Yenidoğan Çetesi davasında 8. gün

Yenidoğan Çetesi davasında 8. gün
"Yenidoğan Çetesi" davasınıda tutuksuz sanıkların dinlenilmesine başlandı. Bugün geri kalan 18 sanığın savunmalarına devam ediliyor.

'Yenidoğan Çetesi'nde 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmanın 7. celsesi dün tamamlandı. İlk 7 celsede çete lideri olmakla suçlanan Fırat Sarı da dahil olmak üzere 22 tutuklu sanık ile, 7 tutuksuz sanığın ifadeleri alındı.

Duruşma bugün tutuksuz 18 sanığın ifadelerinin alınmasıyla devam ediyor.

Duruşma başladı

Bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları salonda hazır edilirken, bazı tutuksuz sanıklar da bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Duruşma saat 10.15’te kimlik tespitinin ardından tutuksuz sanık Ceren Hatice Kırım’ın savunmasıyla başladı.

"Kaynağını sorgulamadım"

Mahkeme Başkanı, elimdeki dosyadan Hemşire Ceren Hatice Kırım’a soru sormaya başladı.

Mahkeme Başkanı: Maaşını nereden alıyordun?

Ceren Hatice Kırım: Medilife Beylikdüzü Hastanesi’nden alıyordum.

Mahkeme Başkanı: Başka bir yerden maaş alıyor muydun?

Ceren Hatice Kırım: Medisense’den de alıyordum.

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’nın şirketi…

Ceren Hatice Kırım: Kaynağını sorgulamadım, mesai ücreti olarak alıyordum.

Mahkeme Başkanı: Neden hastane değil de Medisense ödüyor?

Ceren Hatice Kırım: Medisense, ayrıyeten kıdem ücreti olarak veriyordu. Çok tecrübeli olduğum için.

"27 hasta vardı, 23 olması gerekiyordu"

Mahkeme Başkanı, Fırat Sarı ile yapılan tapeyi okudu.

Ceren Hatice Kırım: Konuşmada iğneleyici şekilde konuşuyorum. Orada kendisine bilgi verme sebebim alanda fazla hasta sayısı olması nedeniyle. 27 hasta vardı, 23 olması gerekiyordu.

"Hayatın olağan akışına aykırı"

Savcı Kadir Kocakaya: Hasan Basri’ye ilaçlarla ilgili ‘Ondan bir 6 tane vereyim’ diyorsun. Bayağı konuşma var. Ama burada ‘yapmadım’ diyorsun. Yapmadığın bir şeyin konuşmasını neden ayrıntılı şekilde yazıyorsun?

Ceren Hatice Kırım: Hasan Basri o konuda biraz diretti. Daha sonra doktorlarla görüştüm ve kendisini oyaladım.

Savcı Kadir Kocakaya: Niye oyalama ihtiyacı duyuyorsun? Hayatın olağan akışına aykırı. Biri bana ‘Bu bilgisayarı ver’ dese, ‘ne diyorsun ya sen bu devlet malı’ derim.

Ceren Hatice Kırım: Belki acil bir durum için istiyor diye uzatmışımdır. Bir çocuğun ihtiyacı olabilir diye düşündüm. Konuşmalarda da sormuşum zaten.

"Fırat Sarı adına istiyordu"

Fırat Sarı’nın avukatı: Hasan Basri senden ilaç isterken kendi adına mı istiyordu, Fırat Sarı merkezde toplayacak diye mi istiyordu?

Ceren Hatice Kırım: Ben hiç genel merkez diye bir şey duymadım ama Fırat Sarı adına istiyordu.

"Talimatı kimden aldınız?"

Avukat: Başhemşirelikten uyarı aldın mı?

Ceren Hatice Kırım: Yeteri kadar dosyayı denetlemediği için uyarı almışımdır. Zaten hastaya dokunmayı daha çok sevdiğim için sorumlu hemşireliği bıraktım.

Avukat: Medisense şirketiyle ilgili para dağıtırken bu talimatı kimden aldınız?

Ceren Hatice Kırım: Bu talimat değildir ricadır. Kendisinin asistanı yoktu geçici bir süreliğine yaptığım bir şeydi.
Ben de bundan memnun değildim. Telefon kayıtlarım incelendiğinde de görülecektir. Kıdemli hemşire olarak görev yapmıştım. Aldıysam da bunun için almışımdır başka bir şey yok.

