İ. Bülent Çelik
Her gün başka bir müjde!
Bir iki internet sitesinde rastladım.
Şaka filandır dedim. İnanmadım!
Sonra internetten araştırdım.
Anadolu Ajansı’nın haberleri arasında görünce galiba gerçek dedim.
Bazı saygıdeğer gazetelerin de kullandığını görünce şüpheci ruhum teskin oldu.
Espri olmadığına ikna oldum.
• • •
Haber şu:
Erdoğan Birleşmiş Milletler Kovit-19 zirvesine video konferansla dünyaya sesleniyor ve diyor ki: “Salgın nedeniyle ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalan bazı az gelişmiş ülkelere bütçe desteği vermeye çalışıyoruz!”
• • •
Neymiş?
Az gelişmiş ülkelere, bütçe desteği, yani para!..
Bu güzel haberi ben de buradan, gelişmiş ülkemin şu anda kapalı olan yüzbinlerce okul servisi, restoran, berber, kahvehane esnafı; tiyatro, sinema, dizi sanatçısı kardeşime duyuruyorum.
• • •
Yapmanız gereken tek şey biraz sabırla beklemek.
Az gelişmiş ülkeler biter bitmez sıra size gelecek.
HABERLERDEN ÖZETLER
Sahibinin kredi borcundan haczedilen “mucize inek” konuştu
Erfelek’in Yukarı Meşeler köyünde köylü M.S’nın, kredi borçları nedeniyle haciz memurları tarafından haczedilen ve kamyona konulup götürülürken dile gelen mucize ineğin ilk cümleleri: “Lan arkadaş, iyi ki bizim üretim bandında kredi-mıredi işleri yok. İthal ya da yerli, otu samanı yiyip, sütü veriyoruz olayımız bitiyor. Yoksa bu sistem ineği memesinden ayırır!” demişti.
• • •
Bu konuşmanın basına yansıması üzerine, gözaltına alınarak haciz hali, vicahi tutukluluğa çevrilen mucize inek ağız değiştirdi. Yerel ve uluslararası basının aşırı ilgisi üzerine: “Olay beni bağlamaz. Ben önüme konulan yemi yerim, sütümü veririm.. Gerisinden anlamam. CeHaPe işine baksın!” şeklinde konuştu.
Erdoğan’dan Avrupa’YA yumuşak mesaj
Avrupa ile yeni bir yakınlaşma sürecine giren Erdoğan, Beşiktaş Yıldız Sarayı’ndaki çalışma ofisini Edirne, Lalapaşa’ya taşıyacağını açıkladı.
Video konferans ile yaptığı basın toplantısında dostluk ve kardeşliğe vurgu yapan Erdoğan: “Naci Görür Hoca’mızın da belirttiğine göre, Anadolu plakası, doğu yanal atımlı fay hareketleri ile her yıl Avrupa’ya iki santim yaklaşıyormuş ama biz onu, o kadar bekleyemeyiz.” dedi.
Covid-19 sağlaması
Kişi başına düşen ‘yoğun bakım yatak sayısı’ sağlıkta bir gelişmişlik göstergesi sayılabilir mi?
Ne yazık ki sayılmaz!
Çünkü yoğun bakım yatak sayısı, ekonominin temel kuralına uygun olarak arz-talep matematiğinden, yani ihtiyaçtan yükselir.
Yoğun bakıma çok ihtiyacınız var ise çok yatağınız olur.
Bunun diğer anlamı; önleyici sağlık sisteminiz gelişkin değil ise ‘yoğun bakım yatağına da çok ihtiyacınız olur.
• • •
Asıl gelişmişlik göstergesi ‘koruyucu sağlık sistemi’nin etkinliğidir.
Bu yüzdendir ki, Sağlık Bakanı’nın böbürlenerek açıkladığı; ülkemizin “100 binde 40” ile, nüfusuna oranla dünyanın en fazla yoğun bakım yatağına sahip olan bir ülke olması aslında o kadar övünülesi bir şey değil.
Bu oranın Japonya’da 7,3, İngiltere’de ise 6,6 olması, sağlık hizmetinin onlarda bizden daha kötü olduğu anlamına gelmiyor!
