ona yaşadığımı söyle mektup I

başkasının başına gelen kötülüklere katlanacak güç hepimizde vardır...

La Rochefoucauld

boş sayfalar başlangıcın coşkusudur

beyaz renkte boş sayfalar değil

Lordun parşömen kâğıdı önünde

henüz divitini hokkasına dokundurmadan

İskoç Lady’sinin yüzünü düşünerek

havada tuttuğu divitini hokkasına daldırdığı ve mürekkebi fularına sıçrattığı

coşkulu

delişmen

gençlik yelleriyle

sözlerine başladığı andaki tebessümü kadar: derin bir aşkla başlıyorum mektubuma...

boşver eğleniyoruz, di mi?

amma yaralanıyorum yahu amma yaralanmışım bu sözünden

beni devlet yaralamadı, incitti

konu sen olunca yaralanıyorum, güceniyorum, seviyorum

anlattım sana

evliliklerde: karşındakini az sevip, çok sevip, hiç sevip, med cezirler oluyor mu, diye sordum

yığın nasıl bir güce tapar bilir misin

yığın zannedenlerin lanet gücüne tapar

zannedenler de zannetmektedir

zannedenler zannedenlere

silsile yürür tutsaklığa kadar

işçi sınıfına kadar

cennet evliliği nedir?

görür görmez âşinâ-yı aşk

aden bahçesinde piknik

üç sarı çocuğun kanatsız uçuştuğu gündüz göklerine inanmak

sütümü kullanabilirsin, ineklerinin sütünü içmek

yumurtamı yeme, diyen tavukları buğday tohumuyla beslemek

şefkat içinde kovuğunda oturduğun ters ağaç

cennete özgü n’oldu kedim oyununu oynamak

dünyalıktaysa:

jazz dinlemek

rakıya süslenmek

pijama partisinde manâsız şeylere kıkırdamak

tiyatro biletlerinin yağmurda ıslanıp yırtılması

korku filminden sonra birbirini tuvalete götürmek

balıkçı barınaklarında sevişmek

yaşamak

sıkılmak

yaşamak

sıkılmak

modern zamanların çocukluğundan sıkılmak

modern zamanlardan sıkılmak

modern sıkılmak

sevgili havuç,

dolu sayfalar da tedirgin edicidir

Istatistik, kurum içi yazışmalar, bordro imzaları

kapitalizmin bürokratik bütünlüğü

şimdi yazışmalar kısa

görsel algı arttı veletlerde

biz X Kuşağı ucundan yakaladık

dağı Allah zannettik

Allah’ı bulut

sonunda doğaya döndük

çamur yedik, toprak attık, gül kokladık

dolayısıyla tartışmasız dirençliyiz

politik olarak bu kadar mı, hayır

arkadaşlarımı kaybettim

deli olduğuma inandılar

kara bayrak taşıyan Pol Amerika’ya yerleşti

yanımda bağıran Attırış, prestijli bir bankada yatırım sorumlularından

fena çuvalladım, fena çuvalladın, dediler

huzursuz monarşimden ödün vermedim

ağrılarım belimi büktü evet

ıslık çalıyorum statükocu dünyaya

gıcık mutlu yağmurlara adanmış Chopin’siz yemeğe oturmam

mantık yürütüyorum

isabet en mutluları benim

hiçbiri âşık olmadı

dünyanın dönüşünde dönmedi en tehlikelisi

en tehlikesiz yoldan döndüler arkadaşlarım

aşka inanmadıkları içindi

havuçcum,

ilk mektup böyle

POSTACIYA TEŞEKKÜR ET!

Levent Karataş

Ona Yaşadığımı Söyle, Öteki Yayınları, Kasım 2019

dav

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Bergi Arşivi