CHP'den istifa eden doktor kürsüde

'Yenidoğan Çetesi' soruşturmasında adının geçmesinin ardından CHP'den istifa eden İBB Meclis üyesi, Medilife Beylikdüzü Hastanesi'nin başhekimi Ahmet Atilla Yılmaz sanık kürsüsüne geldi.

"Çok şükür ki bebeklerin vefatı üzerinden sorgulanmıyorum"

Ahmet Atilla Yılmaz: Suçlamaları kabul etmem mümkün değil. Emekli olduktan sonra SGK’dan emekli maaşı alan bir cerrahım. Bir başhekimin hastanenin cirosunu artırma gibi bir kaygısı olmaz. Çok şükür ki bu iddianamede bebeklerin vefatı üzerinden sorgulanmıyorum. Dört kız çocuğu babası olarak böyle bir suçlama bana yöneltilmediği için minnettarım. Ancak en çok üzüldüğüm şey, sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu durum ve onlara yönelik bakış açısıdır.

Mahkeme Başkanı: Danışmanlıkla ilgili görüşmeleri kim yapmıştı?

Ahmet Atilla Yılmaz: Ben de yaparım gerekli olduğunda bu süreçte yenidoğan uzmanı konusunda bizim bilgili bir hekime ihtiyacımız olduğunu, danışmanlık almamız gerektiğini yönetime söylemiştim. Yönetim kurulu başkanımız doktor Osman Deniz yapmıştır.

Mahkeme Başkanı: Sanıklardan tanıdığınız var mı?

Ahmet Atilla Yılmaz: Doktor Fırat Sarı ve Doktor İlker Gönen’i tanıyorum. Ayrıca 20 yıldır aynı bölgede çalışıyorum, bazen tanıdığım kişiler oluyor ancak nereden tanıdığımı hatırlayamıyorum.

Mahkeme Başkanı: Danışmanlık ile ilgili Fırat Sarı veya İlker Gönen ile hiç görüşmeniz oldu mu?

Ahmet Atilla Yılmaz: Doktor İlker Gönen ile hasta güvenliği hakkında konuşurduk. İlker Bey ile yaptığımız bir görüşmeyi hatırlıyorum; yenidoğanın çok önemli olduğunu söylemişimdir.

"Herhangi bir organik bağımız yoktur"

Mahkeme Başkanı: Beylikdüzü Medilife ve Bağcılar Medilife arasındaki fark nedir?

Ahmet Atilla Yılmaz: Yönetimleri, işletmeleri farklı. Herhangi bir organik bağımız yoktur. Yönetim devri olduktan sonra isimleri öyle kaldı ama yönetim kurumları çok farklı.

"Çalışanlarımıza ödemeler bizim bilgimiz dahilinde değil"

Mahkeme Başkanı: Hasta sevkleriyle ilgili bilgin var mı?

Ahmet Atilla Yılmaz: Bizim kendi hastalarımızın yoğun bakıma geldiğini gördüm. Dışardan çok sevk geldiğini görmedim. Biz de dışarıya kolay kolay sevk etmeyiz.

Mahkeme Başkanı: Danışmanlık şirketiyle anlaşmanın içeriğini biliyor musunuz?

Ahmet Atilla Yılmaz: Resmi bir anlaşmamızın olmadığını biliyorum. Çalışanlarımıza ödemeler bizim bilgimiz dahilinde değil. Mesai ücretleri de hastaneden ödenirdi.

Mahkeme Başkanı: Opera bebek var. Sizin hastaneden Birinci’ye sevk olmuş.

Ahmet Atilla Yılmaz: Sevkler kendi mecrasında hekimlerin yürüttüğü bir süreçtir. O bebek bizim hastanemizde 14 Ocak’ta geldi. Gece 1’de gereği üzerine 112 üzerinden çocuk yoğun bakımı ihtiyacı doğdu. Çocuk yoğun bakımımız olmadığından sevki oldu ama elimizi üzerinden çekmediler. Hekimler takip etti.

