Ozan Sönmez
Dijital doğanların 4 atlı ile imtihanı
Dönem başından beri Anabilim Koleji’nde Türkiye’de bir ilke imza atarak liseliler için müfredata dahil edilmiş bir Girişimcilik ve İnovasyon dersi veriyorum. Bu derslerin bana en önemli katkısı, onuncu sınıf gençlerin beklentilerine ve yaklaşımlarına ilk elden, bazen de beklenmedik bir şekilde dahil olmamı sağlaması. Kasım ayında Global Girişimcilik haftası, 11.11 Bekarlar Günü, Hediyeli Cuma ve Siber Pazartesi gibi girişimcilik açısından önemli olan birçok gün ile dolunca bir dersimizi de bu konuya ayırdık ve beni şaşırtan, sevindiren ve endişelendiren bir iki konuyu sizlerle de paylaşma gereği duydum.
Bilgi ve Veri Güvenliği:
Teknoloji dünyasında bazen “Mahşerin 4 Atlısı” olarak geçen Apple, Google, Facebook ve Amazon, onuncu sınıf gençleri için birer şirket olarak değil birer araç olarak görülüyor. Bu çok şaşırtıcı değil elbette çünkü bu 4’lünün iş modellerini bilecek ya da eleştirecek yaşta değiller henüz. Ancak buna rağmen bazılarının çerezlenmemek için özel ekranlarda ve genelde başka tarayıcıları kullanması, VPN ile ilgili bilgi sahibi olmaları umut verici. Endişe edici olan ise çoğunluğun bu konularda farkındalıklarının artması için ebeveynlerinden örnek göremiyor olmaları. Bu konuda hepimizin biraz daha uyanık olmamız ve önce kendimizi sonra gençleri bilgilendirmemiz şart. Acaba lise son sınavlarında bununla ilgili birkaç soru mu sorulsa diye önereceğim, malum müfredatta olmazsa kimse önemsemeyecek sanırım.
İletişim, Zihin ve Cüzdan Payı:
Özellikle Facebook bu grup için sadece babaanneleri ile görüşmek için kullandıkları atıl kalmış bir araç. Bu bilgiden sonra whatsapp ve instagram satın almalarının ne denli yerinde olduğunu bir kere daha anlıyorum. Tüm bu 4 şirketin, bu genç nüfusa olan erişimlerini kaptırdıkları Snapchat benzeri sosyal iletişim araçları, ya da öncelikle oyuncular arasında gelişen ancak oldukça yaygınlaşan discord gibi uygulamaları ya da Roblux gibi sosyal oyun ve iletişim mecralarını satın alma hedeflerine koymuş olmaları şaşırtıcı değil. Giderek dijital tüketim miktarları artan bu kesim, büyümenin motoru olarak her büyük teknoloji şirketinin iştahını arttırmaya devam edecek.
Kendine Dijital Yatırım Yapma:
Herhalde en çok garipsediğim ve endişelendiğim konu biraz daha eğitim ayağı ile ilgili. Birçok öğrenci youtube’dan merak ettiği konuları araştırıp öğrendiğini söylerken, çoğunun tek bir kere bile online eğitim kanallarından (MooC) bir eğitim almamış olması garip. Eğitim sistemimizin en büyük başarısı sanırım bu gençlerdeki merakı öldürmek olmuş. Yetişkinler olarak kendi eğitim deneyimimizle kurguladığımız sistemler, gençlerin gözlerinin önüne göz bandı takmış ve ellerine imkân geçmiş olsa bile global dünyada kendilerine uygun bir içerik, ders, eğitim, deneyim aramalarına bile fırsat vermez bir hal almış olabilir mi? Sınıf içinde, öğretmenlerle ve arkadaşları ile canlı yaptıkları ufuk açıcı muhabbetlerden de uzak kalmalarına rağmen gençlerin dünyanın parmak uçlarına getirdiği bilgi ve eğitimlere kayıtsız kalması düşünülmesi gereken bir alan.
Gençleri gözlemleyerek öğrendiğim çok fazla şey oluyor bu derslerde. Kendi kızımdan da gördüğüm online derslere karşı geliştirdikleri savunma ve savsaklama mekanizmalarının çeşitliliği, sürekli online oldukları saatlerden sonra artık onları offline dünyaya çekmemin zorlukları çoğu ebeveynin malumu. Bu noktada naçizane tavsiyem, gündelik telaş ve pandemik kaygılarımızı bir kenara bırakarak gençlerin gelecek planlarında girecekleri iki sınavdan çok daha fazla önemli olacak bu dijital dünya ile ilgili bilgi ve bu dünyanın özüne dair ilgilerini arttıracak sohbetler yapmak ve onları bu konuda yetiştirmek olacak. 4 Atlı bir yere gitmiyor, belki de başka teknoloji şirketlerinin eklenmesi ile daha da artan bir şekilde geleceğimizi şekillendirme konusunda bugüne kadar hiçbir kurumun sahip olmadığı kadar etkin olmaya devam edecekler. Bu dünyanın artı ve eksilerini anlayıp ona göre yaşamak ve gençlerden bu konuda bir şeyler öğrenmek için geç değil. Hepimize kolaylıklar.