Alaaddin Dinçer
MEB’in 2024-2028 Stratejik Planı Yayımlandı
-çağ nüfusunun okullaşma oranları,
-20 gün ve üzeri devamsızlık oranları,
-ortaöğretim 9.sınıflarda sınıf tekrarı,
-öğrenci başına okunan kitap sayısı
-okullarda 30’un üzerinde öğrenci bulunan şube oranı
-bir eğitim yılı boyunca en az bir sosyal etkinliğe okul türlerine göre katılım oranları vb gibi.
Ayrıca, kurumsal kapasite başlığı altında konulmuş hedeflerin arasında bazı yeni düzenlemeler yer almakta. Bunlar;
-öğretmen yetiştirme sisteminin yeniden yapılandırılması,
-okuma kültürünü arttırmaya yönelik etkinlikler,
-okulların yüzde 95’inin dönem sonunda geleneksel çocuk oyunlarına göre düzenlenmesi,
-560 bin ebeveyne aile eğitimi verilmesi,
-okulların depreme dayanıklı hale getirilmesi için de bazı hedefler konulmakta.
Bunların en önemlisi, büyük onarım yapılarak iyileştirilen bina sayısının mevcut durum olarak 30 bin dönem sonunda 55 bin olacak şekilde belirlenmesidir.
-Stratejik Plan’da yer alan hedeflerin gerçekleştirilmesi için önümüzdeki beş yılda 1 trilyon 43 milyar harcama yapılması öngörülmekte.
Hedeflere İlişkin Değerlendirmem
-İlkokul ve ortaokullarda sınıf mevcudu 30’un üzerinde olan şube sayısı toplamı 103 bindir.
-İlkokul, ortaokul ve ortaöğretimde kayıtlı öğrencilerin yüzde 20,23’ü yaklaşık 1 milyon öğrenci 20 gün ve üzerinde devamsızlık yapmakta. 9.sınıflarda sınıf tekrarına kalmanın üç okul türü genel ortalaması yüzde 11,15’tir.
-Okul terkleri ile ilgili herhangi bir veri hedefler arasında yer almamakta. Oysa okul terkleri hala çok önemli bir sorun.
-Açık öğretime geçişlerin önlenmesine ilişkin de herhangi bir hedef bulunmamakta.
-Bütün okul türlerinde öğrencilerin yüzde 44,50’si neredeyse her iki öğrenciden birisi eğitim yılı boyunca en az bir sosyal etkinliğe katılım sağlamamakta.
-Kitap okumama alışkanlığı aşılamamakta, okunan kitap sayısı özellikle ortaöğretimde çok yetersiz kalmakta.
-Stratejik Plan hedeflerinin bütününe bakıldığında, geçmişte verilen vaatlerin akıbetine ilişkin bir bilginin olmadığı görülmekte. Örneğin, tablet bilgisayar dağıtımı, çocuklara yemek verilmesi, köy okullarının açılması, taşımalı eğitimin azaltılması, tasarım ve beceri atölyelerinin kurulması, tekli eğitime geçilmesi gibi.
Sonuç olarak; beş yıllık stratejik planların hazırlanması ve yapılacak işlerin dönem sonu hedefleri olarak belirlenmesi ne kadar doğru ve önemli bir politika ise konulmuş hedeflerin dönem sonunda gerçekleştirilmiş olması da o denli önemlidir. Hele hele bu plan toplumun geleceği olan çocuklarımızın eğitimi için yapılıyorsa dönem sonunda hedeflerin tutturulması daha çok önem kazanmakta. Hedeflerin tutturulması eğitimde yaşanan eşitsizliklerin ve öğrenme yoksunluğunun azaltılması anlamına gelmekte. Bütün bu yaklaşımlara ek olarak okullar, hizmetler, kültürler ve kimlikler arasında ayrımcılık yapılmaması, eğitim hizmetinin bütün yurttaşlara bilimsel, eşit, nitelikli kamusal bir hizmet olarak sunulması gerekmektedir.