Mehmet Şandır
DEMOKRASİ BAYRAMI KUTLU OLSUN!
“Sonuçlardan bağımsız olarak bu seçimin galibi öncelikle demokrasimizdir, milli iradedir, hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun 85 milyonun tamamıdır.” Bu söz doğrudur ve doğru kişi tarafından söylenmiştir; parti olarak siyasi hayatında ilk defa seçim kaybeden Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından AKP balkonundan söylenmiş olması önemlidir.
Gerçekten yeni bir dönem başlamıştır; Değişimin zamanı gelmiştir; Tarih tekerrür edecektir; 26 Mart 1989 yerel seçimlerinin sonuçlarının geneli dönüştürmesini unutmadık!
61 milyon seçmenin % 78.53’ünün OY kullandığı yerel seçimlerin galibi CHP olmuştur. AKP, ilk defa seçim kaybetmektedir; CHP’nin arkasından ikinci parti durumuna düşmüştür. Seçimin yıldızı Yeniden Refah Partisi olmuştur. Milliyetçi partiler çok gerilere düşmüştür. Etnik bölücü siyaset yapmakla suçlanan DEM Parti OY’larının yarısını kaybetmiştir.
Millet, sözünü sandık yoluyla söylemiştir; “Yeter, söz milletindir!”
Tamam mı devam mı diye sormuştuk; toplum OY’ları ile çok net bir şekilde mesajını vermiştir; AKP’ye, “direnmeyin, emaneti teslim edin, hizmetlerinden dolayı teşekkür ederiz“ demiş, CHP’ye, “İradem sana emanet, değerini bil, adam ol” demiştir.
Sandıkların çoğunun açılmasından sonra özellikle Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Sayın Özgür Özel’in, Sayın Ekrem İmamoğlu’nun ve Sayın Mansur Yavaş’ın açıklamalarında “olması gereken” doğru mesajlar verilmiştir; tarihe not düşülmüştür.
Seçim gecesi televizyon programlarında yapılan analizler ve dünkü yazılı basındaki yorumlar/manşetler 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarının anlam ve değerini çok açık belgelemiştir.
31 Mart yerel seçim sonuçları sürpriz değildir; beklenen sonuçtur. Bunu bu köşede sürekli yazdık; Geçen hafta şöyle yazmışız:
“Bu seçimlerde oluşacak sonuç yerel etkilerinin ötesinde ülke yönetim sistemi açısından bir referandum olacaktır. Cumhur İttifakı partilerinin oylarını artırarak galip çıkmaları Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin içselleştirildiği, benimsendiği ve artık değişmezliğinin kabullenildiği anlamı taşıyacaktır. Bir anlamda 22 yıllık AKP İktidarı’nın ibrası olacaktır; Yaşananlardan memnuniyeti ifade edecektir.
Tuzu kurulara sözüm yok; faiz gelirleri ile köşe dönenler (KKM), paradan para kazananlar, birden çok maaş alanlar, enflasyonist politikaların zengin ettiği kişiler, enflasyon %19 iken %8.5 faizle kredi kullananlar, yani iktidarın fonladığı kesimler bu sistemden ve bu iktidardan memnun olabilirler; devamı yönde OY kullanabilirler!
Ancak sonucu ‘altta kalanlar’ belirleyecektir. Ayda on bin lira maaş alan emekliler, dar ve sabit gelirliler, işsizler, asgari ücretle çalışan işçiler, geleceği yurt dışında arayan gençler, ne kadar çok üretirse o kadar çok zarar eden çiftçiler; bu iktidar kazanırsa durumlarının iyileşeceğinden umutlarını yitirenler, yani hayat pahalılığı altında ezilenlerin kararı sonucu belirleyecektir.
Resmi kaynaklara göre Türk toplumunun yaklaşık yarısı Devlet’ten, belediyelerden ve hayır kurumlarından verilen sosyal yardımlara muhtaç hale gelmiş; ucuz ekmek, ucuz et almak için gecenin karanlığında kapılarda bekleyen; ‘açlık/yoksulluk ve çaresizlik’ utancı içinde yaşayan vatandaşların tepkisi/kararı sonucu belirleyecektir.
Ülkeyi istila eden milyonlarca yabancının yaşadığı şehirlerin sokaklarında azınlık durumuna düşen insanımızın ‘bu vatan benim’ isyanı belirleyecektir.
Türk lirasını yabancı paralar karşısında ezen, ülkeyi borç batağına saplayan, tefeciye muhtaç duruma düşüren politikalara karşı insanımızın onur isyanı sonucu belirleyecektir.
‘Naas var nas’ diyerek sonunda faizleri %8.5’ten %50’ye çıkaranlara, 22 yılda doları 1.15 Tl’den 32 Tl’ye yükseltenlere, tarım ülkesi Türkiye’de gıda enflasyonunda %71 ile dünyada birinci genel enflasyonda %67.1’le dördüncü olmamıza sebep olanlara karşı ‘kaybedecek bir şeyi kalmayanların’ isyanı sonucu belirleyecektir!
Bu seçimlerde sonucu, ‘umduğumuz dağlara kar yağdı’ hayal kırıklığını yaşayanların öfkesinin OY’a dönüşmesi belirleyecektir” diye öngörüde bulunmuşuz, gerçek oldu; “altta kalanlar” OY olup sandıkları patlatmıştır.
Devam mı tamam mı diye sormuştuk; göreceğiz, 2028 seçimleri farklı olacaktır.
Karar öncesi “son düzlükteyiz”; bitiş çizgisi göründü; OY’larımızla vereceğimiz karar inşallah bitişimiz olmaz, yeni bir başlangıcımız olur! diye temennide bulunmuştuk.
BENCE
Türk Milleti kararını vermiştir; anlamı, değeri bilinmeli ve saygı gösterilmelidir!
Türk toplumunun değişim iradesini OY’ları ile sandıkta ifade etmesi yani, “Milletin kendi geleceğine kendi iradesiyle sahip çıkması” çok önemlidir, stratejik değerdedir.
Sorunlar, sıkıntılar altında bunalmış olmamıza rağmen “korkuları korkutarak” böyle bir irade ortaya konulmuş olması bayramdan önce bayram havası yaratmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu/kuruluş temeli olan “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” gerçeğinin küllerinden yeniden doğuşunun heyecanını yaşıyoruz.
Türk Milleti, 31 Mart’ta, ”irademe ipotek koydurmam” demiş ve “bağımsızlık benim karakterimdir” tarihi iddiasını tüm dünyaya yeniden hatırlatmıştır, haykırmıştır.
31 Mart, Demokrasi bayramıdır.
KUTLU OLSUN!