VAHŞİ MADENCİLİK NE ZAMAN BİTECEK?

Gazete Pencere’nin bu köşesinde, maden arama ve çıkarma ruhsatı verilen Anadolu topraklarının başına gelenleri yazdık durduk. Kazdağları’ndan Erzincan’a, Ordu’dan Antalya’ya delik deşik edilen dağlar ve ovalardaki yağma ve talanın karşısında duran çevrecilerin sesini duyurmaya çalıştık.

Vahşi madencilik kıçına motor takılmış köstebek misali doğanın tarumar edilmesidir. “Ülkenin madeni çok, ne olursa olsun çıkarmalıyız” diyen zihniyet, 2004 yılında Maden Yasası’nı doğayı korumacı maddelerden arındırınca iş çığırından çıktı.

Artık ormanlar, sulak alanlar, dağların yamaçları hatta bazı yerlerde zirveleri bile tehdit altındaydı. Bu alanların açıldığı bin bir ürünün yetiştiği tarlalar, bahçeler ve de meralar yok olma sürecine giriyordu.

Uygarlıkların izinin sürüldüğü bu topraklardaki uluslararası anlamda koruma altında olan sit alanları bile eğer maden varsa, paradan gözü dönenler için hiçbir şey ifade etmeyecekti. 

Mesela sadece ülke genelinde madenden vazgeçtik, 85 binden fazla taş ocağı ruhsatı verildi. Bu taş ocaklarının bazıları sit alanlarındaydı, kaçak olanlar da cabası…

Sanıyorlar ki; bizler madenciliğe karşıyız, madenlerimiz elbette çıkarılmalı… Gelişmiş, hak ve hukukun olduğu bir ülkede nasıl yapılıyorsa; bu ülkenin aklı başında insanları da bunu istiyor.

Ancak yerüstü topraklar tarıma elverişli ise orada maden faaliyetinden vazgeçmek artık evrensel bir kural… Bizde kural ve düzen olmayınca felaketlerde peş peşe geldi. 

TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç diyor ki; “Türkiye’de İliç ile birlikte son 10 yılda kamuoyunca bilinen 8 maden felaketi yaşandı. Son üç yılda ise Artvin-Murgul, Balıkesir-Ayvalık, Giresun-Şebinkarahisar, Mersin-Toroslar, Manisa-Gördes ve son olarak Erzincan-İliç’te iki kez maden kaynaklı çevre felaketi yaşanmıştır.”

Bu felaketler ya maden sahasındaki heyelanlardan veya uyduruk atık su havuzların çökmesi sonucu meydana geldi.

TERKEDİLEN MADEN SAHALARI 

Siz hiç terkedilen maden sahası gördünüz mü? Maden bitti, yapı paydos denildiği anda geride kalan adeta kıyamete uğramış bir gezegen parçasıdır. Uzay çalışmalarına başlanan ülkemizde(!) astronot adayların milyonlarca dolar verip elin Amerikasına gitmesine gerek yok, buralarda kurulacak uzay istasyonlarıyla hayat kaynağı araştırması yapabilirler!

Bu satırlar Maden Jeologları Derneği’nin raporundan; “Ülkemizde maalesef çok sayıda atıl kalmış, yanlış maden yatırımları, denetimlerle durdurulmuş işletmeler, etütleri iyi yapılmadığı için verimsiz çalışan madenler ve cevher kayıpları, basit önlemlerle giderilebilecek çevre sorunları yüzünden yaşanan problemler mevcuttur. Madenci için asıl pahalı olan bunlar ve bunlara benzer durumlardır.”

Ülkemizde maden sahalarının artık çok ciddi bir denetimden geçirilmesi, bu işlerin tüm sorumlularının hesap vermesi gerekiyor.

Yoksa vatan toprağı edebiyatı yapanların rant faturasını bu ülkenin insanları ödemeye devam edecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi