Memetcan Demiray

Memetcan Demiray

Bize her yer Viyana!..

Dünya kamuoyunun “mavi tikli - mavi tiksiz” olarak ikiye bölündüğü bir haftada ülkemiz “Alevilik”i tanıma aşamasına geldi! Zira Elon Musk’ın Starship’i 4 dakikada infilak ederken bizim TOGG’umuz Beyoğlu’nda gezmekteydi! İşte Karadeniz gazı, işte “yarısı bizden” kampanyası!.. 9+8=17 hesabıyla “Türkiye yüzyılı”, nihayet Avrupa kapılarına dayanmıştı!

Dünya gündemi bu hafta Elon Musk’ın peş peşe gelen skandallarıyla çalkalandı. SpaceX firmasıyla Mars’a insan göndermeye hazırlanan Musk, bu proje için ürettiği roketi uzaya fırlatıyordu. Zavallı Starship… Kalkıştan hemen sonra patlayacaktı. Bizde olsa yer yerinden oynar, sorumlular derhal görevden alınırdı. Ama orası Amerika’ydı ve SpaceX bu nafile girişimi “başarı” olarak adlandıracaktı! Neymiş? Bilim yolunda çok değerli bilgiler kazanılmıştı!

Oysa bilim dediğin somut olurdu. İşte yerli ve milli otomobilimiz TOGG… Starship’in 4 dakika havada kalabildiği gün Beyoğlu sokaklarında geziyor, Türkiye’ye haklı bir gurur yaşatıyordu. Nebati Dayı’nın Porsche’ye benzettiği TOGG ile İstiklal’de bir tur atan Bakan Mustafa Varank, akşam soluğu oto yıkamacıda alacaktı. “Sanayi ve Teknoloji”de geldiğimiz son nokta… Elinde tazyikli su tabancasıyla Varank, TOGG’u bizzat kendi durulayacaktı!

‘MAVİ TİK’ VE ALEVİLİK

Musk’ın rezaletleri bir değil, iki değildi. Sahibi olduğu Twitter’da onaylı aboneliği ücretli yapıyor, para ödemeyi reddeden birçok ünlünün “mavi tik”i otomatik olarak sayfalarından kalkıyordu. Beyoncé, Ronaldo, Kim Kardashian… Bir gecede “mavi tik”siz kalmıştı! Dijital kamuoyunda kim “önemli şahıs”, kim bedavacı… Her şey birbirine karışmıştı! Kimileri için bu bir tür “eşitlik”ti. Ama bazı uyanıklar boş durmayacak, New York Valiliği’nin resmi hesabını kopyalayacaktı! “Mavi tik” bir anda “güvenlik sorunu” halini almıştı.

Ne mutlu ki biz teknolojiyi üretmek kadar kullanmakta da ileriydik. İşte Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” olduğunu söylediği yeni videosu… Üç günde 100 milyonu aşan görüntülenmeye ulaşacaktı. Çünkü bilgi paylaştıkça güzeldi! Türkiye bir Twitter videosu sayesinde 13 yüzyıllık bir inancı “tanımış”tı.

CHATGPT VE KARADENİZ GAZI!..

Teknolojiye sahip olmak kadar ne amaçla kullandığınız da önemliydi. Filozof Žižek örneğin… Bu sıralar “yapay zekâ”ya kafayı takmıştı. “Sorumluluk sahibi olmayan bir dijital bilinçaltı”… Dünya için tehlikeli değil miydi? “Kamusal” ile “özel” arasında oluşan “üçüncü alan” manipülasyona çok açıktı.

