İktidar Partisi’nin her seçim hamlesinin getirisi konusunda yaptığı hesaplamalar, eskisi kadar başarılı sonuçlar vermiyor. Bir süreden beri alınan kararların, kampanyada kullanılan argümanların yetersiz ve heyecansız olduğu tartışılıyor. Örneğin parti içinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın olmadığı iddia edilen üniversite diploması konusunda seçime çeyrek kala yapılan hamleyi yanlış bulanlar az değil. Kampanya süreci, bakanların ilgi çekmeyen projeleri gibi konular tartışılıyor.
AKP’nin ‘salonlarda coşkulu, sokaklarda yetersiz’ seçim kampanyasını canlandırmak için uğraşılıyor. Partinin seçim beyannamesi ve aday tanıtım toplantısı için hazırladığı yeni şarkıyı askeri marşa benzetenler az değil. Bakanlıkların yeni proje ve yeni icraat üretememesi de toplantıların konusu. Son altı aydan beri aynı vaatler yazılıp çiziliyor. ‘Vatandaş parası, evlenme desteği, öğrencilere bayram ikramiyesi’ gibi Millet İttifakı’nın gerisinde kalan önerilerle dikkat çekilmeye çalışılıyor. Ekipler arası çekişme dikkat çekiyor. Seçim kampanyası sürekli Erol Olçak dönemiyle kıyaslanıyor. Sorunun kampanya değil de oldukça görünür olan sorunları gizleyememek olduğunu anlamak gerekiyor.
DİPLOMA HAMLESİ VE SONUÇLARI
Örneğin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın üniversite diploması olmadığına dair iddialara 20 yıl bekledikten sonra, tam da seçime çeyrek kala yanıt verilmesi içeride başka bir tartışmayı tetikledi. Cumhurbaşkanlığı tarafından paylaşılan belgelerin gerçekliği ile ilgili iddiaları bir tarafa bırakın, bu hamlenin istenilen sonucu vermediği konuşuluyor.
AKP kulislerine göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan ikna edildi ve ilk kez ‘toplayın belgeleri paylaşın’ noktasına geldi. Oysa partide bir grubun, “‘Bunu yapmamalıyız, ‘20 yıl sonra niye buna ihtiyaç duyuldu’ derler. Seçim sonuçlarıyla ilgili kaygılarımız olduğu hissi yaratılır. Ayrıca tartışma yeniden kızışır” dediği ortaya çıktı. Sonuçta tam da böyle oldu. Partide ‘yanlış hamle’ değerlendirmesi yapanlar az değil.
DEPREM ZİRVESİ UNUTULDU MU?
Yanlış hamle konusuna ‘depremle’ devam edilebilir. Deprem konusunda bilim insanlarının art arda yaptığı uyarılar bir tarafa 3 Mart’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkalığında 7 saat süren deprem zirvesinde konuşulanlar unutulmuş gibi. Bu toplantının perde arkası pek yazılıp çizilmedi. Bilim insanları, hiç çekinmeden “Bu hükümet döneminde yapılan imar aflarından tutup, belediyelerin imar izni yetkisine, inşaat denetimlerinin yeterince yapılmadığına, zafiyet yaratan yasaların bu dönem yapıldığına” kadar çok şey söylediler.
Asıl önemli olan orada yapılan başka bir uyarıydı. Bilim insanları, “Türkiye’nin deprem fay haritasının değiştiğini, 2000 yılına ait olan haritanın yenilenmesi gerektiğini, bu yapılmadan yeni imar izinleri ve inşaat alanlarının belirlenemeyeceğini” söylediler. Aradan bir ay geçmeden ve harita yenilenmeden, seçimin telaşıyla 13 ilde temel atma törenleri yapılmaya başlandı. Bunların çoğunun risk haritası ise bilinmiyor. Hepsi Erdoğan’ın kara kaplı defterinde kaldı.
DIŞ POLİTİKA MANEVRALARI
İktidarın seçim dönemindeki bir başka arayışı da dış politika konusunda. Burada yaratılacak olumlu havanın içerde etkileri olacak. Ancak maalesef rüzgar istendiği gibi esmiyor. AB ülkelerinden sonra, ABD büyükelçisine yönelik sert eleştiriler, bu ülkeye kötü mesaj oldu. Rusya’nın ev sahipliğinde başlatılması planlanan istişare toplantıları planı istendiği gibi gitmiyor. Suriye yönetimi önce Rusya sonra Birleşik Arap Emirlikleri tarafından ikna edilmeye çalışıldı ama olmadı. Geriye bir tek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer santral açılışına gelmesi kaldı ki; bunun iç kamuoyundaki olumlu etkisi de tartışmalı.
CHP DİKKAT ÇEKTİ
Bir küçük not da AKP kulislerinde konuşulan CHP çalışmasıyla ilgili; son 6 aylık süreçte Doğu ve Güneydoğu illerine ilişkin saptamalar. Bu bölgelere görevlendirilen AKP’liler, CHP’nin 2018 seçimine göre bu bölgedeki çok yoğun çalıştığını, ev ev dolaşarak sorunları dinlediğini aktarıyor. CHP’nin AKP’ye tepkili Kürt seçmenin oyunu alabileceği, bölgedeki oy oranını yüzde 8-9 civarında arttıracağını iddia edenler bulunuyor. CHP’nin son seçimlerde bu bölgedeki oyunun yüzde 2 civarında kaldığı düşünülürse, bize ilginç geldi.
