Burak Soyer
“Gözler Öz’e değil de sadece dünyaya döndüğü vakit yolu göremez”
Şirin Soysal, bir buçuk yıl aradan sonra Aşık Veysel’in Uzun İnce Bir Yoldayım’ına ithfahen yayınlandığı yeni şarkısı Veyel’eyi yayınlandı. Soysal şarkıda, kendi ‘uzun ince yolu’nu ararken dinleyici de şarkıyla beraber bu ‘yol’da sanatçıya eşlik ediyor.
Şirin Soysal, Türkiye’nin en özel kadın müzisyenlerinden biri. Çocukluğundan beri ailesinin mesleği sebebiyle yurtdışında geçirdiği zamanlarda, tiyatrodan sinemaya sanatın farklı dallarında aldığı eğitimlerle kendi yeteneğinin birleşiminin Soysal’ın, sanatçı ‘hamur’unu yoğurmasında büyük kolaylıklar sağladığını görmek mümkün. Bundan on yıl önce çıkardığı ilk albümü Bir Şeyler Var ile dinleyiciyi farklı bir damardan yakalamıştı Şirin Soysal. Bu albümden sonra ‘Dişi Tom Waits’ lakabıyla anılmaya başlamıştı. 2013 yılında yayınladığı Ziyaret albümünden itibaren müzik alemi içindeki yerini sağlamlaştırmıştı. Zaten sonrası hepimizin malumu…
Her yeni çalışmasında üzerine bir kat daha çıktığı ve hem müziğiyle hem de sesiyle kendi yarattığı kulvarda yürüyor uzun zamandır. Soysal şimdi de son teklisi ‘Veysel’e’ ile dinleyici karşısında. ‘Veysel’e’ şarkısı Şirin Soysal’ın yüksek lisans tezi konusu için Aşık Veysel hakkında okuduklarından etkilenerek ortaya çıkmış. “‘Veysel’e’ parçası onun ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’ına ithafen ve kendimdeki uzun ince yolu tasvir hayaliyle canlandı,” diyor Şirin Soysal şarkı için. Ortaya çıkardığı şarkının amacına ulaştığını söylemek mümkün. Zira şarkıyı dinlerken insan bir sorgu sarmalının içinde buluyor kendini ve şarkı bitene kadar da bu sarmalla birlikte dışarısıyla olan bağlantısını kesiyor. “Hassas bünyeye sakin hayat lazım,” diyerek şehirden uzaklara kaçan güruha katılan Şirin Soysal’la ‘Veysel’e’ hakkında ufak konuşmalar yaptık…
Son yaptığımız röportajın üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçmiş. Neler yaptın bu arada? Nasıl gidiyor hayat?
Tez yazdım. Sahne Sanatları ve Performans Yüksek Lisansı’mı bitirdim. Beş şarkı yazdım, bunların hazırlığı, kaydı ile uğraştım. ‘Veysel’e’ bu beşli serinin birincisi. Hepsinin merkezinde kızıma, evime ve günlük sade yaşantıma özen gösteriyorum.
Pandemi dönemi nasıl geçti senin için? Sosyal medyadan takip ediyorum. Şehirden uzakta yaşıyorsun sanırım. Değişen bir şeyler oldu mu hayatında?
Pandeminin başında eşim ve kızımla Fethiye’ye taşındım. Büyükşehir hayatı artık bana göre değil. Hassas bünyeye sakin hayat lazım. Çok şey değişti tabii. Hatta geçenlerde bir tanıdık görür görmez, “Aaa Şirin sen çok değişmişsin,” dedi. Ben de, “Evet ben çok değiştim,” dedim. Değişimin kökeni mahrem olsa da şarkılarda yansımaları vardır...
Yeni şarkın Veysel’e yayınlandı. Çıkış hikayesinden bahsedebilir misin?
Tezimin başlığı ‘Aşık Veysel ve Leonard Cohen’in Sözlerinde Aşk ve Tanrı’. İki büyük ozanın aşk ve tanrı üzerine önermelerini karşılaştırdım. Aşık Veysel’i okudukça deyişlerinden çok etkilendim. Dünya hayatına sırtını çevirmiş, nihai kurtuluşu, Allah’ı arayan ozanın gayesi yalın sözlerinde gün ışığı gibi parlıyor. ‘Veysel’e’ parçası onun ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’ına ithafen ve kendimdeki uzun ince yolu tasvir hayaliyle canlandı.
Yolunu kaybetmiş bir aşık var gibi hissettim şarkıyı dinlerken. Bulunmayı isteyen, o yolun sonuna kadar gitmek isteyen… “Bir yol vardır/Yoldan ince, yürüyorum/” diyorsun. Nerede bu yol?
Herkesin içinde gizli olan yol. Benliğinden Mevla’ya giden yol. Yaradan’ın özlemiyle ona kavuşma arzusu ve O’na uzanan ipince pasparlak yol… Ancak gözler Öz’e değil de sadece dünyaya döndüğü vakit yolu göremez ve saparız ve buna çok meyilliyiz. O yüzden ‘uzun’ ve ‘ince’.
Veysel’e sadece gönül meselesi aşkından bahsetmiyor değil mi?
Aslında tam da bir ‘gönül meselesi’. Ama iki insan arasındaki mecazi aşktan öte, insan ve Yaradan’ı arasındaki gönül bağı. İki insan arasındaki aşkı hiçe saymak değil tabii; Mecnun Leyla’yı ararken Mevla’yı bulur. Demek ki bu uzun ince yolda Leyla da mühim, hem de çok.