Alaaddin Dinçer
Gençliğin Yükseköğretim Umutlarında Büyük Kırılma!
YÖK İstatistikleri her yılın nisan ayında yayınlanmakta. Açıklamaya bakıldığında;
- 2024 yılında yapılacak YKS’ye 3 milyon 36 bin 747 adayın başvuru yaptığı görülmekte. Bu sayı 2023 yılında 3 milyon 547 bin 445 olmuştu. 2024 yılında 2023 yılına göre başvuran aday sayısında %13,91 oranında düşüş yaşanmış. Oysa 2019-23 arasını kapsayan 5 yıllık dönemde başvuran aday sayısı %34,32 oranında artmıştı. 2019 ile 2023 arası dönemde başvuran aday oranı atmış olmasına rağmen başvuru yapıp sınava girmeyenlerin oranı %5,38’den %15,08 çıkmış durumda.
-2021-22 YÖK İstatistiklerinde yükseköğretimde toplamda (ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktora, açık ve uzaktan öğretim dahil) 8 milyon 296 bin 959 öğrenci olduğu, 2022-23 YÖK İstatistiklerinde ise sayının 6 milyon 950 bin 142’ye düştüğü görülmekte. Bu sayı beş yıl önce 2018-19’da 7 milyon 740 bin 502 olmuştu.2022 ile 2023 arasında bir yılda görülen sayısal düşüşün oranı %16,24 sayısı ise 1 milyon 346 bin 797’dir. Çeşitli nedenlerle son bir yılda yükseköğretimi tamamlamadan ayrılanların %56,07’si erkeklerden %45,93’ü kadınlardan oluşmakta.
Ayrıca YÖK’ün hazırladığı Gösterge Değerleri Raporu’na göre 2018-22 yıllarına kapsayan beş yılda ağırlıklı olarak İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, İzmir vb gibi illerde olmak üzere ülke genelinde 1 milyon 957 bin öğrenci eğitimini bırakarak üniversiteden ayrıldı. (YÖK’ten sonradan yapılan bir açıklama ile “ayrılanların yasa gereği açık öğretimden kaydı silinenler oluştuğu” ifade edildi.
- TÜİK 2022 verilerinde, işsiz yükseköğretim mezunu sayısı 1 milyon 79 bin, herhangi bir işte ve eğitim sürecinde olmayan 15-24 yaş arası genç sayısı 3 milyon 133 bin 255.
Sonuç olarak; yukarıda yer alan veriler, gençliğin üniversite umutlarında büyük bir kırılma yaşandığını ortaya koymakta. Üniversiteden ayrılma nedenleri arasında (kayıt silme dahil) son yıllarda yaşanan ekonomik kriz, işsizlik ve yoksullaşma ilk sırada gelmekte. Kötü tablonun gelecekte de değişmeyeceğini düşünen pek çok genç, eğitimlerini yarıda bırakarak başka ülkelere gitmekte ya da gitmeye çalışmakta. Ekonomik krizin yarattığı sonuçların en belirgin yansımaları barınma ve beslenme sorununda görülmekte. Öğrencilere sağlanan devlet burslarının yaşanmakta olan ekonomik kriz karşısında yetersiz kalması ve eğitim maliyetlerinin aşırı artması öğrencilerin eğitimlerini sürdürmelerini zorlaştırmakta.
Yükseköğretimde okuyan öğrenci sayısının çokluğu ile övünen siyasi iktidarın üniversiteden ayrılmalar/ayırmalar sorunu karşısında sessiz kalması, herhangi bir destek ve çözüm projesi sunmaması tepkilere neden olmakta. Gerek başvuru sayısında son bir yılda yaşanan azalma gerekse sınava başvuru yapmasına rağmen sınava girmeyenler ve üniversiteden kaydı silinenlerin sayısında görülen artış, gençliğin yükseköğretim umutlarında büyük bir kırılma yaratmakta. Bu kırılma duygusal kopuşu da beraberinde getirmekte gençleri psikososyal travmalarla karşı karşıya bırakmakta. Siyasi iktidarın zaman kaybetmeden yaşanan bu sorunun nedenlerine yönelik araştırmalar yaparak çözüm üretmesi ve ürettiği çözümleri uygulamaya koyması gerekmekte.