İ. Bülent Çelik

İ. Bülent Çelik

Beyaz atlı prens ‘omıcron’ mu?

Epidemi, pandemi konusunda elbette uzman değiliz.
Üstelik elimizde dört dörtlük veriler de yok!
Dolayısıyla bu konuda “ahkam kesmek” haddimize değil!
Eğer kesersek, gözleriyle ekonomi yöneten Hazine Bakanını eleştirme hakkımız olmaz!
· · ·
Lakin, karikatürist olmakla birlikte, Atatürk’ün kurdurduğu, Türkiye’nin en köklü Fen Fakültesinde ‘Biyoloji/Genetik’ tahsil etmiş bir okullu olmamız hasebiyle ucundan bir fikir yürütme hakkımız da yok değil..
· · ·
İşte o hakkımızı kullanarak, pandeminin başında “ve virüs, kendi aşısı haline gelir!” benzeri başlıklarla birkaç yazı yazmıştık.
· · ·
“Bu salgına karşı tek silahımız var. Yakalanmamak!” diyen sağlık bakanının bu ultra fantastik yaklaşımına karşı (Hayır, ultra fantastik, çünkü bunu espri olsun diye değil, ciddi olarak söylemişti!..) önümüzde 4 yol olduğunu yazmıştık..
· · ·
Şimdi bunları özetleyelim
1-Bütün dünya senkronik olarak sadece on beş gün kapanır ve on beş günde virüs biter! (Bu hipotez teorik olarak uygun gibi görülür ama ne yazıktır ki gerçekte mümkün değildir. Sıfır kaçaklı bir global kapanma hayaldir. Virüsün Çin’de tek bir kişiden dünyaya yayıldığını hatırlayın! )
· · ·
2- Aşı bulunur, yaygın aşılamayla virüsün yayılımı durdurulur (10-20 yıl sürer. Bkz. Çiçek virüsü.)
· · ·
3- Aşı yanında etkili bir ilaç da bulunur ve her ikisi de etkin kullanılarak virüs bitirilir (5-10 yıl sürer)
· · ·
4- Virüs, öyle bir mutasyon geçirir ki adeta kendi aşısını üretir. Yani bulaşma yeteneği çok yüksek ancak virülansı ve patojenliği düşük; yani hastalık yapma yeteneği zayıf bir mutasyon bir anda hızla dünyayı sarar ve herkesi aşılamış olur! Diğer bir deyimle hızlı bir sürü bağışıklığına neden olur. Böylece hastalık biter! 4-6 yıl..
· · ·
Omicron varyantı işte bu 4’üncü maddede sözünü ettiğimiz mutanta çok benziyor. Yani beklenen beyaz atlı prens, omicron olabilir.
· · ·
Dünyanın her yerinden gelen veriler ve izlenimler de sanki bu yönde.
Elbette araştırmalar “böyledir” diyeceğimiz kesinliğe ulaşmış değil..
O noktaya geldiğinde, kuşkusuz DSÖ bunu hemen açıklayacaktır.
· · ·
Asya’dan, Afrika’dan Avrupa ve Amerika’dan gelen izlenimler bu duyguyu güçlendiriyor.
Kanada’da yaşayan, geçtiğimiz günlerde iki çocuğu ile birlikte Covit-19’a yakalanan, sonra yaşadıklarını T24’te üç makalelik çok akıcı bir seri yazı ile kaleme alan T24 yazarı Ayşe Acar, makalesinde, bazı uzmanların -yukarıda 4. maddede açıklanan yöndeki- görüşlerinden bahsedince, kendisinden bu haberlerle ilgili bulabildiği linkleri göndermesini istirham ettim.
· · ·
Sağolsun Acar’ın gönderdiği linklerden birinde, Başkan Biden’in Sağlık Başdanışmanı ve Amerikan Ulusal Enfeksiyon Enstitüsü Başkanı Anthony Fauci’nin de konu ilgili açıklamaları var.
Fauci: “Veriler cesaret verici… vakalar ve hastaneye yatış arasındaki model dışı durum daha net hale geldiğinde hastaneye yatış-vaka oranının önceki varyanta göre daha düşük olacağını kuvvetle gösteriyor” diye açıklıyor son görünümü.
· · ·
Çok uzatmayayım, öyle anlaşılıyor ki, Covid-19’u bitirecek varyant ‘omicron’ mutantı!
Aşısızlar için hala tehlike yaratıyor olması bu düşünceyi zayıflatsa da ‘omicron’dan son derece umutluyum..
· · ·
Elbette DSÖ, bu durumu teyid eden sonucu ortaya koymadıkça yürürlükte olan hiçbir tedbiri elden bırakmamak gerekiyor.
Ama umudun bir zararı yok!
Hatta tedbirin yanında “umut” bağışıklığımızı daha güçlü kılacaktır!

İdeal gaz

Levent Üzümcü twitter hesabında “Seçimle başa geldiler, şimdi gitmemek için neler yapacaklar hep birlikte göreceğiz!” diye yazmış,
Neler yapmak istediklerini açık seçik gösteriyorlar.
Asıl soru bunları yapmaya fırsat bulup bulamayacakları.
· · ·
Kimya’da bir ideal gaz tanımı vardır.
Kimya teorisinde çok sözü edilir, çok tekrarlanır ama aslında “ideal gaz” diye bir gaz yoktur!
İdeal gaz, diğer gazları onun altında sıralamak için olduğu varsayılan en mükemmel davranışlı bir gazın tanımıdır.
İdeal gaz mükemmeldir.
Diğer gazlar bu mükemmele yakınlıklarına göre onun altında sıralanır.
Tıpkı matematiğin sıfırı gibi.
· · ·
Cumhur İttifakı’nın iktidarda kalmak, koltuğu korumak’ temel amacını güden bir ‘ideal gaz’ tanımı var.
· · ·
Hatta görülüyor ki A, B ve C planları da var.
· · ·
A planı, kabaca HDP’yi kapatıp İyi Partiyi de Millet ittifakından koparmak ve yeni seçim yasası ile seçime gitmek idi. Ama gel gör ki bunun olamayacağı anlaşıldı.
· · ·
Haliyle B planı devreye girdi. C’yi konu dışı bırakıyoruz!
Elbette iktidar oyun kurucuları buna itiraz edebilir. Yanlış bir yorumdur diyebilir.
Problemi çözmenin gidiş yolundan benim anladığım B Planı şudur!
1- Seçim kanunu değiştirilir.
1- HDP kapatılır!
İmamoğlu, Yavaş ve Kılıçdaroğlu enterne edilip siyaset dışına alınır.
Seçime doğru Tele1, Halk Tv., KRT, Fox Tv kapatılır.
Bir şekilde olağanüstü hal ilan edilerek seçime gidilir.
· · ·
İşte yukarıda sözünü ettiğimiz İdeal gaz tanımı bu!
Ama dedik ya aslında böyle bir gaz yok.
Ne var?..
Artık ne kadarı kısmetse, ne kadarı yapılabilirse, ideal gaza en yakın nokta ne ise o var.
· · ·
Bana sorarsanız hiçbiri yapılabilecek gibi durmuyor.
Deniyorlar ama olmuyor.
Hep bir takoz, hep bir tökez.
Hesap etmedikleri birşey var.
Artık vatandaşın yüzde sekseni böyle bir yönetim modeli istemiyor!
· · ·
İdeal gaz, fiilen kimyada bile yok.
Sizde nasıl olsun?..

Mantık

Yeni Hazine Bakanı son yaşadığımız döviz skandalı hakkında, benim gibi ekonomi uzmanı olmayan, ekonomi denklemi deyince, market kasasında ödenecek tutar ile cepteki nakitin denkliği dışında bir fikri olmayanların bile kolayca anlayacağı netlikte, birbiri ile çelişen öyle açıklamalar yaptı ki, bundan sonra söyleyeceklerini ciddiye almanın zemini kalmadı.
· · ·
Kendi zeminini kendi yok etti.
Önce söyledikleri ile sonra söyledikleri arasındaki fark son döviz olayının bir skandal olduğunu, bir arka kapı operasyonu olduğunu neredeyse altına mühür vurulmuş gibi teyid etti.
· · ·
İşte BDDK; Bakan’ın bu tutarsızlığını da yazan, konuşan ekonomi gazetecilerine ve ekonomistlere “asılsız haber” yaptıkları gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
· · ·
Suçlanan listeyi inceledim.
Bazılarının ismini bile ilk kez duyduğum, çoğunu ise hiç takip etmediğim 26 kişi var.
Bu kişiler içinde izlediğim üç beş kişi var. Onların ne dediğini biliyorum.
Ama diğerlerinin ne söyledikleri hakkında hiçbir fikrim yok!
Tanımadıklarımı da, “Sağolasın BDDK!” diyerek, BDDK’nın bu “müthiş reklamı” sayesinde hemen takibe almaya karar verdim.
Bundan sonra onların da ne dediklerini göreceğim.
· · ·
Şimdi diyeceksiniz ki: “Arkadaş, hem tanımadığını söylüyorsun, hem de tereddütsüz takip listene ekleyeceğin, dinleyeceğim diyorsun!”
Bu bir çelişki değil mi?
· · ·
O halde size bir bektaşi fıkrası.
Zamanının şarap tadım uzmanı sayılan Bektaşi’ye tatması ve hangisinin daha iyi olduğunu söylemesi için iki ayrı bardakta şarap vermişler.
Bektaşi birinci bardağı dikmiş, yüzünü buruşturmuş ve hiç tereddütsüz; “diğeri daha iyi!” demiş.
yanındakiler şaşırmış; “Ama baba erenler, daha ikinci bardaktakinin tadına bile bakmadın?”
Bektaşi cevap vermiş; “Bundan daha kötüsü olamaz!”

Noktalı yerleri siz doldurun

Herkes duydu ve 2021’in son haftası herkes bunu konuştu!!
Süleyman Soylu, AKP üyelerine yaptığı; din istismarının zirvesi olarak tarihe geçen, vitesi iyice yükselttiği konuşmanın finaline doğru, mevcut hükümetin icraatlarından bahisle “Bize bunu Allah yaptırıyor!” diye üç kez tekrar etti!..
· · ·
Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, Soylu’nun bu genel ifadesini daha bir çerçeve içine aldı.. Daha hedef odaklı hale getirdi:
“Doları düşüren de çıkaran da Allah’tır!..” dedi.
· · ·
Karşısındaki kadın sunucuya; “Gözlerime bak! Gözlerimde ne görüyorsun?” ifadeleriyle ekonomi tarifi yapan Hazine Bakanı; birikimini korumak için elinde küçük miktarlarda altın ve döviz bulunan vatandaşların bu birikimlerinin üçte birini kaybettikleri “döviz asansörü” olayına ilişkin ne dedi?
“Küçük yatırımcılar çarpıldı!”
· · ·
Soylu ne diyor: “Bize bunu Allah yaptırıyor!”
O halde bu ifadeyi, özneyi “Biz” olarak ifade eden Soylu’nun formülüne uyarlarsak ortaya ne çıkıyor?
“Küçük yatırımcıları Allah çarptı!”
Gerçekten de çarptı da, kimin eliyle çarptı?
· · ·
Bir arkadaşımın gönderdiği, bilinen bir bektaşi fıkrası ile bağlayalım bu konuyu.. Bilenleri de bir kez daha gülümseteceğinden eminim.
· · ·
Bektaşi her ne olursa ”allahtan” dermiş.
Birgün bir külhanbeyi bu bektaşinin ensesine okkalı bi tokat patlatmış.
Sersemleyen Bektaşi arkasını dönüp bakınca külhanbeyi;
“Baba erenler, ne bakıyosun? Allahtan işte!..” diye gevrek gevrek sırıtırken Bektaşi cevabı patlatmış…
“Eyvallah evlat! Ben de Allah’tan olduğunu biliyorum ama hangi ‘nokta noktanın’ eliyle yaptırdı diye merak ettim ona bakıyorum!

Önceki ve Sonraki Yazılar
İ. Bülent Çelik Arşivi