Burak Soyer
“Affet, bizi dinlemeye gelen arkadaşımız, dostumuz için kaydettiğim bir şarkı”
Batuhan Mutlugil, ilk solo çalışması Yadigar’dan bir yıl sonra, Müslüm Gürses’in Aşk Tesadüfleri Sever albümündeki hit parçalardan biri olan Affet’i cover’ladı. Mutlugil’in üzerine epey kafa patlattığı şarkı, uzun süre playlist’lerde yerini koruyacak gibi görünüyor.
Müslüm Gürses’in 2006 yılında çıkardığı Aşk Tesadüfleri Sever, iki açıdan ‘Baba’ ve sevenleri için önemli bir albümdü. Bunlardan ilki Müslüm Gürses başka sanatçıların söylediği şarkıları yorumlamıştı. Yani bir cover çalışması yapmıştı. İkincisi de bu albümle birlikte genelde arabeskin, özelde de Müslüm Gürses’in 70’li yıllarda tekstil atölyelerinin rutubetli duvarlarda yankılanan sesi, artık ‘sosyetenin’ rakılı gecelerine eşlik etmeye başladı. Nilüfer, Bir Ömür Yetmez, Affet, Kadınım gibi şarkılar Aşk Tesadüfleri Sever albümünün hitleri oldu. Bizim bu albümle ilgilenmemizin sebebi, Türkiye’nin en iyi rock grubu Duman’ın gitaristi Batuhan Mutlugil’in, Aşk Tesadüfleri Sever’de yer alan Affet şarkısını cover’lamış olması. Mutlugil’in bir sene önce çıkardığı ilk solo çalışması Yadigar bile Duman fanları için hala şaşırtıcılığını korurken, kendisinden taze taze Affet dinlemek ilaç gibi geldi.
Affet’in orijinali, Ronnie James Dio’nun da heavy metal dünyasına adım attığı İngiliz grup Rainbow’un 1975 yılında yayınladığı ilk albümü Ritchie Blackmore’s Rainbow’da yer alan The Temple of the King adlı şarkı. Müslüm Gürses’in söylediği Affet versiyonunda sözleri Tuna Kiremitçi yazmıştı. Şimdi de şarkı Batuhan Mutlugil’in muhteşem dokunuşuyla kulak pası almaya başladı. Yadigar’a göre kat be kat artan vokal kalitesi, elbette olmazsa olmazı Telecaster’ında gezdirdiği parmaklarıyla Mutlugil, uzun süre playlist’lerden inmeyecek bir cover’a imza atmış. Sözü kendisine bırakalım…
Önce bir Yadigar’a dönmek istiyorum. 16 Şubat’ta yayınlanmıştı ilk şarkı Veda Olsun. Aradan bir yıl geçti. Dönüp dinliyor musun hala? Neler hissediyorsun? Ne düşünüyorsun? Ya da “Ulan şurayı şöyle yapsaydık keşke?” dediğin oluyor mu?
O albümle ilgili içimde çok bir şey kaldığını söyleyemem. Bütün müzikler, bütün albümler için geriye dönüp baktığında “Şunu da yapabilirmişim, bunu da yapabilirmişim,” diyeceğin çok şey vardır. Kaydı bir yerde bitirmediğin sürece o sonsuza kadar gidebilecek bir süreç. Tekrar kaydetsem elbette farklı şeyleri yapardım. Genel olarak beni tatmin eden bir albüm oldu. Tek başıma bir sürü şeyin üstesinden gelip elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığım bir albüm oldu. Müzikten ziyade vokalde bir tık daha iyisini yapabileceğim şeyler olurdu. Ama bu sonu olmayan bir şey. Hep daha iyisi vardır.
Özellikle sahnede solo takılmak nasıl bir duygu?
Başka bir şey. Baya heyecanlı bir konu. Bir defa bütün top sende oluyor. Şarkı söyle, sözü hatırla, soloyu at, bittiğinde tekrar vokale gir. Onları toparla. İlk başta biraz zor geldi. Ama çok keyifli. İnsanlarla iletişim çok keyifli oldu. Zaten dört, beş konser oldu. Onlar da çok heyecanlıydı.
Sahnede dinleyiciyle iletişimin çok iyi bence…
Bizim ilk konserden beri dinlemeye gelen arkadaşlarımız var. Aramızda onlarla da espriler oluyor. Onlarla diyaloglar oluyor. Muhabbet oluyor. Güzel konserler oldu. Başka bir iletişim vardı. Her şarkının kendi içinde esprileri olmaya başladı dinleyiciyle aramızda. O açıdan güldüğümüz, eğlendiğimiz konserler oldu hepsi.
Cover başka neler çalıyorsun konserde?
Mahsus Mahal çalıyorum. Deniz Köpürür var Cem Karaca’dan. Jimi Hendrix çalıyorum. Aklıma ilk gelenler bunlar…
Güzel geçiyor gibi görünüyor…
Tamamen başka bir dünya. Bir de bu benim kafamda hiç tasarlamadığım bir olaydı. Bana beş sene önce on sene önce, albüm yapacaksın da, konser vereceksin de deseler güler geçerdim. Zaten yeterince çalıyorum bir de onunla mı uğraşacağım derken kendimi bir anda burada buldum.
