İ. Bülent Çelik
100 Milyon aşı neden sonbahara bırakıldı?
Samsun’da şu anda kaç covid-19 vakası var?
Şimdi söyleyeceğim.
Ama önce şu iki soruyu cevaplayalım.
• • •
İlk soru şu:
Neden bir haftada, renkli haritadan renksiz haritaya geçtik?
El cevap!
Çünkü bulaşı öyle hızlı artıyor ki, bir haftada rengin bir anlamı kalmadı!
Artık maalesef neredeyse bize her yer kırmızı!
• • •
İkinci soru da şu:
Haftalık “Yüzbinde bir” parametresi neyin nesi?
Pek çok ülkede, 14 günlük hastalık süresini kapsayan ve bu mantıkla iki haftalık olarak açıklanan parametre, belli ki bizde “hasta sayısı daha az görünsün hesabıyla” haftaya bölündü. Haftalık olarak ilan ediliyor.
Yapılan testler sonucu ‘tespit edilebilen vakalar’ kişilerin HES koduna işleniyor.
Sistem doğal olarak bu ‘yüz binde’lik vaka sayısını, HES koduna “hasta” olarak işlenmişlerden alıyor.
Yani Hes koduna işlenmemiş vakalar bu sayıma dahil değil! Bunu aklınızda tutun!
• • •
Şimdi elimizdeki tek resmi veri olan bu yeni parametreyi kullanarak Samsun’daki vaka durumunu gelin birlikte hesap edelim:
Samsun için en son risk haritasında ilan edilen haftalık vaka sayısı “yüz binde 458” idi.
Şimdi, bu hastalık 14 gün sürdüğüne göre haliyle bu rakamı 2 ile çarpıyoruz.
ve anlık mevcut vaka sayısını “yüz binde 916” olarak buluyoruz.
• • •
Bitti mi?
Bitmedi!..
İşin uzmanı hocaların son ortak tespiti şu ki, testler, hastalığı yüzde elli oranında saptayabiliyor! Yani Pozitif olanların ancak yarısını yakalayabiliyor.
O halde bu rakamı bir kat daha arttırıyoruz. Vaka sayısı oluyor ‘yüz binde 1.832’
Samsun’un nüfusu 700 bin olduğuna göre ‘yüzbinde’lik dilimi gösteren bu sayıyı 7 ile çarpacağız.
Bulduğumuz sayı 12.824 oluyor.
Bu kadarla da kalsa iyi. Kalmıyor!
• • •
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre insanların %80’i, ABD Salgın İzleme Komisyonuna göre %41’i hastalığı semptomsuz geçiriyor. Yani test yapılmaz ise kişi hasta olduğunu bile anlamıyor. Hastaneye gitmiyor, test yaptırmıyor. HES kodu temiz ama bulaştırıyor.
Yani bu durumda bizim bulduğumuz rakam gerçekte hastalık virüsünü taşıyanların % 20’si, ya da %60’ı..
• • •
Biz bunu ihtiyatla %50 olarak alalım.
O zaman hesap dışındaki %50’lik taşıyıcı ve bulaştırıcı grubu da vaka grubuna ekleyelim.
Bu durumda %20’si 12.824 olan sayının yüzde yüzü 25,648 oluyor.
648’ini de atalım.
Senin gül hatırın için düz 25 bin vaka!..
Yazıyla yirmi beş bin vaka!
Yani bu; Teorik olarak Samsun’da iki haftalık süreç içerisinde anlık 25 bin virüs taşıyıcısı var anlamına geliyor!
Bu da demektir ki, sağdan sayın; Samsun’da yolda gördüğünüz her 28 kişiden biri virüs taşıyor.
• • •
Bir saat boyunca bulunduğunuz kapalı bir mekanda eğer 28 kişi var ise virüsü kapmanız yüzde yüz.. Banko yani!
• • •
Bu bir otobüs olabilir.
Raylı sistem aracı olabilir, bir cami, bir restoran veya akrabanızın evi ya da başka bir yer olabilir.
Hele kongre salonu?.. Hafazanallah!
Virüsü kapma oranınız yüzde binbeşyüz!
• • •
Şimdi gelelim vehbinin kerrakesine!
14 günde 25 bin vaka devridaimi sürerse, aşı beklemeye gerek var mı?
Sürü bağışıklığı ile zaten Samsun’daki 700 bin nüfusun tamamı, 6-7 ayda bağışık hale gelmiş olacak.
• • •
Şimdi anladınız mı Çin’den gelecek 100 milyon aşı neden Nisan ayına planlanmışken sonbahara kaydırıldı?
• • •
Sağlık personelini, öncelikli zevatı ve “aşı yettiği kadar” 65 yaş üstünü aşıla.
Gerisini sal gitsin!
Kongrelerle, cenazelerle, nikahlarla, namazlarla; yarım açılmalarla, tedbir alıyormuş gibi yaparak salgını hızlandır.
