Burak Soyer
“Ben derim Boğaziçi sen de hür!”
Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum rektör atanmasına önce Boğaziçili öğrenciler içinde başlayan ve giderek tüm Türkiye’ye yayılan tepkiye sanatçılar da sessiz kalmadı. Türkiye’de rap müziğin en güçlü isimlerinden olan Fuat da Boğaziçi Gençlik Hareketi Koordinasyonu’ndan öğrencilerle beraber söylediği ‘Boğaziçi Hür’ şarkısı ile gençlerle omuz omuza yapılan haksızlığa karşı haykırıyor.
Boğaziçi Üniversitesi’ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından rektör atanmasının ardından ülkede sular durulmuyor. Türkiye’nin dört bir yanından, yediden yetmişe Boğaziçili öğrencilere destek yağarken sanatçılar da bu antidemokratik duruma sessiz kalmadı. Ağırlıklı olarak sosyal medyada “Yanınızdayız” mesajlarıyla öğrencilerin kayyum rektör atamasına karşı çıkan sanatçılardan biri de rapçi Fuat oldu. Ancak Fuat kendi bildiği en iyi işle, bir rap şarkısıyla ‘sahaya indi’. Boğaziçi Gençlik Hareketi Koordinasyonu’ndan öğrencilerin yazdığı sözlere kendi dokunuşlarıyla şekil veren Fuat’ın, Koordinasyon’dan bir öğrenciyle birlikte söylediği ‘Boğaziçi Hür’ şarkısı gerek sözleri gerek de videosuyla yoğun ilgi gördü.
Türkiye’de rap müziğin mihenk taşlarından olan ve rap’in ülkede bugünlere gelmesinde önemli rol oynayan Fuat’la sanatçının muhalifliğini, ‘Boğaziçi Hür’ün çıkışını, günümüzde Türkiye’de rap’in durumunu konuştuk.
En klişe cümleyle başlamak istiyorum: “Sanatçı muhalif olmalıdır.” Böyle mi olması gerekiyor gerçekten? Bunu biraz açabilir misin? Sanatçının muhalifliğinin belirli bir hedefi var mıdır? Her sanatçı her şeye muhalif olabilir mi?
Cesaret ve özgürlük arayışı çok katmanlı. Şöhret olma isteği ciddi bir zehirlenme... Benim sanatsal bakış açımdan önce gelen sağduyum var. Bunun bilinciyle üretiyorum. Kendilerine sanatçı denilen birçok kişi menfaatleri doğrultusunda üretim yapıyor. Muhalif olmak “hadi ben şimdi muhalif olayım” denilerek giyilen bir gömlek değil. Benim duruşum içgüdüsel.
Sanatçıların öğrencilere, işçilere, ezilmiş sınıflara desteği önceden onların yaptıkları eyleme katılmak, bildirilerinin altına imza atmak gibi işlerle gerçekleşiyordu. ‘Boğaziçi Hür’ ise daha önce karşılaşmadığımız bir şey. Onlarla beraber şarkı yaptın. Hem yaptığın işle hem de fiziksel olarak onların yanında ‘sahada’ omuz omuza oldun. Ancak yaşadığımız çağda bu tür konularda en önemli araç sosyal medya. İki tweet atarak, “Ben de yanınızdayım” demekle senin yaptığın arasında nasıl bir motivasyon farkı var?
‘Boğaziçi Hür’ şarkısını öğrencilerden gelen talep üzerine beraber yaptık. Bu şekilde olması da beni mutlu etti. Boş konuşmak, yapıyor gibi görünmek yerine somut bir şeyler yapmak her zaman tercihimdir. Rap’e başladığım günden bugüne hep benzer konular üzerinde durdum. Ben hep bu zihniyetteydim.
‘Boğaziçi Hür’ şarkısı nasıl ortaya çıktı?
Üniversiteden gençler birkaç hafta evvel bana ulaştılar ve reaksiyon olarak bir rap parçası yapmak istediklerini ilettiler, yazmış oldukları sözleri ve parmak basmak istedikleri noktaları bana yolladılar. Sözleri revize edip stüdyoda buluştuk. Kayıt esnasında klip için görüntüler alıp klip için materyal çektiler.
Şarkıyı tek başına değil Boğaziçi Gençlik Hareketi Koordinasyonu’dan bir öğrenciyle birlikte söyledin. Bu öğrencileri nasıl hissettirdi?
Abi kardeş ilişkisi içinde kısada olsa anlamlı vakit geçirirdik. Stüdyoda çok kısa sürede, hızlıca kayıt aldık. Onların heyecanını paylaşıyorum.
Yaptığın müzik doğası gereği bir isyanı içinde barındırıyor. Başka bir müzik türüyle ya da başka bir sanat dalıyla uğraşsan yine aynı desteği verir miydin? Yani -bu eylemin- diyelim; yaptığın müzikle nasıl bir bağı var?
Başka sanat dalıyla da uğraşsam haksızlığa uğramış herkese, her konuya kesinlikle destek verirdim. Ben rap yapıyorum diye tavır almıyorum, bir tavır sahibi olduğum için rap yapıyorum.
Rap son birkaç yıldır özellikle dizi müziklerine oluşturduğu fon sayesinde çok geniş bir kitleye ulaştı. Bunu nasıl değerlendiriyorsun? İçi boş ama yüz binleri peşinden sürükleyen işler de var seninki gibi sağlam sözlü ve altyapılı işler de. Burada neyi baz almak lazım? Rap’in yayılması açısından ‘köprüyü geçene kadar ayı ve dayı’ meselesi gibi düşünebilir miyiz?
Zaman en güzel değirmendir… Öğütemeyeceği hiçbir şey yok… Klasik olmak, okul olabilmek, ekol yaratabilmek önemli olan… Muhabbetle, bilinçli ve sağlıklı kalın!..