“Deepfake” pornolar mahremiyeti, Facebook algoritmasını kullanan gizli servisler başka ülkelerin seçim güvenliğini tehdit etmekteydi. Sonuç? ChatGPT çalışmaları devam ederse insanlık iki seçenekle karşı karşıya kalacaktı: Ya yeni bir tür komünizm ya da kaos ve “dijital derebeyliği”…

Žižek’in psikanalitik kaygılarını bazı bilim insanları da paylaşıyordu. ChatGPT gerek kullandığı elektrik, gerekse makinelerin soğutulmasıyla aşırı su tüketimine yol açıyordu. Buna hangi gezegen dayanırdı?

Boş laf, “fakirlik edebiyatı”… İşte aynı hafta bizim Karadeniz gazımız yüzeye çıkarılmıştı! Üstelik aylık 25 metreküp de halkımıza bir yıl boyunca bedava olacaktı! Hem Žižek kim kardeşim?! Tarihte en ileri yönetim modeli Cumhur İttifakı’ydı.

UZAY KALMADI, TOKİ VERELİM!

Doğruya doğru; lider ülke masa başında değil, iş başında belli olurdu! Baksanıza Almanya’ya… Şu sıralar tek mevzuları “cigara”ydı. Esrarı “yasal” hale getirmeye çalışan ülkede bunun nasıl olacağı tartışılıyordu. Kafelerde “ot”u fiilen serbest bırakan İspanya mesela… İdeal model miydi?

Keza Rusya… “Uzayda çekilen ilk sinema filmi”yle övünüyordu. Klim Shipenko’nun çektiği “Vzyov” (Meydan Okuma), Uluslararası Uzay İstasyonu’nda bir kozmonotu tedaviye giden cerrahın öyküsünü anlatıyordu. Filmin vizyona girmesiyle Rusya, Tom Cruise’u uzaya göndermek isteyen ABD’yi geride bırakmıştı. Ne büyük gurur!.. Soğuk Savaş’tan miras bir uzay yarışında galibiyet bu kez Ruslarındı. Tek adam, tek devlet, tek uzay… Yaparsa Putin yapardı!

Aynı gün bizde İstanbul için “kentsel dönüşüm” müjdesi verilecekti. “Yarısı bizden” kampanyası… Biz derken? Devlet canım… Yeni bina maliyetinin yarısını vatandaşa ödeyecekti. Uzay muzay… Boş işler bunlar! “Türkiye Yüzyılı” konutlarla yükselmekteydi!

YA ‘PARALEL EVREN’DEKİLER?..

Ve yine geçen hafta… Viyana’da bir “Ramazan Festivali”ne katılan Avusturyalı gazeteci Soraya Pechtl, oradaki Türklerin “paralel bir evren”de yaşadığından hayretle söz ediyor. Sultan kostümlü bir adam “gurbetçi”lerle fotoğraf çektiriyor, çocuklar için “dini kitaplar” satılıyor. Falter’de izlenimlerini aktaran Pechtl, gördüklerini “Türk usulü Disneyland” diye niteliyor.

Avusturya’da geçen seçim oyların yüzde 72’sini alan Cumhur İttifakı’nın, MHP’ye bağlı 29 cami derneği ve 26 imamla Türklerin gündelik hayatına nüfuz ettiğini anlatıyor.

Keza Evrensel’de Fırat Turgut… Pahalılıktan şikayetçi “milli irade”nin Sarayburnu’nda “Türkiye’nin en büyük savaş gemisi” TCG Anadolu’yu görmek için kuyruğa girdiğini yazıyor.

Öyle tuhaf bir “paralel evren” bizimki… İktidar 9 ile 8’i toplayıp 17’yi ve Kadir Gecesi’ni buluyor! Muhalefet seçim zaferinden çok emin, Twitter’da #ilkTurdaBitecek hashtag’ini zirveye taşıyor.

Bir taraf Trabzon ve Rize’nin nihayet Kılıçdaroğlu’na meyledeceği umudunda… Diğer taraf “Bize her yer Viyana!” diyor! 14 Mayıs öncesi heyecan o kadar büyük ki… “Vzyov” solda sıfır kalıyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Memetcan Demiray Arşivi