İ. Bülent Çelik

İ. Bülent Çelik

Temerrüte düşmüşüz de ağlayanımız yok!

Ali Babacan, Yozgat’ta gerçekleştirdiği mitingin ardından, programını takip eden gazetecilerle yaptığı söyleşide: “…Aksi halde -Allah korusun- o temerrüt çukurunun içine ülke bir düşerse oradan çıkış çok zor, çok sancılı oluyor.
İşte Sri Lanka yaşadı. Devlet başkanı ülkeden apar topar bir gece kaçmak zorunda kaldı. O temerrüt çok karıştırıyor ortalığı. Allah korusun inşallah o noktaya gelmez. Hükümetin çok dikkatli olması gerekiyor. Merkez Bankası’nın rezervleri, yedek akçeleri tükendi. Bankaların bilançolarını tükettiler. Ülkenin dayanacağı bir güç kalmadı. Onun için artık çok daha hassas bir ortamdayız. İnşallah şu ülkeyi batırmadan seçim gelir, devralırız da hızlı bir toparlama başlar diye ümit ediyoruz.” diyor.
···
Babacan’ın “Allah muhafaza!” dediği “temerrüt” ve ona düşmek ne demek?
TDK diyor ki: “Herhangi bir sebebe dayanmaksızın borcu ödememekte direnmek!”
Yani özünde, borcunu ödeyemez hale gelmiş olmak, demek!
···
Peki bu gün, 4 milyon 148 bin vatandaş kredi borcunu ödeyemediği için takipte ise;
···
Ödenemeyen kredi kartı borcu 168 Milyar TL’yi aşmış ise;
···
Mahkemelerde 5 milyon icra dosyası birikmiş ise;
···
Enflasyon yüzde iki yüzleri geçmişken çalışana, emekliye verilen zam %35’leri geçemediği için bu insanlar, hali vakti az daha iyi olan eşlerinden dostlarından aldıkları borçlarını ödeyemez hale gelmişlerse;
···
Ve devlet, milletin tezahürü, yansıması, Merkez Bankası milletin cebi demek ise, biz çoktan, topluca temerrüte düşmüş durumda değil miyiz?
···
Hazinenin toplam borcu 451 milyar doları bulmuş ve Merkez Bankası kasasında “1 Cent” bile kalmamış ise biz zaten temerrüdün göbeğinde değil miyiz?
···
Sayın Babacan!.. “henüz batmamışı” buysa, asıl, batmışından allah korusun!
···
Bir de, örnek kaçış olarak Sri Lanka Devlet Başkanı Gotabaya’yı değil de Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani’yi verseniz daha yararlı bir iş olurdu..
Çünkü Eşref Gani, ailesiyle birlikte helikopterle kaçarken yanına aldığı paralar helikoptere sığmamış, balyaların bir kısmını asfaltın üzerine bırakıp, geride kalan; Öztürk Serengil’in deyişiyle “kedi kafası gibi” balyalara, hüzünle bakarak gitmek zorunda kalmıştı.
···
Sakın yanlış anlaşılmasın! Ben Sayın Cumhurbaşkanımız kaçacak filan demiyorum!
Aman! Haşa!..
Örnek yanlış diyorum!
İkisi de; Gotabaya da, Gani de ülkelerini batırdı.
Biri şiir gibi kaçtı, biri kaçarken bile kepaze oldu!
···
Ders mi?
Şahsen ben kaçacak olsam en az, tank bile taşıyan Skorsky ile kaçardım.
Buradan alınacak tek ders var.
O da budur?

ÜNİVERSİTE BÖYLE YAPARSA

Doğuş yöneticileri, öğrencilerden aldıkları yıllık ücretlere yaptıkları bu % 175’lik zammın gerekçesini ‘Enagrup’un açıkladığı enflasyon oranlarına bağlıyor olabilirler!
···
“Biz ne yapalım, elektrik, mazot yüzde üçyüz arttı.. Okulu mu kapatalım?” gibi gerekçelere sığınmaya çalışabilirler!
···
Bizi değil, TL’nin değerini bu hale getiren mali yönetimi protesto edin diyebilirler!
···
“Suçu bizde değil, ‘nas’ diye tutturup, dövizi fezaya fırlatan Reyiz’de arayın” diyebilirler.
Ama yemez!
···
Sen daha 2019, 2020, 2021’de okuluna kayıt yaptıran gençlere “Öğrenim hayatınız boyunca zam oranı %5’i geçmeyecek diye söz vermiş misin?
Vermişsin!
···
Üstelik bu taahhüdünü boy boy afişlerle, gazete ilanlarıyla, dağıttığın broşürlerle duyurmuş musun?
Duyurmuşsun!
···
Bütün bu reklam malzemelerinin aslında bir sözleşme niteliğinde olduğunu biliyor musun?
Biliyorsun!.. Bilmiyorsan da yasayı bilmemek mazeret değil!

