Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

MİLLİYETÇİ SİYASET VE MHP GERÇEĞİ

Geçen hafta, Milliyetçi Hareket Partisi’nin 13. Büyük Kurultayı yapıldı.
Milliyetçi siyaset ve MHP gerçeği konusunda görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
Milliyetçi siyaset, günümüz dünyasının en yalın gerçeğidir.
Uygulanan ekonomik ve siyasi sistem ne olursa olsun her devlet, “kendi ülkesinin çıkarını korumak” anlamında milliyetçi siyaset, hatta “azgın milliyetçilik” yapar, gerçeği yadsınamaz.
Günümüzde bilim, teknoloji ve iletişim alanında yaşanan hızlı gelişme, küresel güç dengelerini derinden etkilemiş ve milletler/devletler arasında ölümüne bir mücadele başlatmıştır.
İnsanlık, uluslararası terörizm, göç, etnik çatışmalar, mali iflaslar ve iç karışıklıklar, uluslararası hukuka aykırı çifte standartlar, zengin ülkelerle fakir ülkeler arasında sürekli artan gelir adaletsizliği, çevresel felaketler, salgın hastalıklar, küresel boyutlardaki yolsuzluklar, yoksulluk ve açlık gibi sorunlarla canhıraş boğuşmaktadır.
Günümüzde yaşanan küreselleşme olgusu, küresel sömürüye dönüşmektedir.
Küreselleşmenin faydalarının paylaşılması/zararlarının azaltılması yani küreselleşmenin “insanileştirilmesi” insanlığın ortak sorununa dönüşmüştür.
Bunun için, milletlerin “özgün ve farklı” özelliklerinin korunması ve küreselleşmeye yerel katkı verecek kapasiteye ulaşması, milliyetçi bir refleks olarak görülmelidir.
Milliyetçilik, kendi evimizde, kendi değerlerimizle “bağımsız” yaşamak arzusu ve iddiasıdır.
Milliyetçilik, basit tanımı ile mensubiyet/aidiyet şuurudur, duygusudur, insanidir, doğaldır.
(Türk Milliyetçiliği’nin Fransa çıkışlı olduğu iddiası doğru değildir.)
Bu kapsamı ile toplumun en büyük ortak paydasıdır.
İnsanlık tarihi, milletler tarihidir.
Millet var oldukça Milliyetçilik vardır, Millet ve Milliyetçilik birbirinin türevidir.
Milliyetçi Hareket Partisi, Türk Milleti’ne mensubiyetin siyasetini yapmak iddiasındadır.
52 yıldan buyana Türk Milliyetçiliği fikir sisteminin siyasetini yapmaktadır.
Geçmişi, çok partili siyasi hayata geçildiğinde kurulan Millet Partisi’ne dayanır.
Merhum Alparslan Türkeş’in CKMP’ye genel başkan seçilmesi ile bugünkü MHP’nin temelleri atılmıştır. 1969/ 9 Şubat Adana kongresi ile MHP adını almıştır.
Alparslan Türkeş, Türk Milliyetçiliği düşüncesini bir siyasi programa dönüştürmüş, ideolojik ilkelere bağlamış ve özellikle Üniversitelerden seçilen gençlere yoğun eğitimler verilerek yeni bir kadro yetiştirmiştir.
Genellikle 1968 kuşağından olan bu gençler, 1970-1980 yılları arasında, “vatan, millet, devlet, savunması” olarak gördükleri bir mücadele yaşamışlar, büyük kayıplar vermiş olmalarına rağmen çekiçle örs arasında dövülen çelik gibi pişmiş ve ülkeyi yönetecek bir güce/kadroya dönüşmüşlerdir.
1999 seçimlerinde yüzde 18 oyla ülkenin ikinci partisi olmuş ve Dr. Devlet Bahçeli liderliğinde ülkeyi yönetmek sorumluğu üstlenilmiştir.
MHP’nin ideolojik kökleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesinden beslenir.
MHP’nin milliyetçiliği, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra “küllerinden yeniden doğan” Türk Milleti’ni ve milli mücadele sonucunda kurulan Türk Devleti’ni sahiplenmek ve savunmak içgüdüsüne dayanır. Aslında bu, devleti yıkılmış ve yurdu işgal edilmiş bir toplumun savunma ve korunma refleksi ve talebinden/ihtiyacından kaynaklanmaktadır.
MHP ideolojisine göre;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Milliyetçisi bir kadronun liderliği ve önderliğinde Türk Milleti’ne dayalı olarak kurulmuştur.
Milli Mücadele, bir Milli Harekettir.
MHP siyasetinin öznesi Türk Milleti’dir. İddia edildiği gibi devlet değildir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk Milleti’nin örgütlü gücüdür.
Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşlarının tamamıdır; ortak ve milli kimliğidir.
Devlet Bahçeli’ye göre;
“Türk milli kimliğinin oluşumunda en önemli unsur; çilesi, sevinci ve gururuyla birlikte yaşamış olan büyük ve onurlu tarih ve ortak mukadderat bilincidir. Devletin temelinde bu milli bağ yatmaktadır.
Tüm Türk vatandaşları bu şekilde Türk Milleti kimliğinde birleşmişler ve millet olgusunu birlikte yaratmışlardır. Türk milletine ortaklaşa vücut vermişlerdir.
Burada kan bağı ve soy birliği değil, vatandaşlık bağı esastır.
Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes, Türk Milletinin eşit ve onurlu bireyleridir. Türkiye Cumhuriyeti devletini bu bireylerin birlikte yaşama ideali ve ortak kaderi paylaşan birlik olma iradesi kurmuştur.
Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” vecizesi de bu anlayışın bir ifadesidir.
Milli birlik ve bölünmez bütünlüğümüzün dayandığı temeller tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek dil ülküsüdür. “ (Sayın Bahçeli’nin 4 Mayıs 2005 tarihli basın toplantısı)
Türk Milleti’nin varlığı, kimliği, değerleri ve birliği MHP’nin kırmızı çizgisidir; bunlara yönelik uzak/yakın her tehdit bir beka sorunudur.
“Önce ülkem sonra partim sonra şahsım” anlayışı siyaset ötesi ideolojik bir nasdır/“değişmezdir”.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin iktidar projesi insan merkezlidir.
MHP için Milleti oluşturan her ferdin güvenliği, huzuru, sağlığı, onuru ve geleceği değerlidir, önemlidir. Bu sebeple, demokrasiyi bir insan hakkı olarak görür ve milliyetçiliğin ön şartı bilir.
BENCE
Milliyetçi siyaset ve MHP, Türk Toplumu’nun savunma refleksidir. Bu tez doğrudur; Sahip olduğu değerlere bir tehdit ihtimali karşısında toplumun sığındığı güvenilir liman MHP’dir.
Sayın Bahçeli’nin Başbakan Yardımcısı olduğu dönemde başlattığı ve bugün devlet politikası haline gelen “Lider Ülke Türkiye” Hedefi İçin 2023 Vizyonu, MHP’nin iktidar projesidir.
Bu vizyon, “Toplumun yalnız korkularının değil umutlarının da adresi MHP’dir” iddiasının somut ifadesidir. Ancak öncelik, Milletin varlığı, kimliği ve birliğinin korunmasıdır.
Milliyetçi Siyaset, gelecek projesidir.
MHP, Türkiye’nin geleceğinde daima olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi