Serhat Güvenç

Serhat Güvenç

Ayşe [Hoca] ne zaman tatile çıktı?

Türk ordusu 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a ayak bastığında Yunanistan’da “Albaylar Cuntası” iktidardaydı. Bu durum Ankara’ya diplomatik ve siyasi açıdan avantaj sağlıyordu. Türkiye’de demokratik seçimlerle işbaşına gelmiş bir koalisyon hükümeti vardı.

CUNTA REJİMİ ÇÖKTÜ

Ancak harekat başladıktan kısa süre sonra cunta rejimi çöktü. Yunanistan’ı demokrasiye döndürme sorumluluğu yıllardır Paris’te sürgünde yaşayan Konstantin Karamanlis’e düştü. Bu da hem dünyanın Kıbrıs Barış Harekatı’na hem de Yunanistan’a bakışını etkiledi.

RÜZGAR TERSİNE DÖNDÜ

15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası’nın tezgahladığı darbe ile Ankara’nın önüne açılan fırsat penceresi hızla kapandı. Karamanlis saygın bir siyasetçiydi. Batılı başkentlerde rüzgar Atina lehine dönmüştü.

YILDIZ ATMA-4 HAREKATI

Aslında askeri adı “Yıldız Atma-4” olan Kıbrıs Barış Harekatı’nın iki aşamalı olması baştan öngörülmemişti. Türk ordusunın 5 ya da 6 gün içerisinde aşağı yukarı bugünkü sınırlara karşılık gelen hedeflere ulaşacağı düşünülmüştü.

Öte yandan harekat başladıktan sonra BM Güvenlik Konseyi’nin yapacağı ilk toplantıda tarafları ateşkese davet etmesi bekleniyordu. Geçmiş örnekler, çağrıdan 48 sonra saat ateşkes uygulandığını gösteriyordu. Bu husus planlamada dikkate alındı.

20 TEMMUZ 1974 SABAHI

Harekat 20 Temmuz 1974 Cumartesi sabahı başladı.

Hesaba göre BM Güvenlik Konseyi’deki diplomatlar her yaz yaptıkları gibi hafta sonu tatillerini New York dışında geçirecekleri için BMGK, en iyi olasılıkla Pazartesi günü toplanabilecekti. Bu, Türkiye’nin en az iki gün rahat bırakılmasını sağlayacaktı.

TÜRKİYE’NİN BMGK PLANI

BMGK, toplansa da aradaki 8 saatlik fark nedeniyle Ankara’nın Salı sabahına dek karara kulak asmasına gerek kalmayacaktı. Salı günü 48 saat içerisinde ateşkes çağrısına uyulacağı ilan edildiği takdirde, birlikler Perşembe akşamına dek harekata devam edebilecekti. Yani 5-6 günlük fırsat penceresi açık kalacaktı. 

HESAPLAR TUTMAYINCA…

Evdeki hesap çarşıya uymadı.

Harekatın başladığı anlaşılır anlaşılmaz Sovyetler Birliği Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı.

Ankara’daki diplomatlar Moskova’nın bu hamlesini beklemiyorlardı. Sonrasında Ecevit uluslararası baskılarla bunaltıldı. Nihayet 22 Temmuz 1974 saat 17.00’den itibaren BMGK’nin ateşkes çağrısına uymayı kabul etti.

TÜRK BİRLİKLERİNİN ZOR ANLARI

Adaya çıkan Türk birlikleri ilk gece çok zor anlar yaşamıştı. Denizden çıkan ve havadan indirilen birliklerin birleşmesi ilk 48 saat içinde gerçekleşmemişti. İkinci çıkarma dalgası henüz adaya varmamıştı.

Velhasıl yapılacak çok iş vardı.

ATEŞKESE DAKİKALAR KALA İKİNCİ DALGA

Ateşkesin yürürlüğe girmesine dakikalar kala, ikinci dalgayla çıkan zırhlı birlikler ile Beşparmak Dağları’ndaki komando ve hava indirme birlikleri birleşmeyi gerçekleştirdi.

