İ. Bülent Çelik
Dış güçler
İç siyasette hiç eskimeyen bir “dış güçler” repliği var.
Dillere pelesenk olmuş bir slogan!
Ama gel gör ki arkası boş!
· · ·
Neden boş?
Kim bu dış güçler, belli değil!
Kimse tarif etmiyor.
· · ·
Reyiz:
“Bizi denklemin dışına itmek isteyen dış güçleeerrr!” diye kükrüyor!
Sanıyorsunuz Amerika’yı kastediyor!
Bakıyorsunuz Biden ile 45 dakikalık görüşme, festival havasıyla kutlanıyor!
Demek ki Amerika değil!
· · ·
Sanıyorsunuz Rusya’yı kastediyor!
Bakıyorsunuz, Putin ile Moskova sokaklarında dondurma yiyor!
Demek ki Rusya da değil!
· · ·
Sanıyorsunuz Almanya’yı kastediyor!
Bakıyorsunuz Temel Karamollaoğlu’nu bile oturtmadığı berjer koltuğa Merkel’i oturtuyor!
Demek ki Almanya da değil!
· · ·
En son Numan Kurtulmuş, “Dış güçler güçlü bir Türkiye’nin varlığını istemiyorlar!” deyince gazeteciler kendisini televizyon programında kıstırdı(!) ve sordu..
“Kim bu dış güçler Numan Bey?.. Kabaca bir tarif eder misiniz!
Numan Bey kem küm etti..
“Şundan mı kaynaklanıyor, bundan mı kaynaklanıyor diye düşünmemek gerekir!” diye bir cevap verdi.
Gazeteciler de onu soruya cevap vermiş saydılar!
· · ·
Gerçi ne desin?
Sanal hesap gibi, bitcoin gibi birşey!
Çarşıda, pazarda, mitingde, seçimde kullanılıyor ama kendisi yok!
· · ·
Peki bu dış güçlerin aslı faslı ne?
Dış güçler gerçekten var mı?
· · ·
Tabii ki var!
Dış güçler, senin ülke sınırlarının dışında kalan; alışveriş yaptığın; vatandaşını turist olarak kabul ettiğin; bazen savaştığın; bazen seviştiğin bütün devletler.
Mesela biz de Fransa’ya, Hollanda’ya, Somali’ye Meksika’ya göre dış güçlerden biriyiz..
· · ·
Düzgün yönetilen devletlerde, dış güçlerle ‘siyaset ve ticaret satrancını’ oynayan kurumlar var!
Dış güçlerle tabiri caizse dans etmek, dışişleri bakanlıkları, “monşer” diye itilip kakılan dışişleri teşkilatı, ticaret ateşelikleri, askeri ateşelikler, istihbarat teşkilatları gibi kurumların asli görevi!..
· · ·
İyi yönetilen devletlerde bu kurumlar daima gereğini yapar, ikide bir vatandaş işe karıştırılmaz!
İyi yönetilen devletlerde ikide bir vatandaşa “dış güçler, dış güçler!” diye ağlanmaz!
· · ·
Vatandaş ne bilsin Cenevre Protokolünü,
Nasıl bilsin Paris Şartını,
Niye bilsin Viyana Sözleşmesini?
· · ·
Bırakın vatandaşı, 1928 yılında katıldığımız, ‘savaşın siyasete alet edilmemesi’ şartını içeren Briand-Kellog Paktı’nı kaç siyasetçi bilir?
Vatandaş hükümete, “bu işleri düzgün çöz!” diye yetki vermiş.
“Her mikrofonu eline aldığında salya sümük bana ağla!” diye yetki vermemiş!
· · ·
Dış güçler de dış güçler!
Bu ülke, gerçek anlamda dış güçleri Kurtuluş Savaşında gördü!
Gerçek dış güçler, Mustafa Kemal’in Anadolu’yu adım adım dolaşarak anlattığı dış güçlerdi.
O dış güçler ki, Anadolu’ya ellerinde silahlarıyla girmişler, köyleri kentleri yakmaya, yağmalamaya başlamışlardı.
Gün gibi ortadaydılar!
Günlerini de gördüler!
· · ·
Bu gün öyle mi?
Bir dış güç var ama kimse tarif edemiyor!
· · ·
Devletin başındaki yiğidolarımızın adıyla sanıyla bildirdikleri, bugüne kadar ismi telaffuz edilmiş tek dış güç vardı: Birleşik Arap Emirlikleri!
· · ·
Onunla da, Varlık Fonu’ndan şirket satın alabilsin diye on tane mutabakat muhtırası imzaladık!
Talih kuşu aramızda
En hatırda kalan reklamıydı “Talih kuşu aramızda, kah orada kah burada.”
· · ·
Milli Piyango önce varlık fonuna aktarıldı, oradan da İtalyanlar’la, Demirören’lerin ortak olduğu bir şirkete satıldı.
· · ·
CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın deyişiyle, “talih kuşunun önce tüyleri yonuldu, sonra da kuş öldü.”
· · ·
Hani ebediyete intikal etmiş sevdiklerimiz için kullandığımız “o hep aramızda” şeklinde, mevtayı saygıyla anma repliğimiz vardır ya!
Her yılbaşı gecesi, vatandaşın hayal dünyasını şişiren, gecenin en heyecanlı anını yaşatan o talih kuşu şimdi nerede?
“Aramızda!”
Amerika’da kaos!
Geçtiğimiz günlerde yandaş medyada haberler çıktı!
“Amerika’da market rafları bomboş!”
“Aşırı enflasyondan ötürü ürünler bulunmuyor!”
“Millet aç, aaaç!”