Affet’i coverlama fikri nasıl ortaya çıktı?
Affet konserlerde çaldığımız parçalardan biriydi. Az sayıda konser verdik ama dinlemeye gelenler, “Bunu niye kaydetmiyorsun?” diye sormaya başladı. Daha çaldığımız gibi Affet’i isteyen bir tayfa oldu “Kaydet, kaydet, kaydet,” diye. Sonra o benim aklımın bir köşesine yattı. Derken de kendimizi stüdyoda bulduk ve Affet’i kaydettik. Bizi dinleyen az sayıda insanın ricası vardı. Benim boş vaktimi doldurmak için de ideal bir zamandı. Böylece kaydetmiş olduk.
O zaman cover yapma fikri ve özellikle de Affet’i seçmen gibi bir durumun olmadı. Tamamen dinleyicinin gazlamasıyla ortaya çıktı…
Özetle şu: Konserlerde Yadigar dışında konser süresini uzatmak için birtakım cover’ları planlamıştık. Affet de vardı bunların içinde. Çaldıkça insanlar bunu bizden kayıt olarak istedi. Spesifik olarak, “Hadi stüdyoya gideyim, Affet’i kaydedeyim,” durumu olmadı. Konserlerde çaldığımız cover’larda bir tanesini kaydetmiş olduk. Sonra belki başka bir tane daha kaydederiz.
Affet’te şarkıya çok hakimsin. Çok rahatsın. Evde kameranın karşısına geçip çalmışsın gibi. Bunu üzerinde verdiğin emeği göz ardı ederek söylemiyorum. Şarkının tamamen ‘senin’ elinden çıktığını rahatlıkla anlayabiliyoruz…
Çok teşekkür ederim öncelikle böyle düşündüğün için. Yadigar’ı kaydederken çok kısıtlı zamanımız vardı. Özellikle vokal kayıtlarında elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Affet zaten bildiğimiz bir parça. Yıllarca hem Rainbow’dan hem Müslüm Baba’dan defalarca dinledik. Bir de konserlerde çalıp provalarda üstünde fazlasıyla çalışma fırsatım oldu. Konserlerde şarkı söylemek için üzerinde defalarca üstünde çalıştım. Vokal benim çok hakim olduğum bir enstrüman değil. Dün telefonda sana da bahsettim. Enstrüman olarak düşünürsen biraz daha bu enstrümana vakit harcamaya başladıkça, stüdyoda prova yaptıkça biraz daha ilerleme oldu.
Şarkının klibi de ayrı güzel olmuş. Film gibi. Kuzeninin ailesinin düğünüymüş sanırım. Klip nasıl ortaya çıktı?
Biz kaydı yaptıktan sonra bunun bir de videosunu çekmek istediler. Yönetmenimiz İmre’nin kafasında tasarladığı fikirler vardı. Orada top tabii artık yönetmende oluyor. Onun da hayalinde eskilere gitmek vardı. “Ne yapalım?” derken tesadüf eseri bende kuzenimin ailesinin eski düğün görüntüleri ortaya çıktı. Onları bulunca, “Bunları kullanabilir miyiz?” dedim. Yönetmenimizin de çok hoşuna gitti. “Tam aradığımız hikaye buydu,” dedi. Sonuçta da herkesin yüzünün güldüğü bir iş oldu.
Müslüm Gürses’in Aşk Tesadüfleri Sever albümü bana göre onun, ‘sosyete camiasına’ tam olarak giriş yaptığı bir çalışma. Affet de bu albümün hit olmuş şarkılarından biri. Dolayısıyla sana, “Piyasaya oynamış,” eleştirileri gelecektir…
Valla bilmiyorum ama Müslüm Gürses’in sosyeteye bir kıyağı olmuştur o zaman. Diğer kısmıyla çok ilgilenmiyorum. Sana söylediğim gibi anlattığımın ötesinde bir şey yok. Konserlerde bizi dinlemeye gelen arkadaşımız, dostumuz için kaydettiğim bir şarkı. Başkalarının ne dediği, inan umurumda değil. Ben bunu yapayım. Üç beş tane beni dinleyen insanla paylaşayım. Ne mutlu bana!
Sardı mı solo olarak bir şeyler yapmak? İyi geldiğini düşünüyor musun?
İyi geliyor, evet. Biz müzisyenler yarı işsiz adamlarız. Konsere git, gel. İşte, prova yapıyorsundur. Onun dışında sonsuz vaktin var. Ben bunun bir kısmında müzik çalışıyorum, bir kısmında gitar çalışıyorum. Yine boş vaktin kalıyor. O boş vakitte de bir şeyler üretiyor olmak keyifli geldi. Zaten yapıyordum ama bunları yayınlamıyordum. Hayatımızın bu dönemi de biraz böyle gitsin dedim. Yarın ne olacağını bilmiyorsun. Şimdi ufak ufak hayaller kuruyorum şunu mu kaydedeyim bunu mu kaydedeyim diye.
Ve son soru: Duman albümü ne zaman geliyor?
Benim albüm pandemiden sonra çıktığı için her röportajın sonunda bu bana ‘albümden sorumlu bakan’mışım gibi soruluyor (gülüyor). Baya bir beste ve şarkı yaptık. Sadece bunları stüdyoya girip kaydedecek zamanı bulmak kaldı.