Mehmet Şandır
Ağustos ayının düşündürdükleri
Ağustos ayı, milletimizin kader ayıdır.
Tarihimizin başlangıç anlarını genellikle Ağustos ayında yaşadık. Bin yıl önce, Anadolu’nun Türkler için vatan olması bir Ağustos ayında Malazgirt Ovası’nda Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’na karşı kazanılan bir zaferle kesinleşti. Yüz yıl önce, Cumhuriyetimizin kuruluşuna yine bir Ağustos ayında Çanakkale sırtlarında, Conk Bayırı’nda ve Anafartalar’da İngiltere ile müttefiklerine karşı kazanılan bir zaferle başlandı.
Anafartalar’da bir millet küllerinden yeniden doğdu, Mustafa Kemal Atatürk adıyla bir lider tarih sahnesine çıktı ve yeni bir Türk devletinin temelleri atıldı. Anafartalar’da yakılan Milli Mücadele ateşi yine bir Ağustos günü zafere dönüştü.
Anafartalar Zaferi kolay kazanılmadı; unutmaya hakkımız yok! “Türkün ateşle imtihanı” Çanakkale’de, Anafartalar’da başladı.
“Çanakkale geçilmez”
Geçilseydi, tarih başka şekilde yazılırdı;
Birinci Dünya Savaşı yeni başlamış, İngiltere ve Fransa (İtilaf devletleri) Karadeniz üzerinden Rusya’ya ulaşmak ve Osmanlı Devletini devre dışı bırakmak için tüm deniz ve kara güçleri ile Çanakkale’ye yüklendiler. Hedefleri; İstanbul’u işgal etmekti. Önce Çanakkale Boğazından geçmeye çalıştılar; başaramadılar. 75 bin kişilik bir ordu ile karaya çıktılar; Conk Bayırı’nda Anafartalar’da karşılarına Albay Mustafa Kemal çıktı, Türk askeri çıktı; başaramadılar. Osmanlı Devleti değil Rusya devre dışı kaldı. Başarsalardı yalnız Ağustos ayları değil tüm zaman Türk Milleti için cehenneme dönüşürdü!
Yıl 1915 Ağustos ayının 10’u, Türk Milleti’nin kaderi Anafartalar’da yeniden yazıldı; Kanla yazıldı. Bir gün önce (gece 21.45’de) Anafartalar Grup Komutanlığına atanan Kurmay Albay Mustafa Kemal Bey, gecenin karanlığında komuta ettiği birliklere yalnız süngü takarak hücum emrini veriyor ve İngiliz birliklerinin ilerlemesini durduruyor. Yenilgiyi kabul eden İngilizler geri çekiliyorlar. Çanakkale’nin geçilmezliği ve Mustafa Kemal’in liderliği böylece tescil ediliyor.
Süngü takarak düşmanın üstüne atlayan; şehit olan, şehadetiyle bir milleti esaretten kurtaran aziz şehitlerimize şükranlarımızı sunuyorum mekanları cennet olsun.
Ağustos ayı Türk Milleti için zaferler ayı olarak anılır. Malazgirt, Anafartalar, Sakarya ve Başkomutanlık Meydan Savaşı tarihimizin şanlı zaferleridir.
Ancak yine bu ayda yaşanan bazı olaylar var ki devlet tarihi için zafer olsa da Türk Milleti için yanlış olmuştur. 1473 yılı Ağustos ayında yaşanan Otlukbeli savaşı, Akkoyunlular devletini yıkmıştır. Oğuzların Bayındır boyu Türklerinin kurduğu, Horasan’dan Fırat Nehrine, Kafkasya’dan Umman Denizi’ne kadar uzanan başkenti Tebriz olan bu Türk Devleti’nin yıkılmış olması Türk Milleti için yanlış olmuştur.
Yine İran Türk Devleti’ne (Safevi) karşı 1514 Ağustos ayında kazanılan Çaldıran zaferi ve 1516 Ağustos ayında Kıpçak Türk boylarının kurduğu Mısır Türk Devleti’ni (Memlüklüler) yıkan Mercidabık zaferi Türk Milleti için zaferden öte tarihi bir felaket olmuştur.
Bugün, yine Ağustos, yine ateşle imtihan ediliyoruz!
Öncelikle güneş yaktı kavurdu bu Ağustosta herkesi; tarlada, bahçede, inşaatta, fabrikada, yollarda olanlar için bu Ağustos ayı çok zor geçiyor. Nefes almakta zorlanıyoruz.
Eylül ayı serinliği hayali ile bunaltıcı sıcaklara sabır gösterebiliriz. Ancak çarşı pazarda yaşanan hayat pahalılığı ateşine, iğneden ipliğe her şeye yapılan zamlara dayanma gücü kalmadı; insanımız ülke yöneticilerinden bir müjde beklerken Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu Ağustos’un çok zor geçeceğini söylüyor, ateşin altına odun atıyor.
İktidarlarının icat ettiği “Türkiye Ekonomi Modeli” uygulaması ile iki yılda iflas ettirilen hazine ve maliyenin bakanı Sayın Şimşek, ”rasyonel tedbirler” almak adına maliyecilerin tabiri ile söylersek “kümesteki kazlara” yani vatandaşa gücü yetiyor; KDV, ÖTV ve harçları iki katına çıkartmakla rasyonel(!) çareyi buluyor. Zengine değil, dar ve sabit gelirliye vergi üstüne vergi yüklüyor.
Gerekçe açık; 6 Şubat depreminin 100 milyar doları geçeceği tahmin edilen maliyeti, kısa vadeli dış borç ödemeleri, bütçe, cari işlemler ve dışticaret açıkları, geçen seçimde kazanmak için verilen sözlerin ve gelecek seçimin muhtemel popülist harcamalarının yükü bir araya gelince Maliye Bakanı’nın hazinesine tabii ki ateş düşüyor; kaynak bulması gerekiyor; kurda kuşa el açıyor, maalesef sonuç hüsran; belki 2-3 yıl sonra düze çıkacakmışız(!)
Ağustos ayında yılın sonu görünür derler.
Sayın Bakan, “Bu ay çok zor geçecek” derken aslında bu yılı hatta gelecek yılları da işaret etmektedir. Kısacası bir avuç tuzu kurunun dışında toplumun büyük kısmına yine ateşle imtihan düşmektedir. Ağustos sıcağından kaçarken bu iktidarın ateşinde kavrulacağız!
BENCE
Bugünler de geçecektir; güzel zamanlara kavuşacağız.
Ağustos ayı zor bir aydır!
Ağustos ayını düşünmek ateşimizi yükseltiyor!