Çiğdem Anad
KADINLARIN YÜZDE 90'I ŞİDDET GÖRÜYOR
ŞİDDETE KATLANAN KADINLAR ÖLDÜRÜLMEKTEN KORKTUKLARI İÇİN SUSUYORLAR
KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI YASALAR UYGULANMIYOR, SİYASİ İRADE NET DEĞİL
4+4+4 EĞİTİMİ GERÇEKTEN UYGULANIRSA , KIZ ÇOCUKLARI OKULA DEVAM EDERSE BİR ÇIRPIDA ERKEN EVLİLİKLER BİTER.
KADIN MERKEZİ VAKFI BAŞKANI NEBAHAT AKKOÇ İLE ÇİĞDEM ANAD GÖRÜŞTÜ.
NEBAHAT AKKOÇ; Türkiye'de resmi veriler kadınların yüzde 50'sinin şiddet yaşadığını gösteriyor. Biz sürekli alanda kadınlarla birlikteyiz, çeşitli yöntemlerle inceleme yapıyoruz. Sahadan aldığımız bilgiler kadınların yüzde 90'ının şiddet yaşadığını gösteriyor. Varolan şiddetin hala yarısını bile görünür yapamadık. Kadınlar şiddetle nasıl mücadele edebileceğini bilmiyor. Korkuyorlar.
ÇİGDEM ANAD; Neden korkuyorlar?
NEBAHAT AKKOÇ; Kadınlar şiddete karşı koymaya çalıştıkları zaman tekrar şiddet görüyorlar. Öldürülen kadınların yüzde 40'ı şiddete karşı koydukları, kendilerini korumak için yasal yollar aradıkları için öldürüldü. Devletin gücü onları koruyamadı. Yasalar uygulanmadı. Kadınlar şiddet başvurusu yapıp, kocalarının bir kere daha onları dövmesinden çekinmiyorlar ama işin sonunu göremiyorlar.Bu nedenle korkuyorlar. Koruyucu yasalar tamam ama uygulama yok. Yasaları uygulamayan kolluk kuvvetlerine, yargı mensuplarına hiçbir yaptırım yok. Şiddete katlanan kadınlar öldürülmekten korktukları için susup, katlanıyorlar. Şiddeti önlemek için siyasi iradenin net, kararlı olması gerekiyor.
ÇİGDEM ANAD; Kamer Diyarbakır merkezli kuruldu. Çalışmalarınızı özellikle bölgede yoğunlaştırdınız. 1984 yılından beri 23 ilde aktifsiniz. Kürt kadınlarınla Türk kadınlarının gördükleri şiddet arasında fark var mı?
NEBAHAT AKKOÇ; Şiddet cinsiyetçi bir sistem meselesi. Yoksulluk, eğitim hakkını kullana-mamak , Türkçe bilmiyor olmak ve kapalı bir yaşama zorlanmak gibi sebebler şiddetin önemli ölçüde artmasına yol açıyor. 1996 yılında bölgede yüz kadından 95'i " ee kadınsak şiddet yaşayacağız" diyordu. 2017 yılında tam tersi 100 kadından 95'i " haklı şiddet yoktur, şiddete boyun eğmeyeceğiz" diyor.
NAMUS CİNAYETLERİ...
ÇİGDEM ANAD; Namus adına işlenen cinayetler bitti mi?
NEBAHAT AKKOÇ; Nerdeyse bitti. Yani aile meclislerinin toplandığı, kadının hakkında ölüm kararı verdiği bir cinayet 4 yıldır yok. Neden? TCK değişti. Sadece cinayeti işleyenler değil, azmettirenler de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alıyor. Tam da burada siyasi iradenin kararlı olmasının sonucunu görüyorsunuz. Namus cinayetleri bitti, çünkü siyasi irade netti.
ÇİGDEM ANAD; Aşiret yapısındaki değişim nasıl?
NEBAHAT AKKOÇ; Bu bölge bir savaş alanıydı. Öyle bir noktaya geldik ki; hiç kimsenin gözü artık taşını toprağını görmez oldu. Göç edenler oldu, göç etmeyenler belki de işbirliği yapıyor sayıldı. Aşiret yapılarından tutuklananlar çok oldu. Bir taraf cezalandırmadıysa, diğer taraf cezalandırdı. Dolayısıyla topraklar falan duruyor ama taş toprak için kavga eden yok, çünkü o taşı toprağı işlemeye kimse cesaret edemiyor. Kadın mücadelesi tabii Türkiye'nin bütün mücadele alanlarından bağımsız değil.
ÇİGDEM ANAD; Kan davaları bitti mi?
KAN DAVALARINI HALA GÖREBİLİYORUZ. ASIL MESELE MİRAS MESELESİ. KADINLARIN MİRAS HAKKI.