6-7 ay salladın mı tamam!
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir!
Sosyal medya’dan…
Belli ki mesajın çıkış kaynağı bir kuyumcu:
“Kuyumculardan istenen 20 Ton altının değeri : 8.3 milyar TL
Kalyon Holding’e tek kalemde verilen para : 9.5 milyar TL.
Şimdi “Bana ne l.n! Ben kuyumcu muyum? “diyen arkadaşlar!
Merak etmeyin sizin mevduatınıza, sığırınıza, koyununuza da sıra gelir.
İstemem ama acı acı gülerim!”
Ümit Özdağ dedi ki?
“Sizce Erdoğan 2023’te Cumhurbaşkanı adayı olabilir mi?” sorusuna
“Normal şartlarda hukuken olamaz ama gerçek şu ki YSK son sözü söyleyerek onun adaylığını kabul edecektir” dedi ve devam etti:
“YSK’nın bunu böyle yapacağını daha önceki uygulamasından biliyoruz. Aynı zarfın içindeki bir pusulanın hileli diğerinin normal olduğuna karar veren bu YSK, hukuksuz olmasına rağmen Erdoğan’ın adaylığını onaylayacaktır!”
Ümit Özdağ dedi ki?
• • •
Yani Ümit Özdağ, şimdiden böyle bir olası hukuka aykırılığı zihninde kabullenmiş.
“Abi,yapacak birşey yok!” demeye getiriyor.
YSK, yine olmazı olur yapacak. Biz de bu defakto durumu normal kabul edip onun karşısına aday çıkartacağız ve onu yenmeye çalışacağız demek istiyor.
• • •
Henüz adı bile konmamış bir partinin liderinden, ‘hukuksuzluğa peşin teslim’ konusunda hazin ve çaresiz bir “ihsası rey” izliyoruz.
• • •
Sadece özdağ mı bu düşüncede?
Hayır!
Bana sorarsanız diğer liderler de böyle düşünüyor.
Sadece açıkça konuşmuyorlar.
• • •
Neden böylesine kritik bir mevzuyu bu günden masaya koyup tavır koymuyorlar?
Çünkü nasılsa her geçen gün eriyen oyları zaten Erdoğan’ın seçimi kaybedeceğini gösteriyor..
Öyle ya, bırakın “hakkı elinden alınmış birisinin isyanıyla değil, sandıkta yenilen birisinin feryadıyla gitsin!”
• • •
Peki sizce de bu mantıkta hesaba katmadıkları bir şey yok mu?
Ya gitmezse?
Yani “Gitmiyorum arkadaş!” derse!..
Öyle ya!
Seçimi yönetecek YSK, “bir zarftaki iki oyun biri hileli biri hilesiz!” diyen aynı YSK değil mi?
Hayır!
Hani, kazanın doğurduğuna inanıyorsun ya!
• • •
Her geçen gün yükselen vaka sayısı konusunda Reiz diyor ki;
“vatandaşımız açılmanın heyecanıyla kontrolü elden kaçırdı!”
Kongreleri şöyle bir düşününce hak vermemek elde değil!
Hukuk mu dedin?
Hukuk profesörü Kemal Gözler’in “anayasa.gen.tr” sitesinde düzenli güncellediği araştırmasına göre şu anda Türkiye’de Aktif olarak öğrencisi bulunan 77 hukuk fakültesinin 15’inin dekanı hukukçu değil.
Hukukçu olmayan dekanların en çoğu da ilahiyatçı.
• • •
Kaldı ki hukukçu olanların da çoğunun durumu ortada!
Ne demek ortada?
Hemen akla gelen iki örneği verelim!
Misal, öğrencilerinin bir kısmının isimlerini sayarak onları şerefsiz, gerizekalı ve terörist olarak niteleyen, onlarla bu dünyada değilse de ahirette hesaplaşacağını ifade eden bir video yayınlayan ‘Hasan Kalyoncu Hukuk Fakültesi Dekanı’ hukukçu..
• • •
Boğaziçi’nde Melih Bulu’nun yerini sağlamlamak adına açılan yeni Hukuk Fakültesinin, AKP’den iki kez milletvekili aday adayı olmuş dekanı da hukukçu!
• • •
Hukuk, sadece uygulamada değil eğitimde de gittikçe bilinçli olarak partizanların, tarikatların etkisine terkediliyor.
• • •
O halde durum vaziyet anlaşıldı!
Önümüz Ramazan.
Oldu olacak, İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü olup, dört fakülteye birden hayır hasenat babından dekanlık vekaleti olan Nihat Hatipoğlu hocamdan bir istirhamım var:
“Hocam, hangi tarikatın dansı daha fazla enerji harcatır. Hangisi daha iyi zayıflatır?”
Mübarek Ramazan girmeden acele cevap bekliyorum.