Yeni alacağın öğrencilere önereceğin fiyatı sen bilirsin.
Ama en son taahhütte bulunduğun öğrenci okulunu bitirene, yani 2025 yılına kadar onlara %5’in üzerinde zam yapamazsın..
···
Haa, yaparsan da bu haksızlığa uğrayanlar, gerekçesini belirterek kredi alır, okulunu bitirir, sonra okulunu bitirir bitirmez dava açıp, senin taahhüdünü ve bu kredi gerekçesini mahkemeye sunar, çatır çatır faiziyle bu parayı senden geri alırlar!
···
Üstelik bu taahhüdün sadece öğrencileri değil, ona uymadığın için haksız rekabet uygulamış olduğun rakip okulları da ilgilendirir.
···
Anadolu’da bir deyim var!
Bıldır yidiğin hurmalar, bu yıl “totonu” tırmalar!
···
Arkadaş!
Burası bilim yuvası!
Okulları ticarethane haline getirmişsiniz, bari basiretli tüccar olun!
Tutamayacağınız sözü vermeyin!
Verdiğiniz sözü tutun!
Hayret bişey!

KİŞİ BAŞINA NE DÜŞÜYOR?

Cumhurbaşkanı, “Battık!” diyenlere cevap vermişti: “Herkesin altında arabası var!”
···
Bizim Pencere gazetesinin otomobil yazarı, Emre Özpeynirci, daha önce, kişi başına düşen otomobil sayısı bakımından Türkiye ve Avrupa ortalamasını karşılaştırmıştı.
Aynı verileri Teyid.org sitesi de teyid etmiş!
···
Özetle:
bizde 100 kişinin 16’sının otomobili var.
Avrupa’da ise 100 kişinin 50’sinin otomobili var!

Ben burada üstüne üstlük gözden kaçan başka bir şeyi de ekleyeyim.
Avrupa’da 10 yıldan eski otomobili parmakla sayarsınız.
Bizde ise yollar, 20-30 yıllık araçlarla dolu!
Yani bu istatistiği yapanlar, benim, üzerinize afiyet burnu sanayiden çıkmayan 24 yaşındaki otomobilimi de adamdan sayıyorlar!
···
Emre’ye ve Teyid.org’culara bu istatistiği bir de sadece 10 yıllık otomobiller üzerinden yapmalarını öneriyorum ki, birileri herkesin otomobili olup olmadığını daha net görsün!

BAŞKA AÇIDAN

Salman Rüşdi’ye saldıran kişi, Hadi Matar isimli Lübnan asıllı bir genç.
Henüz 24 yaşında!
···
Salman Rüşdi’nin yazdığı ‘Şeytan Ayetleri’ kitabı nedeniyle, Humeyni tarafından ölüm fetvasının verildiği 1989 yılında bu genç, meyvede vitamin bile değildi!
Fetvadan bu yana 33 yıl geçti! Oysa bu genç 24 yaşında.
Fetvanın verilmesinden 9 yıl sonra doğdu.
···
Bu ne demek?
“Siyasal dincilik;
ister IŞİD gibi, El Kaide gibi Selefilik, yani siyasal islamcılık biçiminde;
ister İsrail’i yönetenlerin önemli bir kısmı gibi siyasal yahudilik, yani Siyonizm şeklinde;
ister ABD’nin arka planındaki, püriten siyasal protestanlık gibi, yani Evanjelizm formunda;
Bütün ağırlıklarıyla çöktükleri ‘saf inanç’ üzerinden bir an önce kaldırılamazlarsa, dünya maalesef huzur bulamayacak” demek!
···
İnançlı insanlar şunu iyi anlamalı:
Hangi dinden gelirse gelsin, ‘Siyasal dinciliğe’ karşı durmak bütün inançların ilk farzıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İ. Bülent Çelik Arşivi