Haldun Solmaztürk
Filistin’e destek seferberliği Cihat çağrısına dönüştü!
Tozdan dumandan ferman okunmuyor; pek farkında değiliz…
Mustafa Kemal, 1919’dan 1927 sonlarına uzanan kurtuluş ve yeni Türk devletinin kuruluş mücadelesini, 96 yıl önce, 15 Ekim’den 20 Ekim’e altı günlük bir söylevle anlatmıştı.
- Samsun’a çıktığım gün genel durum ve görünüş’
“Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşına sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz ve korkak. Yanız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı…”
Nutuk böyle başlıyor…
Son bölümün başlığı ‘Türk gençliğine bıraktığım emanet’.
“…milli varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklalini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen milli felaketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.
Bu sonucu Türk gençliğine emanet ediyorum.”
Gençliğe bu hitapta bir de “Dahili ve harici bedhahlar (düşmanlar)” uyarısı var…
Yani, milli ve çağdaş devlete düşman olanlar…!
Türk gençliğine emanet edilen o devlet, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyetidir…
Cumhuriyetin hiç olmadığı kadar büyük bir tehdit altında olduğunu artık—özellikle bugünlerde—en açık bir şekilde görüyoruz.
Yaşananlar ‘Ne var bunda?’ denilip geçilecek şeyler değildir.!
Milli İrade Platformu kendisini “Türkiye Yüzyılı, Doğru Zaman Doğru Adam, Recep Tayyip Erdoğan’ sloganıyla tanıtıyor.
Seçimlerde “Her şeyin kazası vardır fakat sandığın kazası yoktur. Rehavete kapılmadan sandıklara sıkı sıkı sahip çıkacağız. 28 Mayıs ülkemizin kurtuluş günü olacaktır. İstanbul'un fethinin 570. yıl dönümünde 29 Mayıs 2023 sabahına zaferle uyanacağız” diye çağrı yapmıştı.
Platformda ASSAM’dan Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’na, Deniz Feneri’nden Ensar’a, İlim Yayma Cemiyeti’nden İsmailağa’ya, TÜRGEV’den TÜGVA’ya, Okçular Vakfı’na ‘herkes’ var.
Platform, AKP’nin ve cemaat-tarikat koalisyonun ortak temsilcisi…
Cumartesi günü onların ‘Büyük Filistin Yürüyüşü’ vardı..
Beyazıt meydanından Ayasofya’ya yürüdüler. Yürüyüşe eski TBMM Başkanı, eski içişleri bakanı, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ‘Mahdum Bey’, Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ‘Damat Bey’ de katıldılar.
Ayasofya’da Diyanet İşleri Başkanı namazı kıldırdıktan sonra cemaate hitap etti…
“Filistin’de, Gazze’de Kudüs’ün özgürlüğü için, Filistin’in özgürlüğü için, Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için, fedayı can eden bütün şehitleri” andı. “Filistin’de, Kudüs’te, Arakan’da, Irak’ta, Suriye’de, Hindistan’da Keşmir’de, Gazze’de, Doğu Türkistan’da işlenen zulümleri” saydı, “Bu zulmün ortadan kalkması için, bütün Müslümanların güç birliği yapması, tek yumruk olması lazım. Kuran-ı Kerim’e kulak verin, hepiniz toptan Allah’ın ipine sımsıkı sarılın” dedi.
Ve—Mustafa Kemal’in 96 yıl önceki sözleriyle—birlik ve beraberliğimize göz dikmiş olan “Dahili ve harici düşmanları”, onların “Dinimiz, inancımız, bütün İslam alemi için kurmuş oldukları tuzakları” hatırlattı.
Bunları söyleyen, devletin bir memuru, yaptığı da camide siyaset, açıktan Cihat çağrısıdır.
Dün de Maltepe’de Saadet ve Gelecek partileriyle HÜDA-PAR’ın ‘Özgür Filistin’mitingi vardı.
Erbakan’ın “Kudüs coğrafi bir mesele değil imani bir meseledir” sözleri hatırlatıldı, “Biz inancımızın gereği olarak buradayız” denildi.
[İsrail] İşgalinin vebalinin “Bütün İslam dünyası üzerinde” olduğu hatırlatıldı.
Kuran’dan alıntılar yapılarak “Allah muhakkak surette vaadini tamamlayacaktır. Allah, onları bizim ellerimizle cezalandıracaktır” dendi, Hamas’a selam gönderildi.
Devlet gücünü arkalarına alan dinci (İslamcı), demokrasi karşıtı çevrelerin Filistin’e destek (!) seferberliği açık ve yaygın Cihat çağrısına ve Ümmet’e öncülük sevdasına evrildi.!
Bu rüzgarı (!) ve ‘Batı düşmanlığını’ her seçimde yaptıkları gibi yine arkalarına almak istiyorlar.
‘Emanet’, milli ve çağdaş Cumhuriyet, gerçek, yakın ve ciddi bir tehdit altındadır..
Nutkun “Ey Türk istikbalinin evladı.!” diye başlayan son paragrafını bir kez daha okuma zamanıdır.!