Ateşkes süresince Cenevre’de iki tur diplomatik müzakere yapıldı. Ankara müzakerelerin konuyu sürüncemede bırakmaya dönük bir hal almaya başladığını görünce, harekatın kaldığı yerden devam etmesi kararlaştırıldı.

ABD SESSİZ KALDI

Bu arada garantör devletlerden İngiltere’nin dışişleri bakanı Callaghan, ada çevresinde abluka uygulayarak Türkiye’nin ikinci harekatı yapmasını engellemeye çalışıyordu. Ancak Washington’u ikna edemedi.

Belli ki ABD ses çıkarmayacaktı.

Ankara için kritik bir diğer başkent Moskova’ydı.

Gayriresmi kanallardan Sovyetler Birliği’nin olası tepkisi öğrenilmeye çalışıldı. Dönemin Turizm ve Tanıtma Bakanı Orhan Birgit, bir görüşmede Ankara’daki TASS bürosunun başındaki Mustafa Yef’in bu amaçla devreye sokulduğunu aktarmıştır. Yef, Sovyetlerin tepkisiz kalacağını iletti.  

AYŞE’Lİ PAROLA NASIL ÇIKTI

Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in müzakereler sürerken harekatın başlayacağından zamanında haberdar olması çok önemliydi. 1970’lerde Türkiye’nin iletişim hatları güvenilir haberleşmeye imkan vermiyordu. Güneş, Cenevre’ye gitmeden bir parola tespit edildi. Bu parola paylaşıldığında, Dışişleri Bakanı harekatın yeniden başlayacağını bilecekti.

Parola “Ayşe tatile çıkacak” olarak belirlendi.

HALUK HOCA MESAJI UNUTUNCA…

Gerektiğinde Orhan Birgit tarafından Güneş’e iletilecekti. 13 Ağustos sabahı Birgit, Cenevre’ye giden heyette yer alan çok sevgili hocam Haluk Ülman’a telefonda “Ecevit yarın Ayşe’yi tatile yolluyor” mesajını verdi. Ülman, Ecevit’in Güneş’in kızı Ayşe’nin tatil programı ile niye bu kadar yakından ilgili olduğunu çözememiş. Bir süre sonra aklından çıkmış. Her nasılsa hatırlayıp Güneş’e aktarınca yakın dostundan bir hayli azar işitmiş.

14 AĞUSTOS 1974’TE BİTTİ

14 Ağustos 1974 günü bahri fecir ile birlikte Türk ordusu Kıbrıs’ta ileri harekata geçti. İkinci Harekat 16 Ağustos 1974 saat 17.00’de hedeflerin ele geçirilmesi ile sona erdi.

“Ayşe tatile çıktı” ikinci harekatla ilgili bir parola olmakla birlikte, zamanla sanki tüm harekatı başlatan parolaymış gibi algılanır ve anlatılır oldu. Hatta neredeyse her gerilim döneminde sığınılan jenerik bir slogana dönüştü.

AYŞE İLE TANIŞMA VE PAROLANIN YÜKÜ

2004 yılında parolada adı geçen Ayşe ile tanışma fırsatı buldum. Oxford St. Antony’s College’da Türk-Yunan Ağı toplantısı için bulunuyordum. Prof. Dr. Ayşe (Güneş) Ayata da katılımcılar arasındaydı. Konu adının parola olarak kullanılmasına geldiğinde, Ayşe Hoca, “Serhat, genç bir insanın adının savaş başlatmak için kullanılması ağır bir duygusal yük değil mi sence?” diye sorunca afalladım.

Doğrusu hiç böyle düşünmemiştim.

Kıbrıs’ta zaferin müjdecisi soyut bir kavramdı “Ayşe” benim için o zamana dek. Ayşe adının, parola olarak yalın ve etkili olduğunu teslim etmem gerek, ama o adı taşıyan insana yüklediği tarihsel mirası düşünmeden yapamıyorum.

Bu tarihsel sloganı artık biraz daha özenli ve kendi bağlamında kullansak iyi olmaz mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serhat Güvenç Arşivi