Rakip elli dakika sürünmüş durmuş, doğru dürüst tek pozisyon üretemediği gibi neredeyse Fenerbahçe ceza sahasına girememiş. Altay kardeşime neredeyse hiç iş düşmemiş, çıkıp tribünden seyretse olacak hani. Ellinci dakikada bir uzun top gelmiş ceza sahasına, Altman yetişmiş ama çoktan çapraza kaymış, ellemeseler auta çıkıp gidecek topla. Ammaaa benim Altay kardeşim, Altman’ın ceza sahası dışına çıkmasına izin verecekken, ayaklarına yatınca penaltıyı yapıverdi. Gerçi VAR’ın ısrarı olmasa hakem penaltı vermeyecekti ama ekran başına çağırılan hiçbir hakem nedense kararında ısrar edemiyor. Türkiye’de de böyle, Avrupa’da da. Neyse sonuçta Altay yaptığı lüzumsuz penaltıyla rakibin beraberliği yakalamasına neden oldu.
Altay kardeşim sen bu takımın kaptanısın, Fenerbahçe’nin efsane kalecileri arasına girmeye adaysın, tribünler seni seviyor, taraftar sana güveniyor, bu genç yaşına karşın büyük saygı görüyorsun, hadi artık topla kendini. Eminim son haftalarda yaptığın hatalara sen bizden çok üzülüyorsun. Tribünlerden gelen ıslıklara çok aldırma ama o protestoların haklılık kazanmasına da izin verme.
Bir ricam da Jesus’a. Ey hoca, seni de beğeniyoruz, seviyoruz ama sen de kabul edersin ki dün akşam bu maçı ilk yarıda bitirmeli ikinci golü çok daha erken atmalıydık. Hatta beraberlik golünü yemeden gelmeliydi ikinci gol. Gönlümüzdeki futbolu oynatıyorsun ama daha cesur, daha agresif, daha hırslı olmalıyız. Hani sık sık diyorsun ya, “defansif anlamda çok kuvvetliyiz”, mutlu oluyoruz, teşekkür ediyoruz ama biz “Ofansif anlamda çok daha kuvvetli olmak” istiyoruz. Çok daha fazla gol, çok daha erken ve zamanında gelen gol rica ediyoruz.
tribünün muhalefet şerhi
