki hafta içinde artacak.
Anlamı şudur..
“Transfer istiyorum”
Pamuk eller cebe..
Devre arasında para edecek kaç oyuncunuz var?
Değerli oyuncunuzu verirseniz ligdeki durumunuz ne olur?
Bunların hepsinin hesabını yapmak lazım.
Bu camia Karadeniz gibidir. Ne zaman patlayacağı belli olmaz!!
Yönetime bir bakalım.,
Takıma ekonomik anlamda kaç kişi yardım edebilir..
Kendinizi yormayın..
Hiç kimse..
Başkan Ağaoğlu gemileri için kredi işini halletti. Umduğunu bulamayan eleştiri oklarının hedefi olan Mehmet Yiğit Alp’in hevesi kırıldı. As başkan olarak sadece tabelası kaldı. Ertuğrul Doğan ne için yardım etsin ki? Her şeyde kenara itildi. Parası için sevildiğini o da biliyor..
İşin özü Trabzonspor’u zor bir dönem bekliyor. Siz hiç gidiş geliş tek şeritli yolda Zigana’yı çıktınız mı? Trabzonspor için durum tam da budur..
Bindik bir alamete!…