KAÇAN ŞAMPİYONLUK VE SİZLERE VEDA...

Covid salgını nedeniyle üç ayı maçsız, son iki ayı da seyircisiz geçen koca bir sezon sonunda bitti. Antalya maçı, sezon bitmeden çoktan tatile çıkmış futbolcular için tatilin resmi ilanı oldu, o kadar. Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra, oynanan futbolun da alınan sonucun da kimse için bir önemi yoktu bugün.
Galatasaray için bu sezon kaçan sadece bir şampiyonluk muydu peki ?
Çok daha fazlasıydı aslında… Hem ekonomik hem de psikolojik olarak rakipleriyle arayı açmalarını sağlayacak çok büyük bir fırsatı kaçırmış oldular. En büyük darbeyi de, sponsorlarla birlikte 50 Milyon Euroyu bulacak olan Şampiyonlar Ligi gelir fırsatını kaçırarak yediler aslında. Bankalar Birliği anlaşmasındaki o ağır şartları yerine getirebilmek mutlaka elde etmeleri gereken çok önemli bir şampiyonluğu kaybederek, kulübün geleceğini de ilgilendiren olumsuz bir mali tablo ile baş başa kaldılar.
Peki neydi bu başarızlığın nedenleri… Sadece Covid salgını mı yakıp yıktı Galatasaray’ı ? Elbette, hayır !
Sezon başından bu yana yaşanan şanssız sakatlıklar bir yana, yönetimsel ve idari hatalar ile birlikte, tecrübeli teknik direktör Fatih Terim’in bu sezonki formsuzluğu da en büyük etkenlerden biri oldu. Özellikle sezonun ilk yarısına bakıldığında, hocasını girdiği savaşta yalnız bırakan ve yapılan haksızlıklara ses çıkarmayan bir yönetim ve saha dışı ile uğraşmaktan saha içine konsantre olamayan yalnız bir Fatih Terim gördü Galatasaraylılar…
İkinci yarının başlaması ile birlikte hoca tam toparlanmaya ve takımını da toparlamaya başlamışken, bu kez de Rize ve Gaziantep maçlarındaki hakem operasyonları hızını kesti Galatasaray’ın… Her şeye rağmen, yine de kırılma maçı çok da iyi oynadığı Başakşehir maçı oldu Galatasaray için. Sadece iki puanı değil, şampiyonluk umudunu da vermiş oldular o maçta… Sonrasındaki Trabzon mağlubiyetiyle Şampiyonlar Ligi de uçup gitti bu kez. Son iki sezonun şampiyonu, salgın sonrası yeniden başlayan ligde, 4 hafta içinde lige resmen havlu attı o maçla…
8 haftalık galibiyet serisi yine 8 haftalık berbat bir seriye dönüştü dönüşmesine ama tüm bu olup bitene sessiz kalan yönetim, Galatasaray’ın kaybettiği bu şampiyonlukta birinci sorumluydu bana göre. Daha sezonun hemen başında Futbol Federasyonu’nun 19:05’te yaptığı operasyona ses çıkaramayıp ‘sarı öküz’ü veren yönetimin, yine bana göre şampiyonluk yolundaki en kritik hatası ise Onyekuru’yu en önemli maçta takımda tutamamak oldu. Hani sezon başında ‘iyi ilişkiler kurduk, kardeş kulüp’ denilen Monaco, Trabzonspor maçı öncesi çekip aldığı kiralık oyuncusuyla belki de Şampiyonlar Ligi’nden etti ‘kardeş kulüp’ Galatasaray’ı… Yönetim mi ne yaptı ? Yine seyretti… Florya’daki Fatih Terim’i kaderiyle baş başa bıraktı.
Şampiyonluk kaçtıktan sonra bir de Feghouli’nin ve bazı yabancı oyuncuların çektiği ihtarname ile ‘parasını ödedik’ denilen oyuncuların aslında paralarının ödenmemiş olduğu ortaya çıktı ki…
Fatih Terim’in sadece saha dışındaki olaylarla uğraşıp, kulüp içindeki köstebekleri ve takım içinde bir çok sıkıntıyı idare etmek zorunda kaldığı bir sezondaki formsuzluğunun nedenini, çok da uzaklarda aramamak lazım aslında.
Son bir notta benden…
Bu, sezon boyunca sizlerle birlikte olduğum gazetepencere’deki son yazım.
Bu sütunlarda beni misafir eden gazetepencere ailesine, her maçtan sonra yazımı sabırla bekleyip sizlere ulaştıran sevgili Nilay’a ve tanışma fırsatını bulamadığım gazete mutfağındaki tüm emekçilere saygı ve sevilerimle…
Hepinize çok teşekkürler.
Güzel günlerde yeniden görüşmek dileğiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erhan Telli Arşivi