Mehmet Şandır
Gazze kasabı Netanyahu
BENCE; sözün bittiği yerdeyiz.
Sözün özü; Netanyahu, Gazze’de yalnız insanları değil “insanlığı” öldürüyor. Artık, insanı özne alan hiç bir güzellik üzerine nutuk atmak, şiir, roman yazmak anlamlı değil. Hiçbir din, sanat, hukuk, ahlak, kural, rejim, sistem, güç, kurum, insani değerlerin garantisi değil. Bildiğimiz her şey artık, insan denilen canlıyı “insanileştirmeye” ve hayatı güzelleştirmeye yetmeyecek!
Bugüne kadar yaşanmış en acımasız ve aşağılık soykırıma tanıklık ediyoruz.
Aslında, Gazze’de yaşanan soykırım, bugüne kadar soykırım yaparak sömürü düzeni kuran Hristiyan Batı’nın, tüm değerlerini/ahlakını kaybettiğinin ispatıdır.
Kurulduğu 1948 yılından bu yana bir halkı “karar vererek, planlayarak, seri bir şekilde” katleden, topraklarını işgal eden İsrail, Batı’nın himayesinde Müslüman soykırımı yapıyor.
Beyrut Kasabı Ariel Şaron’un 1982 Eylül ayında Batı Beyrut'ta Sabra ve Şatilla adındaki Filistin mülteci kamplarını basarak çocuklar dahil binlerce Müslümanı katletmesi gibi…
Sırp askerlerin 11 Temmuz 1995'te Srebrenista’da 8 bin 372 Boşnak Müslümanı hunharca öldürdüğü gibi.
Gazze’de bir insanlık dramı yaşanıyor; 21. yüzyılın ilk çeyreğinde tüm dünyanın gözü önünde bir toplum soykırım/etnik temizlik yoluyla yok ediliyor. 8 ay dolmak üzere; çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 36 bin insan katledildi, 82 bin insan yaralı. Bunlar resmi rakamlar, yıkılan şehirlerin enkazları altında kalan/kaybolan ve yeterli beslenemeyen, tedavi olamadığı için hayatını kaybedenlerle beraber ölenlerin, yaralıların, kayıp olanların sayısının 250 bini aştığı iddia ediliyor.
İsrail, Hamas’ın saldırılarını gerekçe göstererek “savunma savaşı” başlattığını iddia etmişti. Bugün bu savaş bir imha savaşına dönüştü. Gazze şeridinde yaşayan yaklaşık 2,5 milyon Filistinliyi hiçbir kural tanımadan yok etmekte kararlı görünüyor ve bu “soykırım” olayına tüm dünya/insanlık seyirci oluyor; acı ve utanç verici olanı bu…
Hava saldırısında yanarak ölen ve kafası kopan Gazzeli bebek için "Taze tavuk 1 şekel" yazacak kadar alçalan İsrail toplumuna karşı isyan etmeyen insanlık; yaşıyor olabilir mi? İnsanlıktan bahsetmek mümkün mü?
Gazze’nin Refah kenti kırsalında sivillerin; kadın çocuk ve yaşlı insanların sığındığı BM korumasında kurulan bir çadır kampın İsrail savaş uçakları tarafından bombalanması ile çoğu çocuk 45 kişi yanarak öldü, yüzlercesi yaralandı.
İnsanların cayır cayır yanarak öldüğü çadır kente ABD yapımı patlayıcı ve parlayıcı etkili GBU-39 grubu bombaların kullanıldığı tespit edilmiş; muhtemelen, ABD’nin eski BM temsilcisi Nikki Haley’in ‘Bitirin onları’ diye yazıp imzaladığı bombalardan biriydi.
Gazzeli bir baba, kafası kopmuş bebeğini tüm dünyaya/insanlığa göstererek “bu masum çocuktan ne istediniz?” diye sordu! Bir başkası, açlıktan ölen yavrusunu insanlığın körelen vicdanına sundu.
Bu iki babanın çığlığı geçen hafta boyunca televizyon haberlerinde ve gazete manşetlerinde yankılandı durdu; ancak değişen bir şey yok… İsrail öldürmeye devam ediyor ve devam edeceğini övünerek haykırıyor.
Netanyahu, olayı “Trajik bir hata” diye tanımladı. ABD yönetimi ise İsrail’in Refah’taki operasyonunun sınırları aşmadığını duyurdu; resmen alay ediyorlar; ahlaksızlar!
İsrail, Gazze’de hala ÖLÜM olup yağıyor; tüm canlıları, doğayı, kısacası hayatı acımasızca, sonsuz bir hırsla yok ediyor; Yedi ay doluyor; bu vahşeti tüm dünya baştan bu yana seyrediyor, bir kısmı destekliyor, bir kısmı mahcup ifadelerle kınıyor.
Gazze’de yaşanan soykırım, İsrail Devleti’nin ideolojik, Yahudilerin inanç saplantılarının ve Hristiyan Batı’nın soykırım geleneğinin eseridir. İsrail, “Arz-ı Mav’ud/Vadedilmiş topraklar” ve “Mesih’in gelişini kolaylaştırmak” için Batı zenginleşmek için soykırım yapıyor.
ABD’nin Amerika yerlilerine, Almanya’nın Namibya yerlilerine, Yahudi ve Romanlara, Fransa’nın Cezayirlilere, Hollandalıların Güneydoğu Asyalılara, İspanya ve Portekizlilerin Güney Amerika yerlilerine yaptığı soykırımlar unutulmadı; kanla beslenen Batı dünyası gerçeğini unutmamalıyız!
Sözün sonu; Soykırım acısı yaşamış Yahudi toplumunun soykırım yapmasına/yapılmasına müsaade etmesine isyan etmek bir insanlık sorumluluğudur!