Tolga Balcı
Türkiye’de artan çiftçi eylemleri: Talepler neler?
Türkiye’de son dönemde çiftçilerin düzenlediği eylemler, tarım sektörünün içinde bulunduğu derin krizleri bir kez daha gündeme taşıdı. Artan girdi maliyetleri, düşen ürün fiyatları, kuraklık, ithalat baskısı ve tarım politikalarındaki belirsizlikler, çiftçileri zor durumda bıraktı.
Bu zorluklar karşısında seslerini duyurmak isteyen çiftçiler, ülkenin dört bir yanında traktörleriyle meydanlara iniyor, hükümete ve kamuoyuna taleplerini duyurmaya çalışıyor. Artan çiftçi eylemleri, sadece tarım sektörünün değil, ülke ekonomisinin ve gıda güvenliğinin de ciddi tehdit altında olduğunu gösteriyor.
İktidar cephesinden ise eylemlere ilişkin herhangi bir özeleştiri gelmiş değil. Üstüne üstelik AKP eylemler nedeniyle CHP’yi suçluyor.
Peki çiftçiler neden eylemde?
Türkiye’de çiftçilerin yaşadığı en büyük sorunlardan biri, artan girdi maliyetleri. Gübre, mazot, tohum, ilaç gibi tarımda kullanılan temel girdilerin fiyatları son yıllarda hızla yükseldi. Özellikle döviz kurlarındaki artış, ithal girdilerin maliyetini katladı. Çiftçiler, bu yüksek maliyetlere rağmen ürettikleri ürünlerden yeterli geliri elde edemiyor. Ürün fiyatlarındaki dalgalanmalar, çiftçilerin kâr marjını daraltırken, birçok çiftçi borçlarını ödeyemez hale geliyor.
Kuraklık ve iklim değişikliği de tarımı olumsuz etkileyen faktörler arasında. Son yıllarda yaşanan kuraklık, özellikle Anadolu’nun birçok bölgesinde üretimi düşürdü. Su kaynaklarının azalması ve düzensiz yağışlar, çiftçilerin verimliliğini düşürüyor. İklim değişikliğine uyum sağlamak için gereken teknolojik yatırımlar ise yüksek maliyetli olduğu için çiftçilerin büyük bir kısmı bu yatırımları gerçekleştiremiyor.
Bir diğer sorun ise ithalat politikaları. Hükümet, gıda fiyatlarını düşürmek için birçok tarım ürününü ithal etmekte, bu durum ise yerli üreticiyi zor durumda bırakmaktadır. Ucuz ithal ürünlerle rekabet edemeyen çiftçiler, ürettikleri ürünleri maliyetinin altında satmak zorunda kalıyor. Bu da çiftçilerin zarar etmesine ve tarımdan uzaklaşmasına yol açıyor.
Çiftçilerin artan eylemleri, bu zorluklar karşısında dayanma güçlerinin kalmadığını gösterdi. Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen eylemlerde, çiftçiler traktörleriyle şehir merkezlerine iniyor, yolları kapatıyor ve taleplerini yüksek sesle dile getiriyorlar. Eylemlerin ana nedenleri arasında, tarım politikalarındaki belirsizlik, destekleme politikalarının yetersizliği ve çiftçilerin borç yükü bulunuyor.
Çiftçiler, hükümetten öncelikle girdi maliyetlerinin düşürülmesini, mazot, gübre ve tohum fiyatlarına yönelik desteklerin artırılmasını talep ediyor. Ayrıca, tarımsal ürün fiyatlarının istikrarlı bir şekilde belirlenmesi ve ithalat politikalarının yerli üreticiyi koruyacak şekilde düzenlenmesi isteniyor. Çiftçiler, borçlarının ertelenmesi ve faiz oranlarının düşürülmesi gibi taleplerle de ekonomik olarak rahatlamak istiyor.
Ekonomi için uyarı
Çiftçi eylemleri, tarım sektöründe yaşanan krizlerin sadece bir yansıması değil, aynı zamanda ülke ekonomisinin geleceği için de bir uyarı niteliğinde. Tarım, Türkiye’nin en önemli sektörlerinden biri olup, hem ülkenin gıda güvenliğini sağlamakta hem de milyonlarca insanın geçim kaynağını oluşturmakta. Ancak, çiftçilerin yaşadığı bu zorluklar, tarımın sürdürülebilirliğini tehdit etmekte, kırsal alanlardan büyük şehirlere göçü hızlandırmakta ve tarımsal üretimdeki düşüşle birlikte gıda fiyatlarının artmasına neden olmakta.
Çiftçi eylemleri, aynı zamanda kırsal kesimdeki toplumsal huzursuzluğun da bir göstergesi. Çiftçiler, tarım politikalarına yönelik uzun süredir devam eden tepkilerini artık meydanlarda dile getiriyor. Bu eylemler, hükümetin tarım politikalarında köklü değişiklikler yapması gerektiğinin de altını çiziyor. Çiftçilerin taleplerinin karşılanmaması durumunda, tarımdaki kriz daha da derinleşebilir ve bu da ülkenin genel ekonomik yapısını olumsuz etkileyebilir.
Tarımın Geleceği İçin Acil Çözümler
Türkiye’de artan çiftçi eylemleri, tarım sektöründeki derin sorunların ve bu sorunların çözülmesi için acil önlemler alınması gerektiğinin en somut göstergesi. Hükümetin, tarım politikalarını çiftçilerin ihtiyaçlarına uygun şekilde yeniden düzenlemesi, destekleme politikalarını güçlendirmesi ve ithalat politikalarını yerli üreticiyi koruyacak şekilde yenilemesi gerekmekte. Ayrıca, çiftçilerin iklim değişikliği ve kuraklık gibi çevresel risklerle başa çıkabilmesi için gerekli teknolojik yatırımların yapılması ve eğitim programlarının hayata geçirilmesi önemli.
Tarım, sadece ekonomik bir sektör değil, aynı zamanda ülkenin gıda güvenliği ve kırsal kalkınması için de hayati bir öneme sahip. Bu nedenle, çiftçilerin taleplerine kulak vermek ve tarım sektörünün sürdürülebilirliğini sağlamak, hükümetin öncelikli görevleri arasında yer almalı. Çiftçilerin sesi, sadece tarlalarda değil, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek politikaların belirlenmesinde de duyulmalıdır. Eylemler, bir uyarı niteliği taşımaktadır: Tarımın geleceği için, çiftçilerle el ele verip acil çözümler üretmek gerekmektedir.