Memetcan Demiray
Tatlı rüyalar Homo X-us!..
Afrika'da yapılan son araştırma, avcı-toplayıcıların gördüğü kabuslardan "mutlu son"la uyandığını ortaya koydu! Hayrolsun! Peki "modern insan" neden rüyalarıyla baş edemiyor? Çocuklar TikTok'ta makyaj akımları peşinde, "yetişkin"ler Twitter'da meydan muharebesi yapıyor! Yoksa "dijital Orta Çağ" artık uykularımıza da mı göz dikiyor?
Rüyalarla aranız nasıl? Yoksa sık sık kabuslar mı görüyorsunuz? Hayrolsun! Ama üzülmeyin. Size bir iyi, bir de kötü haberimiz var! İyi haber: Sadece biz "modern insanlar" değil, avcı-toplayıcılar da uykularında tatsız durumlarla mücadele ediyor. Kötü haber: Ama onların kabusları hep "mutlu son"la bitiyor!
Nasıl yani?! Şimdi bu ne anlama geliyor? Geçen hafta Scientific Reports'ta yayımlanan bir çalışma, "ilkel"lerin kabuslarını konu ediyordu. Genf ve Toronto üniversitelerinin yürüttüğü araştırma, Kongo Bayaka ve Tanzanya Hadza kabilelerine odaklanmıştı. Zira bugüne kadar hep "Batılıların" uyku dünyasıydı konu... Peki ya "yerliler"?.. Onların "iç dünya"sı nasıldı?
Bayaka ve Hadza halkları, erkekleri ava giden, kadınları meyve toplayıp çocuk bakan insanlardan oluşuyordu. 2023 yılında böyle bir sadelik!.. Büyük lütuftu! Ama madalyonun diğer yüzünde vahşi hayvanlar, doğal afet ve salgın hastalık riskleri de vardı. Ve tüm bunlar Afrikalı dostlarımızın rüyalarına yansıyacaktı.
'MODERN İNSAN': BİR HATA MI?
234 katılımcının paylaştığı rüyalar, macera filmlerini aratmıyordu! İşte bir av sırasında dev bir mandanın saldırısı!.. Kabile üyesini zor durumda bırakmıştı. Bir diğeri, ormanın derinliklerinde kazara çukura düşüyordu. Eyvah eyvah, ne yapmalı? Ama finalde hep bir dost ya da akraba yardıma gelecek, kabuslar "mutlu son"la noktalanacaktı!
Bilim insanlarına göre bu, yerlilerin son derece sosyal ve dayanışmacı olmasının sonucuydu. Yani?.. Toplumsal yaşayış rüyaları da şekillendiriyordu. Dahası... Bu kabusların yüz binlerce yıllık insan evriminde çok önemli yeri vardı. Öyle ya, gün içinde yaşayacağı tehlikelerin provasını uykusunda yapan insan, hayatta kalma yetilerini geliştiriyordu!
Oysa Batı'da çıkan sonuçlar tam tersiydi. Toronto'dan Brüksel'e beyaz yakalı kent sakinleri... Kabuslarındaki sorunu "çözemeden" uyanıyordu. "Zihinsel adaptasyonu"nu yitiren "modern insan"ın geldiği nokta... Evrim ağacında bir "hata" mıydı?
'ÇOCUKLARA CEP TELEFONU VERMEYİN!'
Sorunun cevabı İspanya'dan gelecekti. Hafta içi El País'te bir yazı kaleme alan klinik psikolog Francisco Villar, "Çocuklarınıza 16 yaşından önce cep telefonu vermeyin!" diyerek aileleri uyarıyordu! Sebep?!.. Ekranla fazla haşır neşir olan ergenlerde intihar oranı artıyordu.
İşte yemek yesin diye eline Youtube tutuşturulan bebekler... Obeziteye daha meyilliydi. Üstelik can sıkıntısı ve sabır nedir; bilmeden yetişiyorlardı. ABD'de 11-14 yaş arası gençler günde ortalama 9 saat ekrana bakıyorlardı ki bu inanılmazdı!
Villar, son 10 yılını kendine zarar veren çocuklar ve onların ailelerine ayırmıştı. Ve bu 10 yılda Barcelona'daki hastanenin acil servisine gelenlerin oranı tam dört kat artmıştı!
Elbette bunun baş sorumlusu tabletler ve cep telefonları değildi. Ama internette maruz kaldıkları şiddet görüntüleri, gençleri intihara daha eğilimli kılıyordu. Ve tabii sosyal medya... Orada yaşanan "eksiklik" hissi, tartışmalar ve hatta tacizler, yaşam sevinçlerini çalıyordu. Hakikatin bulanıklaşması ve "derin gerçeklik"... Hangi çocuğun kolayca baş edebileceği bir şeydi?
MAKYAJ YAŞI 8'E DÜŞTÜ!
Nitekim Süddeutsche Zeitung'da çıkan bir haber de Villar'ı doğrular gibiydi. Almanya'da kız çocukların makyaj yapma yaşı 8'e kadar düşmüş, takma tırnak ilkokullara bile girmişti!
"Alfa kuşağı"na mensup bu çocuklar, Instagram'da gördükleri "influencer"lardan etkileniyor, dışarıda olmasa da ev içinde makyaj yapmaya bayılıyorlardı! Elbette Kylie Jenner ve Selena Gomez değildi "idol"leri zira onların ürünlerini almaya para yetmezdi! Şimdi TikTok'ta sırf çocuklara yönelik yeni akımlar vardı ve evet... Kozmetik firmaları da ufaklıkların harçlıklarından pay almak için (!) "ucuz ürün"ler çıkarmaya başlamışlardı! 1,75 avroya oje, 1,25 avroya elma aromalı ruj!.. Tekno-kapitalizm hiçbir fırsatı kaçırmazdı!
12 yaşındaki Antonia... "Güzellik" için değil eğlence amaçlı makyaj yaptığını söylüyordu. Ve büründüğü yeni hali TikTok'ta paylaşmak... İşin en zevkli kısmıydı!
DİJİTAL ORTA ÇAĞ!..
Bir yanda dünya liderleri, Bletchley Park'ta Elon Musk'la buluşmuş; dijital çağın risklerini tartışıyor. Diğer yanda Yoshua Bengio... "Babası" sayıldığı "yapay zekâ"nın demokrasileri tehdit edebileceğini itiraf ediyor! Biz "yetişkin"lerin aklı böylesine karışıkken çocuklar ne yapsın?
İşte Yunanistan'ın eski ekonomi bakanı Yanis Varoufakis... Son kitabına adını veren "tekno-feodalizm" kavramını ısrarla vurgularken artık "hiper-kapitalizm"de değil, "dijital derebeyliklerinde" yaşadığımızı söylüyor. Arabada dinlediğimiz şarkıdan az önce sipariş ettiğimiz yemeğe, her şey birkaç "tekno-lord"un kontrolünde... Ve biz "serf"ler, onlara daha fazla data (para!) kazandırmak için gönüllü olarak çırpınıp duruyor!
Rüyanın insana değil, insanın "rüya"ya hizmet ettiği yeni bir "Orta Çağ"... Homo-X'us, korkunç savaşları ve felaketleri Twitter'da (X!) film gibi izliyor.
4K çözünürlükte, 5G hızında bir karabasan... İşin fenası, kabusun sonunda bizi kurtaracak bir kabile üyemiz de ortada görünmüyor. Artık Batı'ya değil de Afrika'ya mı iltica etsek acaba? Kaliteli bir uyku, Bayaka ve Hadza'da bizleri bekliyor!