Yenidoğan yoğun bakımına almak zorunda kalındı. Burada da yine takip edildi. Benim de bazen sevk ettiğim zaman 112’den yeterli sürede cevap gelmeyince yakınlarımızı eşimizi dostumuzu ararız. 112 dışında hekimler, çalışanlar sağlık birimleri konuşurlar. Ancak nihayetinde 112’den sevk yapabilir talimatı gelince yapılır.

Mahkeme Başkanı: Ekleyeceğin bir şey var mı?

Ahmet Atilla Yılmaz: Teşekkür etmek isterim. Avukat bulmakta zorlandık. Sanık avukatlarına çok teşekkür etmek isterim. Hiçbir hastaya AİDS oldu diye o oldu diye hiçbir hastayı reddetmedim. O yüzden teşekkür etmek isterim.

Çapraz sorgu

Üye hakime: Fırat Sarı’dan önce danışmanlık hizmeti aldığınız var mıydı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Yenidoğan’da yoktu. Başka birimlerde vardır.

Üye hakime: Sevk yönünde talep var mıydı?

Ahmet Atilla Yılmaz: Hiçbir talebimiz yoktu.

Savcı Kadir Kocakaya: Resmi anlaşma yok dedin, değil mi? Anlaşma yokken neye dayanarak ödeme yapıyorsun? Çıkışını neye göre gösteriyorsun?

Ahmet Atilla Yılmaz: Resmi olup olmamasının bir önemi yok.

Savcı Kadir Kocakaya: Para çıkışını nasıl sağlıyorsun? Sonuçta vergilendireceksin. Denetimde sormuyorlar mı, bunlar kimdir, nedir?

Ahmet Atilla Yılmaz: Bunun muhatabı ben değilim.

Savcı Kadir Kocakaya: Maaşını nasıl alıyorsun?

Ahmet Atilla Yılmaz: İki türlü maaş sistemi var: biri sigortalı, diğeri şirket üzerinden.

Savcı Kadir Kocakaya: Nasıl alıyorsun? Uzatma! Sabit mi, değişken mi?

Ahmet Atilla Yılmaz: Değişken.

Savcı Kadir Kocakaya: Ciro artınca prim alıyor musun?

Ahmet Atilla Yılmaz: Hayır.

"Hiçbir bilgim yok"

Savcı Kadir Kocakaya: Fırat Sarı’nın bebek getirip getirmediğinden haberin yok mu?

Avukat (itiraz etti): Benim müvekkilim dâhil değil.

Mahkeme Başkanı: Sorunun sorulmasına karar verildi.

Ahmet Atilla Yılmaz: Hiçbir bilgim yok. Talebim de yok.

Savcı Kadir Kocakaya: Senin çalışanların sana bilgi verdiler mi?

Atilla Yılmaz: Hayır.

Savcı Kadir Kocakaya: Yenidoğan birimi kapalı bir kutu. Daha sıkı denetlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Buradaki denetimi ne şekilde yapıyorsunuz? Kapasitenin üzerinde bebek alındığı iddiası var.

Avukat (itiraz etti): böyle bir iddia yok

Mahkeme Başkanı: Sorunun sorulmasına karar verildi.

Ahmet Atilla Yılmaz: Denetim çok sık yapılır. Mutlaka tespit ettiğimiz şeyler olur.

Savcı Kadir Kocakaya: Bizzat görevlendirdiğiniz bir denetim mekanizması var mı?

Ahmet Atilla Yılmaz: Çalıştığımız insanlar zaten inandığımız arkadaşlar. Ekstra birini göndermem; bu da işin akışına aykırı. Bizim bazen haberli, bazen habersiz denetim mekanizmalarımız var.

"Benim niyetimi sorgulama"

İlker Gönenli avukatı: İç işleyişinize ilişkin mevzuat soruldu göreviniz dahilinde mi?

Ahmet Atilla Yılmaz: Savcım da iyi niyetinden sormuştur eminim

Savcı Kadir Kocakaya: Benim niyetimi yorumlama

Savcı Kadir Kocakaya: Size bağlı hemşirelerin Medisense’den aldığı paralardan bilginiz var mı?

Ahmet Atilla Yılmaz: Hayır.

Savcı Kadir Kocakaya: ‘Hastaneden geliyor sandık’ dediler.

Ahmet Atilla Yılmaz: Ceren hemşire öyle demedi.

