Memetcan Demiray
Twitter rock bar, Threads salon!..
Meta'nın çiçeği burnunda sosyal medya platformu, üç günde 70 milyon kullanıcıya ulaşarak haftanın gündemi oldu. Özellikle siyasetten ve Elon Musk'ın kaprislerinden sıkılanlar, bir umutla Threads'in yolunu tuttu. Peki finalde bizi yeni bir "Facebook mucizesi" mi bekliyor, yoksa Horkheimer'in insana dair umutsuzluğu mu?
Yıl 2007 sanırım... Twitter'a Türkiye'den ilk girenlerden biriydim. "Yahu burada kim kime laf yetiştirecek" diye sıkılıp çıktığımı hatırlıyorum. 2016'da "beyaz kuş"a zaruri olarak dönecektim zira işim icabı sosyal medya kullanmaya mecburdum. Facebook'ta amca ve teyzelerin bayram paylaşımları, aile fotoğrafları... Instagram desen bol kedili, gezmeli tozmalı... Feci demode!.. O halde geriye tek bir seçenek kalmıştı: "Mr. Nigthswimming"!.. Sonunda kendi "rock bar"ımı Twitter'da açmıştım!
Üstelik bu sayede hem gündemi saniye saniye takip edebilir, hem de arkadaşlarımın gerçek fikirlerini öğrenebilirdim. Dahası... Birbirinden değerli hocalarımız, sanatçılar, hatta devlet yöneticileri... "Bir tık" uzağımdaydı! Teoride tabii... Bunu da vakti gelince anlayacaktım
TWITTER: İÇİMİZDEKİ DEMOKRASİ
Sahiden de basit bir "tespit"in ya da sivri bir esprinin sizi bir anda "şöhret" yapabileceği mecraydı Twitter... Ama öyle kolay değil... Başka bir "ünlü"nün elinizden tutması lazımdı. "Etkileşim"... Bu platformun "like" formundaki altınıydı. İşte Der Spiegel dergisinden Hollanda'daki son arkeolojik bulgulara dair "atlatma haber"i paylaşıyordum! Sonuç?.. Sıfır beğeni!.. Oysa kafa iyiliğine çektiğim bira fotoğrafı... Tam 12 övgü alacaktı! Derken Ünsal Ünlü'nün "retweet" ettiği bana dair bir haber... Takipçi sayımı bir gecede yüzde 10 artırmasın mı?! Demek ki burada da sanal bir "bürokrasi", dijital bir "kast sistemi" vardı.
Twitter'da en önemli şey güncel olaylara gösterilen hassasiyet, ciddiyet ve duyarlılıktı. Meral Mommy "altılı masa"yı mı devirdi? Linç edilmesi şarttı! CHP iktidara mı yürüyor?! "Dedem benim", "piro", kalp işaretleri... Aykırı ses çıkarmamak lazımdı. Twitter demokrasisi... Aslında kendi içimizdeki kadardı.
ALTERNATİF PEKİ?..
Nitekim Elon Musk'ın Twitter'ı satın almasıyla işin tadı daha da kaçacaktı. Otomobil taciri, uzay yarışçısı ve 21. yüzyılın "dâhi"si Musk da platforma "demokrasi" getirme derdindeydi. Önce "mavi tik"i ücretli yapıyor, ünlü-ünsüz herkesi "eşitliyor"du. 280 karakter size yetmiyor mu? Uzun uzun metinler yayınlamak şimdi ayda sadece 5 dolardı! Şirketin logosunu bir gecede kuştan köpeğe çevirmek... Musk için çocuk oyuncağıydı!
Bu keyfi yönetimden sıkılanlar, haliyle alternatif arayışına girecekti. Mastodon örneğin... Çare olabilir miydi? Twitter'ın kurucusu Jack Dorsey uzun süredir Bluesky üzerine çalışıyordu. Ama ona üyelik de "davet usulü"ydü, henüz "herkese açık" değildi. Bu durumda gündemden kopmak istemeyenler için tek seçenek, Musk'ın "kürkçü dükkânı"na dönmekti. Ta ki 6 Temmuz sabahına dek... O gün hayatımıza giren "Threads", işleri bir miktar değiştirecekti!
THREADS YA DA "FACEBOOK 2"
Meta'nın Twitter'a rakip olarak çıkardığı "mikro blog" Threads, ilk gün 10 milyon kullanıcıya ulaşarak rekor kırıyordu! 2004'te Facebook ile dünyayı değiştiren Mark Zuckerberg... Yoksa yeni bir devrim mi başlatıyordu?
Dünya medyasında yorumlar farklı farklıydı. Twitter'ın karamsarlığı ve "toksik atmosferi"nden bıkanlar için Threads... Farklı bir soluk olabilirdi. Üstelik Instagram üzerinden girilebilmesi... "Hazır takipçi" demekti. Bu dijital kavimler göçü, üç günde 70 milyon kişiyi etkileyecekti.
Ama tabii eleştiriler de vardı. "Etiket" kullanılmayan Threads... Şimdilik asla bir "bilgi kaynağı" sayılmazdı. Özel mesaj ve "emoji" olmaması... Büyük eksiklikti.
Threads'in ana sayfasına girenler, Instagram ünlülerinin zorlama esprileriyle karşılaşıyordu. "Klon Twitter", "Facebook 2" benzetmeleri... Artık hayatımızda en önemli kişi, İrem Derici'ydi! İyi de bunları görmek istememiştik ki!..
Bununla da yetinmeyen Threads, sağlık bilgilerimizden alışverişlerimize, her şeyimizi izlemek istiyordu. Beğenmeyip çıkarsak peki?.. Bağlı olan Instagram'ımız da kapatılacaktı! Belli ki Zuckerberg galaksisinde de demokrasi, sadece bir "meta"ydı.
SOSYAL MEDYANIN DİYALEKTİĞİ...
Sosyolog Süreyya Su da Threads'e geçmek istemediğini belirtirken Twitter'ın da tıpkı ülke gibi, tek adamın keyfine göre yönettiği bir yer olduğunu söylüyor. Buna rağmen "Ne biz medya yurttaşlarının değişim için cesaret ve iradesi var, ne de başka medyaların alternatif olabilecek etkisi ve cazibesi" diyor.
Tıpkı 50 yıl önce bu hafta kaybettiğimiz, Max Horkheimer gibi... Horkheimer de insanların "biz" duygusu veren "muktedir"e, demokrasi yerine totaliterliğe meylettiğini vurguluyor. Böylece geniş kitleler, bile isteye "özgür birey" olmaktan çıkıp bir "çıkar makinesi"nin dişlileri oluveriyor. O saatten sonra KDV artışı, motorlu taşıtlar vergisi ya da tuvalet kâğıdı fiyatları... Kimseyi etkilemiyor!
Şimdilerde yeni bir evin salonunu andıran Threads de boş bir sayfa adeta... İçine ne yazılacağını misafirler belirliyor. Ürün mü olacağız, "bilinç" mi?.. Cevap “sosyal medyanın diyalektiği”nden geçiyor.
Twitter ise "rock bar" hâlâ... Her kafadan aynı ses çıkıyor! Kılıçdaroğlu istifa!.. Arda Güler dünya yıldızı!.. Yahu ne olacak bu ekmek fiyatları?!..
Farklı bir gündem arayan varsa Mr. Nightswimming, Twitter'da sizleri bekliyor! ;)