Haldun Solmaztürk
Artık zamanı geldi…
Bugün Brüksel’de NATO liderler zirvesi var.
Erdoğan masada, alfabetik sıraya göre, İspanya ve İngiltere başbakanları arasında oturacak.
İngiltere bugünlerde başbakanın düğününü—özellikle karısının ‘kiralık’ gelinliğini—konuşuyor.
Herhalde Erdoğan kendisini tebrik edip, mutluluklar dileyecektir.
Acaba Erdoğan’ın yanında otururken Boris Johnson’ın kafasından neler geçiyor olacak?
İngiltere’de, genelde metro istasyonları ve otobüs duraklarında ücretsiz dağıtılan gazeteler vardır. Bunlardan biri ortalama tirajı 1 milyon olan Metro.
İngilizler, geçen Salı sabahı işe giderken Metro’da Türkiye’yi okudular:
“Millions tune in as mobster dishes dirt on Turkish leaders”. ‘Dish the dirt’, kirli çamaşırları ortaya dökmek demek…
Yani, ‘Gangster Türk liderlerin kirli çamaşırlarını ortalığa dökerken, milyonlar izliyor’ diyor.
Sadece Metro’da değil, İngiltere’deki diğer haber kanallarında, aslında tüm dünyada Türkiye’yle ilgili, bu yozlaşmışlık, kokuşmuşluk ve organize suç hikayeleri okunuyor, izleniyor.
Bütün bu cinayet, tecavüz, tehdit, gazete basma, uyuşturucu ticareti, kaçakçılık, savaş yağması, silah kaçakçılığı, çeteleşme, ‘çökme’, usülsüz kredi, rüşvet, haraç iddiaları, gazetecilerin utanç verici rolleri, işdünyası-siyaset-yargı-polis-suç örgütlerinin ilişkileri inanılmaz boyutlarda…
Düşünün en hafif (!) suç ithamı ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘nüfuz ticareti’…
Yüz milyonlarca dolardan, hatta milyarlardan söz ediliyor.
Şahsın kendisine polis koruması tahsis edilmiş, hatta polisten eskort aracı verilmiş.! Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü ayağına gidiyor, hükümlü olarak yatarken—bir emri (!) var mı diye.!
Sistem tümüyle çürümüş.!
Bu anlatılanların hepsi, açıkça, itiraf, tanıklık, suç duyurusu, ihbar niteliğinde.!
İsimler, yer, tarih, tüm ayrıntılarıyla… 5N1K, hiçbir eksik yok.!
Gönüllü itirafçı, hem de kimliğini gizlemeden, açıktan, tüm risklerini alarak.
Üstelik turpun büyüğü heybede. Biden’la görüşmesinde Cumhurbaşkanı’nın elini zayıflatmamak (!) için bazı hikayeleri sonraya bırakmış… Vatansever (!) gangster.!
İçişleri bakanı canlı yayında iddiaların bir kısmını teyit ediyor, hatta yenilerini dillendiriyor.
Bir şeyler yapılması lazım—hemen, beklemeden…!
Gelin görün ki, Metro haberinin ertesi günü—Çarşamba—AKP meclis grubu toplantısı var. Parti genel başkanına göre bu anlatılanlar ‘yalan, iftira, çarpıtma, bühtan-mış’.
Bühtan ‘kara çalma’ demek.
“Tertemiz sicile, yeterli donanıma, azim ve kararlılığa sahip tek parti” [aynen böyle] onlarmış; kimseden ‘onur ve haysiyet dersi’ almaya da ihtiyaçları yokmuş!…
“Ülkemize ve milletimize dair her meseleyi, tüm taraflarıyla kamuoyu önünde oturur, konuşur, tartışır, değerlendiririz. Ama bunlarla kaybedecek vaktimiz yok, yapacak işimiz çok.” diyor.
Her zaman olduğu gibi, yine yargı ve mahkemelerin yerine ‘seçimleri’ işaret ediyor.
Yani, arkadaşlar ‘eser ve hizmet’ siyasetini (!) sürdürmeye kararlılar, elhamdülillah.
Bir kaç medya kanalı dışında bunların tümünün yok sayılması, hiçbir adli ya da idari işlem başlatılmamış olması, tüm ‘şüphelilerin’ hala makamlarında oturuyor olmaları, AÇIKÇA bu iddiaların doğru olduğunu göstermektedir.
Boş konuşmalarla bunların unutturulması, halının altına süpürülmesi mümkün değildir…!
‘İddia, iftira’ diyerek ya da ne oldukları belli bir iki gazetecinin tatile çıkmasıyla, marinaya çökenlerin uzaklaşmasıyla da geçiştirilemezler.!
AKP genel başkanı “Ülkemizin onurunu ve itibarını yere düşürmedik, milletimizin başını yere eğdirmedik” diyor ya, işte tam o oluyor, onu yapıyorlar, başımızı yere eğdiriyorlar.
Ülkemizin—ve hepimizin—onuru ve itibarı tarihin hiç bir döneminde bu kadar düşmemişti.
Bu yozlaşmışlıkla yüzleşmek, üstesinden gelmek, hesap sormak ve demokratik Cumhuriyetimizi kurumları, kuralları ve kültürüyle tekrar kurmak zorundayız.
Mafyadan para alan siyasetçilerden şikayet eden bakanlar, olan biteni sadece izleyen hatta alkışlayan bir parlamentoyla karşı karşıyayız.
Bu ‘babaların’ zekaları yüksektir, ‘sıradan’ insanlardan çok farklı çalışır, “Bir üç-ayak ve bir kamerayla” çok şey yapabilirler. Ancak asıl tarihi sınav, millet olarak bizimdir.
Bunu bir mafya babasına, organize suç örgütüne bırakmak, ondan beklemek asıl leke o olacaktır.
Yargıyı harekete geçmeye, milletvekillerini vicdanlarının sesini dinlemeye zorlamak zorundayız.
Tek bir kıvılcım, onurlu, güvenli ve müreffeh bir geleceğe giden yolu açmaya yeter.
Tarihi bir eşikteyiz.!
Victor Hugo “Hiçbir şey zamanı gelmiş bir fikirden daha güçlü değildir” der.
Artık zamanı geldi.