CHP’den Çayırhan maden işçilerine destek ziyareti: 'Burayı alanlar çerez parası ödeyecekler'

CHP'li milletvekilleri Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı'ndaki özelleştirme karşıtı eylemde maden işçilerine destek verdi. CHP'li Gökhan Günaydın, “Hakkınızın sonuna kadar savunucusu olacağız” dedi.

Ankara'nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı'nda özelleştirmeye karşı başlatılan madenci eyleminin 8’inci gününde CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Ankara Milletvekilleri Okan Konuralp ve Deniz Demir, direnen madencilere destek ziyaretinde bulundu.

Günaydın, burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Çayırhan Termik Santrali ve Maden sahasından, işçi arkadaşlarımızın direnişinin 8’inci gününden bütün Türkiye’ye sesleniyoruz. Burada hem maden sahasında, hem termik santralde 2 bin 100 arkadaşımız var. Burası Nallıhan’ın adeta kalbi. İnsanlar ekmeğini buradan çıkartıyorlar. Dolayısıyla öncelikle ekmeklerine sahip çıkan, seslerini bütün Türkiye’ye duyuran, 8 gündür yer altında ve yer üstünde, gündüz ve gece her türlü soğuğa karşı direnen ve haklarını savunan arkadaşlarımızı selamlıyoruz.

'Buradan yılda 100 milyon dolarlık kömür çıkartılıyor'

Burası 1987 yılında devlet tarafından kurulmuş Türkiye’nin en verimli maden sahası ve işletmesi. 1987 yılından 2000 yılına kadar devlet tarafından işletilmiş. Sonra 2000 yılında özelleştirilmiş. 2000’den 2020 yılına kadar bir şirket buraların özelleştirme yoluyla sahibi olmuş ve işletmiş. Geriye dönük baktığımızda buradan yılda 100 milyon dolarlık kömür çıkartıldığını görüyoruz. Yani 20 yılda, 2 milyar dolarlık kömür çıkartılmış ve burayı işletenler buradan büyük bir zenginliğe sahip olmuşlar. Süresi bitmiş 2020 yılında burası devlete geri dönmüş. Devlet burayı işletiyor.

'Linyit yatakları bakımından çok karlı bir işletme'

Bir kez daha söylüyorum, maden sahası Türkiye’nin en zengin linyit yataklarına sahip, çok karlı bir işletme.

Peşkeş çekmeye hazırlık

Diğer taraftan termik santrale ünitelerinin tamamını çalıştırmayarak baskılamaya çalışıyorlar. An itibarıyla 3 ünite çalışıyor. İşçi arkadaşlarımıza sordum, sendika başkanına, genel sekretere sordum, ‘4’üncü ünitenin çalışmaması için bir neden var mı?’. Hiçbir nedenin olmadığını söylüyorlar. Adeta oraları çalıştırmayarak buraları özelleştirmeye, hatta adını soyadını söyleyerek ifade edelim, peşkeş çekmeye hazırlanıyorlar. Sevgili arkadaşlar buranın değeri 2 milyar dolardan aşağı değil. Ama buraya 4 Aralık tarihine kadar teklif verme süresi vermişler. Bildiğim kadarıyla, şu an itibarıyla da 7 firma teklif vermiş. O firmalara baktık. Kimisinin sahibi AKP’li milletvekili. Fernas’ta gördük değil mi yaptıklarını? Kimisinin sahibi Kahramanmaraş’ta maden işletiyor. Kimisinin sahibi başka bir yerde. Ve bunların tamamı işçi haklarını vermeme konusunda ya da madenlerde büyük kazalara neden olma konusunda sabıkalı insanlar. Soma’da 300 kardeşimizin ölümünü hala hatırlıyoruz. Hala ciğerimiz yanıyor, onları ve ailelerini anarken. Burada bir kamu madenciliği yapmak varken, işçinin hakkını koruyan bir düzenleme yapmak varken, buradan kazanılan parayı kamu hazinesine aktarmak varken rahat edemiyorlar. İlla buraları birilerine peşkeş çekecekler. Nasıl yapacaklarmış? Türk lirası üzerinden yapacaklarmış. Yüzde 20’sini peşin ödeyecekmiş, geriye kalanı da alan vatandaşlar 6 yıl boyunca vadeli ödeyeceklermiş. Hepimiz cebimizdeki paranın nasıl enflasyon karşısında değer kaybettiğini biliyoruz. Mesela ocak ayının 1’inde 17 bin lira olan asgari ücret satın alma gücü bakımından 11 bin liraya gerilemiş durumda.

'Burayı alanlar çerez parası ödeyecekler'

Yani burayı Türk lirasından alanlar 6 yıl sonra adeta çerez parası ödeyecekler. Ve burayı sahiplenecekler. Peki ne olacak sahiplenince? Burada modernizasyon yapmayacaklar. İşçi haklarını korumayacaklar. ‘Hadi hadi’ politikası çerçevesinde yeni kazalara vesile olacaklar. Ben şimdi soruyorum, burada 2 bin 100 arkadaşımız çalışıyor. 832 tane lojman var. O lojmanlarda oturan madenci arkadaşlarımız veya işletmede çalışan arkadaşlarımız var. 30 tane de depremzede aile oralarda oturuyor. Burayı varlık yoluyla satacaksın. Yani elde hiçbir şey kalmayacak. İşçileri lojmandan çıkartacaksın, işçi haklarını budayacaksın, birileri buraya çerez parasına sahip olacaklar. Soruyorum arkadaşlar, 2 bin 100 ailenin aslında Nallıhan ve Beypazarı’nın ekonomik açıdan kalbi olan bu işletmeyi birileri zengin olsun diye peşkeş çekip de burada bütün bu halkı, bütün bu insanları rahatsız etmenin, huzursuz etmenin, çoluk çocuk perişan etmenin akıla, mantığa, adalete, vicdana sığar bir tarafı var mı? Bunlara izin vermemek lazım arkadaşlar. Bunlara izin vermemenin yolu da direnmekten geçiyor.

'Diyorlar ki sizin ölüm fermanınızı 4 Aralık Madenciler Günü’nde imzalayacağız'

Bakın öylesine bir düzenleme yapmışlar ki teklif verme süresinin son günü 4 Aralık. Biz 4 Aralık’ta burada 14 yıl evvel geldiğim selamlaştığım ve halen daha arkadaş olduğum madenci arkadaşlar var. 4 Aralık’ta biz birbirimize kutlama yaparız. Ben onlara sağlıkla, sıhhatle, kazasız, belasız nice çalışma günleri diyerek Madenciler Günü’nü kutlarım. Yani diyorlar ki sizin ölüm fermanınızı 4 Aralık günü imzalayacağız. Bunun adalete, vicdana sığar bir tarafı var mı? Bir burada, çok açık söylüyorum ki, işçi kardeşlerimizin yanındayız.

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar