Mayıs ya da haziran ayında yapılacak cumhurbaşkanı seçimlerinde muhalefet bloğunun adayının kim olacağına dair baş döndürücü gelişmeler yaşandı. Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konusundaki tartışmalar çıkmaza girmiş görünse de sonunda akıl ve sağduyu galip geldi. Halkın verdiği görev her şeyin önüne konularak karar alındı.
Halkın verdiği görev; otoriter, baskıcı, toplumu bölen, kendisinden olmayan herkesi öteki sayan, kamu kaynaklarını kamu çıkarına değil bir avuç kişinin zenginliği için harcayan, hukuk ve adaletten kopmuş siyasi iktidarı seçimler yoluyla değiştirmek ve halkın iktidarını kurmaktır. İttifakı oluşturan siyasi partiler, halkın verdiği bu görevi yerine getirmek için tüm farklılıklarına rağmen bir araya geldi.
Halkın talebi, baskıcı ve otoriter siyasi iktidarın değişmesine, bunun için muhalif partilerin bir araya gelmesine yönelik olmasaydı bu partiler zaten bir araya gelemez, gelseler de bu kadar uzun süre bir arada kalamazlardı. İttifakı oluşturan siyasi partiler halkın bu isteğini yerine getirmek için kimi zaman kendilerine ve fikirlerine, kimi zaman parti tabanlarına rağmen bu ittifakı oluşturdu ve sürdürdü. Dolayısıyla milletin oluşturduğu ittifak bozulmadıkça adına ister Altılı Masa ister Millet İttifakı deyin, muhalefet bloğunun dağılması söz konusu olmaz.
Seçimde kimin “kazanacak aday” olduğuna dair tartışmalar da yaşandı. Ancak şunu unutmamak gerekir; seçimi tek adamın karşısına çıkacak bir başka tek adam değil halk kazanacak. Seçimi, tek adamın karşısına çıkacak milletin ittifak duygusu, bir arada yaşama arzusu, iyi bir gelecek kurma iradesi ve bu uğruda gösterecekleri çaba kazanacak. Seçimi tüm farklılıklarına rağmen “biz olma” duygusunu koruyan halk kazanacak. Aday olarak ilan edilen Kemal Kılıçdaroğlu, halkın bu istek ve arzusuna liderlik yapacak ve halkla birlikte yürüyecek kişidir.
Yaşanan tartışmalar ve dile getirilen görüşler sonrasında ittifak partileri halkın verdiği “birlik olun” görevinin gereğinin yerine getirilmesinin önemini bir kez daha gördü ve yaşanan kriz aşıldı. Şimdi bundan sonra yapılacak şey ortaya çıkan bu iradeyi sandığa yansıtmak ve Milletin İttifakı’nı sandıkta genişleterek seçimi kazanmaktır. Çünkü söz konusu olan siyasi partiler ya da adaylar değil milletin geleceğidir ve tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi “milletin geleceğini yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır”.
Milletin; daha özgür, daha mutlu, üreten, ürettiğini hakça bölüşen, kimseyi ötekileştirmeyen, hukukun üstün, yargının bağımsız, ekonominin güçlü, eğitimin çağdaş olduğu bir ülke özlemi ve isteği devam ettiğine göre bu uğurda oluşturulan Millet İttifakı da devam eder demektir. Ve bu ittifak masada bulunan partilerin sayısının ne olduğunun çok ötesinde bir ittifaktır. Millet, bu özlem ve isteğini gerçek kılacak Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı etrafında toplanmayı başaracaktır.