Amerika’da 34 olması da orada sağlık sisteminin Japonya’dan daha iyi olduğu anlamına gelmiyor.
• • •
Neyse ki eğrisi doğrusuna denk geldi ve Covid-19 sürecinde bu fazlalık işe yaradı.
Nispeten daha fazla hastaya yoğun bakım imkanı verebilir olduk.
• • •
Yoğun Bakım Profesörü Yalım Dikmen, geçtiğimiz günlerde “Yoğun bakıma giren Covid-19 hastalarının yarısının hayatını kaybettiğini söylemişti.
Şimdi gelin bu iki veriden yola çıkarak bir hesap yapalım.
Şu anda bütün illerde yoğun bakımların Covid-19 hastaları ile dolu olduğunu, yer bulunamadığını, devlet ya da özel hastanelerin, ana yapılarına ek olarak, bahçelerinde sahra hastaneleri kurarak mücadele etmeye çalıştığını yaşayarak biliyoruz.
Bu ilavelere rağmen, Bakan’ın açıkladığı 100 binde 40 oranına göre hesaplarsak, toplam 33.200 yoğun bakım yatağımız var!
Yoğun bakım Profesörünün ifadesine göre yoğun bakıma girenlerin yarısını kaybediyor isek, kaybımız, bir sağaltım periyodunda 16.600 kişi.
Ortalama yoğun bakımda kalış süresini hastalığın ikame süresi 14 gün olarak alırsak günlük vefat sayısını 16.600/14=1185 kişi olarak buluruz.
• • •
Dikkatinizi çekerim!
Vefat eden sayısının Bakan’ın açıkladığından en az beş kat yüksek olmasından kimse hoşlanmıyor. Ama bunu doğru bilmek, önlemlerin doğru belirlenebilmesi için çok önemli..
Sayılar, Bakan’ın hergün açıkladığı gibi 185’lerde değil, CeHaPe’li belediyelerin, mezarlıkları sayarak açıkladığı gibi 1185’lerde maalesef..
• • •
Bu verilerle, LGS sınavında ortalama puan alan herhangi bir lise adayı öğrencinin yapabileceği bu hesap doğru değil ise; ya 100 binde 40 doğru değil,
ya da yoğun bakıma girenlerin yarısının kaybedildiği.
• • •
Hoca’ya mı güvenirsiniz, Bakan’a mı güvenirsiniz?
Artık buna siz karar verin!
Karadeniz’de 5 metrelik vahşi köpekbalığı yakalandı
Karadeniz açıklarında balıkçıların ağlarına takılan ve Balık halinde kuyruğundan canlı canlı vince asılarak sergilenen vahşi ve yırtıcı balık, izleyenlerin ilgisini çekti.
Vincin arkasından yerlerde süründürüldüğü halde bir türlü ölmek bilmeyen büyük camgöz cinsi canavar balığın kafasına sopa ile vurarak öldürmeye çalışan Mahalle sakinlerinden Duran Şenlik, “yav ne asi, ne canavar bir hayvan! Ne sopa işler, ne taş işler! Üstelik karnında yavrusu var!” dedi.
Vahşi balık, satışa sunulmak üzere balıkçılar tarafından ancak benzinli el hızarı ve balta yardımı ile parçalanabildi!
Balıkçılardan Necip Şahbender, “Çok yordu bizi.. Pek para da etmiyor. Maduruz!” dedi..
İşsizlik nedeniyle kendini dereye atan adam çamura saplandı
İşsizlik ve geçim sıkıntısı nedeniyle kendisini köprüden Hoşmasat Deresi’ne atan Mahsun Dermeyanoğlu isimli şahıs, beline kadar saplandığı çamurdan, sabaha kadar kurtarılmayı bekledi.
Muhabirimizin hastane acil servisinde görüştüğü Dermeyanoğlu, “Heslerle suyunu almışlar, derenin debisi düşmüş. Pislikten dibi çamur bağlamış. Biz halisane intihar niyetimizle dereye güvenip atlayınca dart oku gibi yarı belimize kadar saplanıp kaldık!”
Dermeyanoğlu Sabaha kadar telefonuna bakmayan İlçe itfaiyesinden de şikayetçi olacağını belirtti.