Savcı Kadir Kocakaya: Dün bu şekilde ifade verenler için soruyorum.

Ahmet Atilla Yılmaz: Hayır

Sağlık Bakanlığı usulsüzlük tespit etmemiş

Avukat Burak Mengü: Hastane Sağlık Bakanlığı denetimi geçirdi mi?”

Başhekim Ahmet Atilla Yılmaz: Defalarca.

Burak Mengü: Usulsüzlük tespit edildi mi?

Başhekim Ahmet Atilla Yılmaz: Hayır.

Kollukta verdiği ifadelerini kabul etmedi

Birinci Hastanesi yoğun bakım hemşiresi Ayşe Gizem Büyükköleş sanık kürsüsüne getirildi.
Kollukta verdiği ifadelerini kabul etmediğini söyledi.

Gizem Büyükköleş Opera bebekle ilgili ifade veriyor:

Tuğçe Toptemel bu bebeğin büyük olduğunu söyledi. Hakan Doğukan günlüğüne 20 bin TL alınacak gibi bir şey diyor. Ben ne kadar alınır bilmiyorum.

Opera bebekle birlikte 4 hastam vardı. Hastanın hiçbir sorunu yok şeklinde teslim ettiler. Ama sağlıklı teslim etseler entübe olmazdı.

Ayşe Gizem Büyükköleş: Tuğçe Toptemel opera bebekle ilgili Doğukan’ı aradı. Doğukan kan şekerine bakmamızı istedi ama Tuğçe kan gazı almak istedi ama kan gazı alamadık. Monitör arızalı olduğu için prop aradık. Bebeğin kötü olduğunu bildikleri halde bize prop göndermediler.

Doğukan hiçbir şey yapmayın dedi ama Tuğçe Toptemel çıktı.

Mesai saatimiz 8’de bitti ama biz 9’a kadar oradaydık. Gündüz bebeği eks teslim alsaydı zaten teslim almazlardı.

Doğukan Taşcı gidene kadar Şehmuz Çelik asla alana gelmezdi. Bunu da hiçbiri söylemedi. Gece alanında doktor olmazdı.

Mahkeme Başkanı: Hakan Doğukan’ı tanıyor musun?

Ayşe Gizem Büyükköleş: Evet, alan sorumlusuydu.

Mahkeme Başkanı: Ne kadar çalıştın?

Ayşe Gizem Büyükköleş: 8-9 ay çalıştım.

Mahkeme Başkanı: Bir bebekte sıkıntı olduğunda kime danışıyordun?

Ayşe Gizem Büyükköleş: Kendi alanımdaki kişiyi arıyordum. O da alan sorumlusunu arıyordu.

"Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok"

Mahkeme Başkanı: Kaşe kullanılıyor muydu?

Ayşe Gizem Büyükköleş: Bilmiyorum ama bu konuşuluyordu sürekli.

Mahkeme Başkanı: Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor "başhekime sorun" diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz.

Ayşe Gizem Büyükköleş: Ben Birinci Alan’da çalışmıyorum. Dediğim gibi, gece çalıştığım için şahit olmuyorum.

Mahkeme Başkanı: Gece nasıl oluyor peki?

Ayşe Gizem Büyükköleş: Doktor Fırat Sarı aranıyordu.

Mahkeme Başkanı: İşler Fırat Sarı ve Gönen’e mi kalıyordu?

Ayşe Gizem Büyükköleş: Ben hiç görmedim. Hasta geliyor diye bilgilendirme yapılıyordu.

Ayşe Gizem Büyükköleş: O gün nöbeti teslim aldıktan sonra duyduğum şey şuydu 20 bin TL alınacakmış. Bu yüzden önem veriyorlardı sanırım. Gündüz saatlerinde olan arkadaşım bana Şehmuz Çelik’in panik halde 20 bin TL’yi aileye verin dediğini söyledi.

Mahkeme Başkanı: Anlatan kimdi?

Ayşe Gizem Büyükköleş: Yaren.

Mahkeme Başkanı: 20 bin TL’den kimlerin haberi vardı?

Ayşe Gizem Büyükköleş: Gündüzde çalışan herkesin haberi olduğunu düşünüyorum.

