Bir Ülke Nasıl Adalete Kavuşur? Gençlere Sevgiyle…

Sevgili genç arkadaşım,

Bugün seninle çok kıymetli bir şeyi konuşmak istiyorum: Adaleti.

Adalet… Kulağa belki kocaman bir kavram gibi geliyor olabilir. Belki okul kitaplarında, belki haberlerde, belki de yaşamın tam ortasında, bir haksızlık yaşadığında duymuşsundur bu güçlü sözcüğü. Aslında adalet, her gün duyumsadığımız, bazen varlığıyla içimizi rahatlatan, huzur ve güven veren, bazen yokluğuyla canımızı acıtan bir duygudur.

Adalet, sırf güçlüler istiyor diye eğilip bükülmemektir. Bir çocuğun hakkını korumaktır. Bir gencin sesine kulak vermektir. Bir yaşlının onurunu incitmemektir. Ve en çok da yüreğini temiz tutup “doğru olanı” yapmaktan korkmamaktır.

Fransız şair Paul Éluard, “Özgürlük” şiiri yanında “Asıl Adalet” şiirinde bir dörtlüğü paylaşmak isterim:

“İnsanlarda tek güzel kanun,

suyu ışık yapmaları,

düşü gerçek yapmaları,

düşmanı kardeş yapmalarıdır.”

Peki bir ülke nasıl adalete kavuşur, biliyor musun?

İlk adım, yargının bağımsız olmasıdır. Yani mahkemelerin doğruyu yanlıştan ayırırken sadece vicdanına ve hukuka bakması… Ama sadece bu yetmez. Adaletin yolu, senin gibi gençlerin haksızlık karşısında susmamasından geçer. Çünkü adalet, sadece mahkeme salonlarında değil, sınıfta, sokakta, internette, evde, çevrede, toplumda yaşanır.

Adalet, kimsenin sırf güçlü olduğu için haklı sayılmadığı bir dünya ister. Ve bu dünya, senin gibi adil yürekli gençlerle mümkün olur.

Şeffaflık gerekir, yani her şeyin açıkça söylenmesi. Hesap verebilirlik gerekir, yani biri bir hata yaptığında özür dilemesi, bedelini ödemesi. Basın özgürlüğü gerekir, çünkü gerçekler sustuğunda, adalet de kaybolur. Ama en çok da senin inancın gerekir. Senin “Ben bir şey değiştiremem” demeden adım atman gerekir.

Sevgili genç arkadaşım,

Bu dünyayı güzelleştirmek senin ellerinde. Adaleti uzaklarda arama.

Gözlerinin içindeki ışıkta, kalbinin derinliğinde, sesinin titreşiminde o var zaten.

Sen haklı olanın yanında durdukça, sen iyilik için yürüdükçe, sen başka biri incinmesin diye konuşabildikçe; bu ülkede, bu dünyada adalete bir adım daha yaklaşır.

Fars edebiyatının önemli şair, yazar ve bilge kişilerinden biri olan Sadi Şirazi, yaşamın her alanına dair anlamlı sözleriyle tanınır. Özellikle “Bostan” ve “Gülistan” adlı eserleri, insan davranışları, ahlak, erdem ve sevgi gibi konularda derin içgörüler barındırır.

Sadi-i Şirazi der ki:

“Dünyadaki bütün nehirler, adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez!”

Öyle bir süreçten geçiyoruz ki susuzluktan kavruluyor, nefes alamıyoruz!

Şairimiz Özdemir Asaf’ın şiirlerini çok severim, bakın “adalet” şiiri nasıl güzel sorular soruyor, nasıl anlamlı, nasıl isyan ediyor dizeler:

“İnsansız adalet olmaz

Adaletsiz insan olur mu?

Olur, olmaz olur mu!

Ama, olmaz olsun”

Sevgili genç yol arkadaşım,

Ve inan bana… Bu yolda yalnız değilsin.

Sevgiyle,

Bir yoldaşın, bir ablan, bir arkadaşın gibi düşünebilirsin beni.

Yüreğini hiç karartma. Çünkü adalet, senin gibi aydınlık yüreklerle var olacak…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yaşar Seyman Arşivi