Burak Soyer
Sert sulardan elektronik sulara: Karaburun DK
Sağlam rock sound’uyla tanıdığımız Merlyn’in vokali Muratcan Tüzer yeni projesiyle elektronik sulara kayıyor.
2005 yılından bu yana klasik rock sound’unu başarıyla temsil eden Kadıköy çıkışlı topluluk MERLYN’in vokali Muratcan Tüzer heyecan verici bir elektronik müzik projesiyle dinleyici karşısına çıkıyor. Prodüktör/Dj Erman Gökyılmaz ile şarkıcı/söz yazarı Muratcan Tüzer’in ortak projesi olan Karaburun DK (a.k.a Karaburun Dans Kulübü) ilk teklisi olan ‘Götür Beni’, tüm dijital platformlarda yayında!..
Deep house türündeki parça, Erman Gökyılmaz’ın İsviçre/Basel’deki stüdyosunda üretildikten sonra vokalleri Muratcan Tüzer tarafından İstanbul’da kaydedildi. ‘House’ altyapının üstüne retro synthler kullanılan şarkıda “vokal” ve “dans” öğeleri öne çıkıyor.
Belirli aralıklarla yeni üretimlerini dinleyiciyle buluşturmayı hedefleyen Karaburun DK anlaşılmakta ki çalışmalarına son sürat devam ediyor.
Karaburun DK ile 3’te 3
◼ Şarkının çıkış hikayesinden bahseder misiniz?
Her şey pandemi zamanı evlerimize kapandığımız dönemde kendi solo projem için Erman’a bir şey danışmamla başladı. Erman benim üniversiteden ev arkadaşım ve geniş, çekirdek bir arkadaş kitlemiz vardı. Kendisi bizi o yıllarda hi-fi sistemle tanıştırmış, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde ses mühendisliğine ikincilikle girmişti. Zaten ondan önce Stüdyo18’de (Merlyn’in ilk albümünü de kaydeden) Levent Büyük’le çalıştığı ve o dönem Türkiye’de müziğe yön veren Duman, Athena, Şebnem Ferah, Redd ve daha birçok sanatçının işlerini yakından takip etme fırsatı bulduğu için birikimi çok, okula dereceyle girmesi olağandı. Üniversite zamanında beraber birtakım kayıtlarımız vardı ama o dönem ne biz bu kadar ekipman anlamında yeterliydik ne de müzik sektörü bu kadar dijital ve ulaşılabilirdi. 2007’den bahsediyorum. Bu şarkı da bizim 2008’de kaydını aldığımız fikirlerden biriydi. Yani “Götür Beni” parçası 2008’de kaydedilmiş bir demonun “remake”i diyebiliriz.
◼ Rock’tan elektronik müziğe geçiş nasıl oldu?
Bende pandemiye yönelik şöyle bir şahsi inanç gelişti: Bundan sonra artık kişilerin fiziki olarak bir araya gelmesini gerektirecek etkinlikler azalacak ve her şey hızla dijitalleşecek. Teknolojik gelişim de bu doğrultuda hızlanacak. Rock müzik gibi stüdyo provalarının, devamlı bir araya gelişlerin gerektiği bir türün en azından bu süreçte uygulanabilir olduğunu düşünmüyorum ki; kader de bizi buralara attı :)
◼ Sırada başka nasıl çalışmalar var?
Geçmişte yaptığımız birçok demonun yanı sıra yeni fikirler de var. İlk yapımımız biraz analog synth ağırlıklı olsa da ileriki parçalarda bu, yerini daha dijital öğelere bırakacak. Bu janra’da yapılmış Türkçe müzikler globale göre daha az olduğu için sound arayışı konusunda rahat ve özgür hissediyoruz. Live performansları ise, bir DJ seti gibi şarkılar arası kesinti olmaksızın altyapı devam ederken geçişleri sağlayacak şekilde yapacağız. Eğer ilerde yaptığımız iş itibar görürse ışık sistemleri, video mapping ve benzeri görseller üzerine eğilmek istiyoruz.