İsrail kendini bir ittifak elemanı yaptı

İran- İsrail gerilimine dair sorulması gereken sorular ve cevaplar:

1- İsrail, Gazze faciası ile yetinmeyip, neden İran’a ait Suriye’deki, Şam Konsolosluğu’nu vurdu?

Konsoloslukta İran Devrim Muhafızlarına komuta eden 2 general ve epeyce Devrim Muhafızı öldürüldü. İsrail, Batılı güçleri yanına alarak, İran’a önemli bir saldırı yaparak, bölgede İran’ı bir tehdit unsuru olmaktan çıkarıp, tali bir güç haline getirmek istiyor.

2- Biz Gazze’ye odaklanmışken, İsrail’in bu ani İran hamlesini nasıl anlamlandırabiliriz?

Gazze’de işler Netanyahu’nun arzu ettiği şekilde gitmiyor. ABD, Refah için çizgi çekti. Netanyahu, İran’ı vurarak, hem İsrail içinde hem AB içinde ve de ABD’de bir konsolidasyon sağlamak istiyor. Unutmayalım ki, Telaviv’ de, Washington’da ve Londra’ da Netanyahu aleyhine çok büyük kalabalıklar ile gösteriler yapılıyor. Netanyahu, çok önemli kazanımları olacağını hesap ediyor.

3- Ne gibi kazanımlar?

İsrail’de görevde olan kabine, bir savaş kabinesi. Diğer taraftan, İsrail ABD içinde de bir kırılma yaratmak istiyor. Muhalifler, “Acaba İsrail’i yalnız mı bırakıyoruz” diye düşünecekler. İsrail, Suriye’ de İran konsolosluğunu vurarak, Suriye içi kazanımlarını kaybetmek istemiyor. ‘’Bir elim hep Suriye‘de olacak’’ diyor. 3 H diye adlandırdığımız Hamas, Husi ve Hizbullah’a karşı, “Gücüm, herkese yeter!‘’ diyerek, psikolojik üstünlüğü almak istiyor. Ve en önemlisi, ABD’yi bölgede tutmak istiyor…

4- ABD bölgede nasıl tutulacak?

Irak ve Suriye, ABD’nin kendi topraklarından çekilmesini istiyor. ABD, tıpkı Irak’a BM kararı olmadan geldiği gibi, Suriye’ye kendi makro-perspektifleri için yerleşti. Muhtemeldir ki, ileriye matuf Kuzey Irak – Kuzey Suriye, İran ve Türkiye’yi de kapsayacak yeni bir terör devleti projeksiyonu var. Bu İsrail’in de birincil hedefi. Bu açıdan, ABD’nin bölgede kalabilmesini meşru zemine çekecek bir siyasal koordinatlar oluşturmak lazımdı.

5- ABD, İran ve İsrail misillemelerine karışıyor mu?

İsrail’in Şam’da İran konsolosluğu saldırısı İran’ı test etti. Bir gerilim filmi var ama rejisör ABD. Umman görüşmelerinde İran belli bir kalibrede misilleme yapması konusunda sanıyorum ki ikna edildi. Neticede Batı ambargosu altında ama itibarının muhafaza edilmesi de sağlandı. Şimdi İsrail misillemesine gözler çevrildiğinde İsrail, ABD’ye karışmamasını söylüyor. Hatta ‘’Kontrollü misilleme” diyor yani, ‘”Beni engelleme.’’ İran da ABD’ye “Sen, İsrail’e arka çıkmasan, Irak ve Suriye’deki üslerin tehlikeye girmez” diyor. Ama işin özünde, İsrail’in ABD’yi tamamen sorunun odağına yerleştirme stratejisi var. Bu çerçevede, bölgeye ABD güçleri de sevk edildi.

6- İran, Batı’nın İsrail’in arkasında olmaması için başka ne yapabilir?

Yaptı zaten. Portekiz bandıralı bir gemiyi, İsrail ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle, Hürmüz Boğazı’nda kontrol altına aldı. Bu, Batı’ya bence açık bir mesaj idi. Yani, “Aklınızı başınıza alın. Gerekirse, Hürmüz Boğazı’nı kapatırım” dedi. Bu, tabii ki, enflasyon ile mücadele eden Batı dünyasını çok fena vurur.

7- İsrail bu şekilde Batı halklarını daha fazla karşısına almaz mı?

İran’ın kontrollü misillemesi ve Batı yardımlarıyla bu roket saldırılarının savuşturulması makul düzeyde kalmalı. Zira bu savunmada, İsrail Batılı güçlerin bu savunma organizasyonunun bir elemanı oldu. Adeta, bir paket doğdu. Ötesi, bozulan dengeler ve enflasyonist bir süreçtir ki, İsrail’i madden bitirir. Zaten Cumhurbaşkanı Herzog da “Amacımız savaş değil, bir şekilde dengeyi sağlamalıyız” diyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mithat Baydur Arşivi