· · ·
Gerçekten böyle mi diye biri Los Angeles’da, diğeri Silikon Vadisinde yaşayan, ‘Lomboz’ köşemizin iki acar muhabiri Burak Yarkent ve Evren Uğurbaş ile görüştüm..
· · ·
Şaka şaka!
Hayır, görüştüğüm doğru da bu iki kardeşim, tabi ki Lomboz muhabiri filan değil! Amerika’daki, Türkler’in en fazla eğilim gösterdiği en etkili mecralardan “Alaturka Online”ın editörleri
· · ·
Diyorlar ki: “Abi, bizim burada Ekim 2021 enflasyonu %6.2 olarak açıklandı. Geçen sene bu zamana göre %3.58 artmış.
Fiyat artışları henüz marketlere yansımadı.
Hatta geçen ay aynı miktarda aldığım eti bugün yarı yarıya daha ucuza aldım.
(Fişini de göndermiş.. Buyrun fiş!)
Market rafları dolu ve bulunmayan ürün yok allaha şükür!
Yalnız pandemiden ötürü gemi seferleri aksadığı için bazı otomobillerin çipleri yok!
Bu yüzden bazı otomobil markalarının fiyatları $30-$40 bin kadar arttı..”
Lakin benzin fiyatlarında zammı hissettik. Çünkü benzin fiyatları iki kat arttı”
· · ·
“Yani buradan erişte, kuskus, makarna göndermeye gerek yok öyleyse değil mi?” diye sormaya bile gerek kalmadı
· · ·
Şimdi buradan yandaş medyada bu manşetleri atanlara soruyorum.
Hadi Amerika büronuz yok! Masraflı dediniz, kapattınız ya da hiç aşmadınız!
Koskoca Amerika’da bir tanıdığınız da mı yok birader?!
Siyasi casusluk ve paradoks
Saadet Partisi Başkanı Temel Karamollaoğlu: Aselsan’ın, Birleşik Arap Emirlikleri’ne satılmaya çalışıldığını söylüyor!
Bu bilgiyi de, ‘Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkiye arasındaki mutabakatların altında Aselsan’ın satışı olduğunu’ yazan bazı batılı ajansların haberlerine dayandırıyor.
Yok, yok ise, “yok!” desinler, diyor!
· · ·
Aselsan nedir?
Askeri Elektronik Sanayi· · ·
Türkiye’nin askeri teknolojilerini yaratan 46 yıllık bir üretim devi.
7 bine yakın nitelikli personel, 16,5 milyar TL yıllık ciro ve her yıl %25 büyüme!..
Altın yumurtlayan bir tavuk!
Üstelik de stratejik mi stratejik!
· · ·
Aman ha! Bu bilgiler açık kaynaklarda var! Bunlara da casusluk filan demeyin.
· · ·
Neden bunu söylüyorum?
Çünkü, Deva Partisi kurucularından, eski asker ve sistem mühendisi Metin Gürcan, paylaştığı twitter mesajında, yabancı bir medyadaki bir habere işaret ederek “Aselsan satılır mı?” diye soruyor.
· · ·
Vay sen misin bunu soran? Hoop ‘siyasi casusluk’ yaptığı gerekçesiyle tutuklanıyor!
Lakin sürmekte olan eski bir dava tutuklama nedeni olarak açıklanıyor!
Biz de yiyoruz!
· · ·
İyi güzel de, telaşe içinde bir hususu atlamış olan sayın devlet büyüklerime benim naçizane bir uyarım var!
· · ·
Aman!..
Metin Gürcan’ı hemen serbest bırakın ve bu meseleye asla ‘siyasi casusluk’ filan demeyin!
“Bir yanlışlık olmuş kardeş, hadi güle güle!” deyip dış kapıdan yolcu edin, evine gitsin.
· · ·
Çünkü:
Aselsan’ın satışı ile ilgili yorum yapmaya “gizli bir devlet sırrını” ortaya çıkartmak, yani siyasi casusluk derseniz ve Metin Gürcan’ı da bu yüzden tutuklarsanız, farkında olmadan Aselsan’ı satacağınızı kabul etmiş olursunuz.
· · ·
Karışık mı oldu?
O zaman şöyle diyeyim.
Olmayan bir bilginin casusluğu da olmaz?
Var olan bir gizli bilgi açığa çıkartılırsa casusluk olur!
· · ·
Hadi bu işlerden anlamıyorsunuz,
Hiç film de mi seyretmediniz arkadaş?
Koronalı hasta ithalatı!
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Bölge Direktörü, twitter hesabından bir mesaj yayınlamış.
Mesajında diyor ki: “Bu salgını ancak dayanışma ile yönetebiliriz. Zor bir kışı beklerken, gerektiğinde COVID19 hastalarını alma, bunalmış sağlık sistemleri ve yoğun bakım üniteleri ile Avrupa ülkelerini destekleme konusundaki cömert teklifi için @drfahrettinkoca ve Türkiye Bayrağı’na minnettarım.”
· · ·
Yani belli ki, Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca bir teklifte bulunmuş. “Boş yatağımız var, gönderin gelsinler! Bizim sağlıkçılar şerbetli!” gibi bir şeyler söylemiş!..
· · ·
Meral Akşener bu mesajı kendi twitter hesabından paylaşıyor, Fahrettin Koca’yı da aynı mesaja iliştirerek Koca’ya soruyor, “Sayın Erdoğan’ın ülkemizi sığınmacılar için bir hendeğe çevirmesi yetmedi, şimdi de siz mi çıktınız?
Avrupa’nın Kovidli hastalarını kabul etmek ne demek?
Milletimizi, sağlıkçılarımızı yeni varyantlarla karşılaşma riskine nasıl sokarsınız!”
· · ·
Biz de bu her iki ol mesajı sizlere iletiyoruz.
Takdir sizin..
Sürçü lisan ettikse affola!