NEBAHAT AKKOÇ; 2008-2009 yıllarında bizim bölgede kadastro çalışması yapılmaya başlandı. Bazı kadınlar babalarından doğan miras hakkını kullanmak istediler. 8 aile arasında kan davası oldu. Kadınlar mirastan pay istedikleri için öldürüldü. En önemli mesele bu. Bizim bölgede her yıl mirastan yararlanma durumunu sorguluyoruz. Medeni kanunu dinleyen yok. Şeriyat ne derse; 3 erkeğe, 1 kadına, 6 erkeğe, 1 kadına. Esas mesele mülkiyet meselesi. Zaten akraba evliliklerinin çoğalmasına neden olan şey de bu. Çünkü aile içi evlilik malın paylaşılmasını, malın el oğluna gitmesini engelliyor. Kadınlar mirastan hak istemeyi ayıp sayıyor, aile bireylerinin kendilerine düşman olmasından çekiniyor.
ÇİGDEM ANAD; Bu nedenle mi akraba evliliklerinde düşüş olmuyor?
NEBAHAT AKKOÇ; Büyük oranda bu nedenle.
ÇİGDEM ANAD; Mezhep farklılıkları gözetiliyor mu evliliklerde.?
NEBAHAT AKKOÇ; Evet, Özellikle aleviler kızlarını sunni aileye gelin vermek istemiyorlar çünkü sunni ailede kızlarının çok eziyet çektiğini söylüyorlar. Ancak gençler mezhep ayrılıklarını çok önemsemiyorlar, aşık oluyorlar, aşklarının peşinden gidiyorlar.
ÇİGDEM ANAD; Bölgede savaşlar, çatışmalar, göçler oldu. Köylerin çoğu boşaldı, şehirlere akış oldu. Bu göçler kadınların hayatını nasıl etkiledi?
NEBAHAT AKKOÇ; Aslında göç eden çoğu ailenin erkekleri de olmadı. Genellikle yüzde 60,70'i güvenlik nedeniyle kaçtılar, ya da tutuklandılar. Kadınlar çocuklarıyla yalnız kaldı. Süreç kadınları çok değiştirdi, güçlendirdi.
ERKEN EVLİLİKLER NASIL SONA ERDİRİLEBİLİR?
ÇİGDEM ANAD; Göçler kız çocuklarının eğitimini olumlu yönde etkiledi mi?
NEBAHAT AKKOÇ; Olumlu etkiledi ama yine bir düşüş var. 4 artı 4 artı 4 sistemi ialn edildiğinde Batman, Siirt, Diyarbakır'da okula gitmeyen kız çocuğu yok gibiydi. Son yıllarda Diyarbakır'daki şehir çatışmaları, Fetö meselesi yine olumsuz etkisini gösterdi ve kız çocuklarının okula devam etme oranı yüzde 20 gibi düştü. Milli eğitim bakanlığının bir devam takip sistemi olması gerekir. Eskiden ben öğretmenlik yaparken, kızını okula göndermeyen baba hakkında dava açılırdı. Biz öğretmen olarak evlere gidip tek tek kız çocuklarını takip ederdik.
4+4+4 sistemi gerçekten devam ederse bir çırpıda erken evlilikleri bitirmiş oluruz.
ÇİGDEM ANAD; Çocuklara cinsel istismara karşı mücadelede , çocukları kurtarmak için ne yapılabilir?
NEBAHAT AKKOÇ; 2003 yılında ben 4 çocuktan 1'i cinsel istismara uğruyor dediğim için saldırıya uğramıştım. Türkiye'deki en önemli sorunlardan biri bu. Bununla mücadelede henüz yeterince bir şey yapılmadı.
ÇİGDEM ANAD; Şimdi muhafazakar bir iktidar var. Muhafazakarlığını öncelikle kadınlar üzerinden gösteren bir iktidar. Kadınlar bu iktidar yapısından nasıl etkileniyor?
DİNDAR, LAİK, KÜRT, TÜRK BÜTÜN FEMİNİSTLER YAN YANA
NEBAHAT AKKOÇ; Benim en yakın arkadaşlarım kendilerine dindar feminist diyenler. Muhafazakar olmaktan daha önce otoriter bir yapının olup olmaması önemli. Muhafazakarlık tartışması ikinci planda kaldı. Kadınların hepsi toplumsal cinsiyet meselesi nasıl çözülecek diye düşünüp, çalışabiliyor beraberce. Bütün sorunlar iç içe, bu kadar merkeziyetçi, bu kadar otoriter, bu kadar tek elden yönetilen bir iktidar bu sorunu da çözemez. Kocaeli'nde yıllık gelir kişi başına 33 bin dolar. Şırnak'da 2 bin dolar. O kadınla , diğer kadının sorunu başka. Bu ancak yerinden yönetimle, sorunların tespitiyle olur. Kadınlar ; Atatürkçü feministler, Kürt feministler, Türk feministler, dindar feministler, hepimiz kadın hakları için ortak çalışabiliyoruz şimdi, önemli olan bu.