Mehmet Şandır
Bayramın Tadı Kaçtı!
BENCE; Allah, kimseyi gördüğünden geriye düşürmesin.
Sözün özü; kurban kesmek, dini bir ibadettir, ancak Türk toplumu için ibadetten ileri önemli bir kültür değeridir; “Allah’a yaklaşmak” amacından öte bireyleri birbirine yaklaştırmanın kısacası millet olmanın aracı ve gereği vazgeçilmez bir örf olmuştur.
Anlatıldığı gibi bir nisap/hesap meselesi değildir; cebinde parası olan herkes kurban kesmeyi bir toplumsal sorumluluk olarak görmüş ve bugüne kadar bu anlamda uygulayagelmiştir.
İnsanların yılda bir defa öncelikle kendi aile mensuplarına, komşularına, akrabalarına ve çevresindeki yoksul insanlara “kurban eti” üzerinden ikramda bulunması, bayramlaşmak adına biraraya gelmesi, birbirini hatırlaması, haberleşmesi, selamlaşması toplumsal hayatın bir geleneği haline gelmiştir.
Bizim kuşak “babamızdan böyle gördü.”
Özellikle toplumun orta ve sabit gelirli insanları, kurban bayramında bayram namazından sonra kurbanlarını törensel bir ibadete dönüştürerek keserler, kendilerine ayırdıkları üçte bir payın bir kısmını yaktıkları mangalda hemen pişirir; çocukları ve misafirlerine ikram ederler. Bir yandan da kurban kesemeyen komşularına “pay” dağıtırlar. Kısacası özellikle bayramın birinci günü mahallenin tüm evlerinde et pişirilir ve yenilir. Mahalle o gün ikindiye kadar pişmiş et kokusu ile kaplanır. Yeni ve temiz elbiseler giyilir, büyüklerden başlanarak ev ziyaretleri, el öpmeler, şeker ve evlerde hazırlanmış tatlı ikramları ile geçici de olsa “huzur iklimi” oluşturulur, bayram sevinci yaşanır!
Ancak bu bayram maalesef bu sevinç yaşanamadı; çünkü milletin cebinde kurban kesmek için para YOK… Bazı marketlerin taksitle/kredi kartı ile kurban satması durumu değiştirmedi.
Yaşanan yoğun ve yaygın yoksulluk bayramımızı acıttı; buruk bir bayram yaşıyoruz.
Bu bayram öncesinde kurban olarak kesilebilecek bir hayvanın fiyatı 15 bin TL’den başlamaktadır. Bu rakam geçen sene yaklaşık 6 bin TL. civarındaydı.
TÜRK-İŞ’e göre 2024 Mayıs ayı için 4 kişilik bir ailenin gıda harcaması ile birlikte giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 61.787 TL’dir.
Bunun üzerinde bir aylık gelir haneye giriyorsa ancak kurban kesilebilir.
2024 yılı başlarken TÜİK kayıtlarına göre ülkemizde SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı emeklisi olmak üzere toplam 15 milyon 851 bin 244 emekli bulunmaktadır.
Türkiye, Avrupa’da 32 ülke arasında 2021 yılı itibarıyla euro bazında ortalama emekli maaşlarının en düşük olduğu ikinci ülke. 2021 yılında ortalama brüt emekli maaşı Türkiye’de 237 euro oldu. 2012-2021 yılları arasında Avrupa’da ortalama emekli maaşı büyük ölçüde artarken Türkiye’de yüzde 34 düşmüş.
Ayrıca sayılarını tam tespit edemediğim dul ve yetim maaşı, yaşlılık parası alanlar, şehit yakınları, gaziler, terörden zarar gören sivil vatandaşlar, vazife malullüğü aylığı alanlar bayram öncesi yalnızca 10 bin TL maaş alabilmektedir.
Toplumun yaklaşık beşte biri, sosyal yardımlara muhtaç duruma düşmüş. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre 2023 yılında Türkiye nüfusu 85,4 milyon; ortalama hane büyüklüğü ise 3,14 idi. Buna göre Türkiye nüfusunun neredeyse beşte biri (yüzde 18,4) yani yaklaşık beş milyon hane sosyal yardımlardan yararlanmış.
AB İstatistik Ofisi Eurostat verilerine göre Türkiye’de yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunanların oranında son dönemde büyük artış yaşanıyor. Buna göre Türkiye’de 2021 yılı itibariyle halkın yüzde 34’ü yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında yaşıyor. Bu da halkın üçte biri demektir. Bu konuda Türkiye 36 Avrupa ülkesi içinde 4. sırada.
Ayrıca açlık sınırının altında kalan asgari ücretle çalışanlar, işsizler, iş bulmaktan ümidini kesenler, gelirleri giderlerini karşılayamayan çiftçiler kısacası toplumun yaklaşık yüzde doksanı yoksullukla boğuşurken kurban kesebilmek için para bulabilmesi artık mümkün olmuyor.
Sözün sonu; kurban kesmek, çok eskilerde kalan güzel bir anı olarak tarih oldu.
Buna sebep olanların bayramı kutlu olsun (!)