Savcı Kadir Kocakaya: Kolluk ifadende verdiğin, ‘Yenidoğanda Fırat Sarı çalışmaktadır’dan kastın ne?

Ayşe Gizem Büyükköleş: Geceleri hasta kötüleştiğinde Fırat Sarı’ya haber verilirdi.

Savcı Kadir Kocakaya: Bazı hemşireler, ‘Aldığımız parayı diğer hemşirelere dağıttık’ dedi. Sen aldın mı?

Ayşe Gizem Büyükköleş: Hayır, hiçbir şekilde almadım.

Savcı Kadir Kocakaya : Ali Aksu’yu (hastane sahibi) tanır mısın?

Ayşe Gizem Büyükköleş: İsim olarak duydum.

Savcı: Opera bebeğin orada olmasından Ali Aksu’nun haberi var mıydı?

Ayşe Gizem Büyükköleş: Bilmiyorum

Monitörler sağlıklı çalışmıyormuş

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Monitör eksikliği tam olarak nedir?

Ayşe Gizem Büyükköleş: Hepsi çok sağlıklı çalışmıyordu.

Avukat: Bu çalışmama ne kadar durumu devam ediyordu. İdari amire iletmiş miydiniz?

Ayşe Gizem Büyükköleş: Ben kendim iletmedim, zaten alan sorumlum tarafından iletilmiş bir durum.

Duruşmaya ara verildi

Duruşmaya ara verildi. Ara sonrası duruşma Dr. Şehmuz Çelik’in ifadesiyle devam edecek.

Uzman Dr. Şeyhmus Çelik savunma yapıyor

Duruşmada verilen ara bitti. Mahkeme heyeti yerini aldı.

Tutuksuz sanık Uzman Dr. Şeyhmus Çelik sanık kürsüsüne geldi.

"Bu soruşturmayı yapan savcıdan Allah razı olsun"

Mahkeme Başkanı: Savunmanı yapacak mısın?

Şehmuz Çelik: Yapacağım. Bu soruşturmayı yapan savcıdan Allah razı olsun. Ben her yerde çalıştım. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Bazı kişilerin hakkımda yaptığı asılsız suçlamalara cevap vermek istiyorum.

Fırat Sarı tarafından Doğukan göreve getirildi ama görevini ihmal etti. Aradığımda “işim var, geç geleceğim” dedi ve başka bir hemşireye vizit yapmasını söyledi.

Hasan Doğukan konuşurken “Beni sevmiyorlar” dedi. Fırat, “Senin gideceğini biliyorum” diyor. Daha sonra da “Doktorluğunu yakacağım” diyor.

"Aldıkları bebekleri başka hastanelere ücret karşılığı vermişlerdir"

Dr. Şeyhmus Çelik: Hakan Doğukan Taşçı'nın, bir konuşmasında, "Şeyhmus hoca ağzıma sıçtı, Şeyhmus hoca gerizekalı" dediğini öğrendim.

Fırat Sarı ise zaten, ‘Şeyhmus gidecek’ diyordu. Hakan Doğukan Taşçı ve Hasan Basri Gök, kendilerini ‘Doktor Şeyhmus’ olarak tanıtmışlar ve aldıkları bebekleri başka hastanelere ücret karşılığı vermişlerdir.

Bebeği göz göre göre öldürmüşler

Şehmuz Çelik: Fırat Sarı, bana düzenli ödeme yapmadı. Sarı’nın getirdiği Doğukan, hastaların takibini bilerek ve kasıtlı olarak engelledi. Görevine gelmeyen, iş disiplinsizliği nedeniyle istemedim. Fırat Sarı’ya söyledim, hakkında tutanak tutuldu. Günlük 5 bin lira para istemişler ve Hasan Bastı ile paylaşmışlar.

Hayatımda hiçbir örgüte üye olmadım, hiçbir zaman örgüte hizmet etmedim.

Hasta taburcu edildiğinde epikriz raporu yazılır. Sonrasında SGK’ya bildirilir. Ben SGK veya başka bir kurumu dolandırmak için hiçbir şey yapmadım, gerçeğe aykırı belge düzenlemedim.

