İbrahim Can
OLMAZ DA OLMAZ
Golcünün atabileni, taraftarın bağıranı, teknik direktörün doğru değişiklik yapanı ve rakibin karakterlisi lazım futbolda. İspanyada ve dün akşamki maçta ne yazık ki bunların hiçbiri yoktu. İlk maçta deplasmanda bol bol gol kaçırdı Fenerbahçe. İlk yarı sahaya gömdü rakibini ama nafile maçtan 2-0 yenik döndü. “Biz bitti demeden bu iş bitmez, daha Kadıköy cehennemi var dendi”. Ama ortada ne bir Kadıköy vardı dün akşam ne de Fenerbahçe. Öyle bir taraftar vardı ki dün akşam sanki sessizlik yemini etmişti. Kendi adıma utandım ben Kadıköy atmosferinden. Sanırım son 20-30 yılın en kötü taraftar performansını bu sene izliyoruz. Her türlü güzel özelliğimizi yitirten Başkan sağolsun bunu da boş geçmedi ve ne yaptıysa artık dünyanın en sessiz insanlarını tribüne doldurdu. Dahası baskıyla rakibi bunalttığımız dakikalarda onlarca çakmak atarak, kalecinin kafasını yaralayarak kime hizmet ettiğini idrak etmeyen bu tribündeki şahıslar kim, kim onları oralara soktu bilmiyorum.
Çok iddialıyım dün akşamki kadro ve bundan 3-5 sene öncesinin taraftarı olsaydı biz maçı kazanmıştık bile. Jorge Jesus da sağ olsun gideceği günü iple çektiği için midir bilinmez, tuhaf tuhaf değişiklikler yapmaya hız kesmeden devam ediyor. Ben kendisini uzun yıllar Fenerbahçe’nin başında görmek isterdim ama belli ki o benimle pek aynı görüşte değil ve şimdiden gitmenin hazırlıklarını yapıyor. Dün akşam taraftarın rezilliğine mi yanalım, giden tura mı yanalım, böyle transfer yapmaktan aciz bir Başkanımız olduğuna mı yanalım, neye yanalım biz de bilemedik. Bu sene hep biz rahat uyuyoruz şimdi onlar düşünsün dedim ama bu gece uyuyamıyoruz. Bu öfke ile ne yazık ki gözlere uyku girmiyor. Böyle Başkan olmaz, böyle tribün olmaz, böyle gitmek gitmemek arası kalan hoca olmaz, böyle forvet de olmaz. Olmaz da olmaz…Bunları düşünürken haydi uyuyabilen uyusun.