Kaya bebekle ilgili olarak, ben Güney Hastanesi’nde 2 saat çalıştım. Anlaşmam feshedildi, yerine Doktor Rıza ve Doktor Hilda geldi. Kaya bebeği, Doktor Tuğçe bakmıştı. 15’inde beni aradılar ve yönetim, Hilda ile anlaşma yaptıklarını söyledi. Aynı tarihte Doktor Hilda’nın çalışma kaydı var. Bir gün sonra bebek Kaya yaşamını yitirdi. Ambulans şoförü hemşireye benim adımı yazmasını söylemiş. Sonra ifade vermem için beni çağırdılar.

Bebek Serdarıova ile ilgili; çocuk kardiyolojisi olmadığını bilmelerine rağmen ambulans şoförü Gıyasettin para karşılığı bebeği buraya bırakmış. Bebek Türkmen ailesinden para alınmış. Bunları öğrendik, vicdan yokmuş.

"Şikayet etmeme rağmen görevine devam etti"

Dr. Şeyhmus Çelik: Fırat Sarı’ya Hakan Doğukan Taşçı’yı şikayet etmeme rağmen görevine devam etmiştir. Hiçbir hasta için kendime çıkar sağlamış değilim.

Birinci hastanesinden hasta geliyor Hasan Basri Emine Avcı’yı aramış komisyon olduğunu söylemiş. Hayatımda hiç örgütte bulunmadım.

İhmali davranışla kasten adam öldürmedim. Ben mesai saatlerini yerine getiren biriyim. Her sabah vizitlerimi yapar hemşireye notları aldırırım. Sorumlu hemşirelere yükletirim.
Klavye bilgim iyi olmadığından epikrizleri hemşirelere geçirttirirdim.

Serdarova bebeği böyle öldürmüşler

Savunmasına devam eden Şehmuz Çelik: Kalp hastası bir bebek vardı, ameliyat olmazsa ölecekti. Ancak parası olmadığı için hiçbir hastane bu bebeği kabul etmedi. Devamlı damardan ilaç kullanması gerekiyordu. Allah savcı beyden razı olsun. Hakan Doğukan’ın, Fırat Sarı’ya “Bu hastayla ilgilenme, boşuna uğraşma” dediğini duydum. Doğukan Taşçı, “Erkenden öldüreceksin, sorun çözülecek” diyordu. İlaçları vermeyen sorumlu hemşireydi. Şimdi soruyorum: Bu ilacı kim kesti, neden kesti?

Mahkeme Başkanı: Sondan başlayalım. Oranın sorumlu doktoru kim?

Şehmuz Çelik: Ben.

Mahkeme Başkanı: Hastanın takibini doktorun bilmesi lazım. Bu sanığın savunmasını kim aldı diye katibe sormam olabilir mi?

Şehmuz Çelik: Yenidoğana bakmıyorum, başka doktor bakıyor.

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’yı tanıyor musun?

Şehmuz Çelik: Tanıyorum.

Mahkeme Başkanı: Hakan Doğukan Taşçı’yı?

Şehmuz Çelik: Maalesef tanıyorum.

Mahkeme Başkanı: Maaşını nereden alıyorsun?

Şehmuz Çelik: Hastaneden.

Mahkeme Başkanı: Ama diğer ifadenizde işletmeden maaş aldığını söylemişsiniz.

Şehmuz Çelik: Maaş parasıydı.

Mahkeme Başkanı: Birkaç kez para aldım demişsiniz.

Şehmuz Çelik: Aldım ama geri verdim.

Mahkeme Başkanı: Denetimle ilgili “Şehmuz gelecek” diyorlar.

Şehmuz Çelik: Bilgim yok.

Mahkeme Başkanı: Sizin 112’de numaranız var mı?

Şehmuz Çelik: Var.

Mahkeme Başkanı: Doğukan’da, “Şehmuz Çelik ben” diye 112’den hasta almış.

Şehmuz Çelik: Bilgim yok, olsa müdahale ederdim. 112’de numaram olduğunu bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Şimdi sen bana soruyorsun, ben sana soruyorum. Nasıl böyle bir şey olur?

Şehmuz Çelik: Benim numaramdan kendi numarasını 112’ye vermişler.

Mahkeme Başkanı: Siz alana gittiğinizde hastaları görmüyor musunuz?

Şehmuz Çelik: Hayır, başka hastanelere para karşılığında götürüyorlar.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar