Oya Özarslan
Yolsuzluk Algı Endeksi ile Demokrasi ve Covid-19 İlişkisi
Tüm dünyanın bir salgın dolayısıyla evlere kapandığı dönemlerde Yolsuzluk Algı Endeksi açıklandı. Salgın hayatımızdaki her şey gibi yolsuzluğun işlenişini de bir çok anlamda değiştirdi. Endeks bu sene hem demokrasi hem de salgın ile önemli bulgular veriyor bize.
Endeks’in 180 ülkenin kamu sektöründeki yolsuzluklar açısından mercek altına aldığı tüm dünyadaki sonuçlarına göre ülkelerin üçte ikisinden fazlası 100 üzerinden 50 puanın altında, bu da dünya nüfusunun çok büyük bölümünün yolsuzluktan muzdarip olduğu anlamına geliyor.
Endekste en yüksek çıkan ülkeler sonucu da bu sene pek şaşırtmadı. Danimarka, Finlandiya İsveç gibi İskandinav ülkeleri ile Yeni Zelanda her seneki gibi yarışıyor. Öte yandan listenin en sonlarında olağan şüpheliler Venezuella, Yemen, Güney Sudan, Suriyeyi görüyoruz. Bu öncelikle demokrasi ve refahın yüksek olduğu hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygının yerleşik olduğu demokratik ülkeler ile kaos, ihtilaf ve savaşlarla boğuşan, otoriter rejimlerin arasındaki farka işaret ediyor
Tabi dünyadaki çeşitli kıtalara ve coğrafi bölgelere baktığımızda yine bu çıkarımın doğrulandığını görüyoruz. Avrupa kıtası ülkelerinin ortalaması 66 ile dünyada en yüksek bölgeye karşılık gelirken Afrika 32 ile dünyada ülkelerinin ortalaması en düşük kıta, onu Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleri takip ediyor. Bu da aslında bizi demokrasi ile yolsuzluk arasındaki doğrudan ilişkiye götürüyor.
Yolsuzluk Algı Endeksi ile Varieties of Democracy endeksi sonuçları karşılaştırıldığında, Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 50’nin altında alan ülkelerin çoğunun demokratik gerileme yaşadığını ve buralarda demokratik ilkelerin ihlal edildiğini görüyoruz. [1 nolu Görsel] Ne kadar demokrasi o kadar az yolsuzluk!
Öte yandan Covid-19 salgını hepimizi devletlerin temel görevlerini nasıl ifa ettiğini, vatandaşlarına temel hizmetleri ne kadar ve hangi kalitede sağlandığını sorgulamaya itti. Yolsuzluğun eğitim sağlık gibi temel ihtiyaçlarımıza harcanması gereken kamu kaynağını azalttığını ve kayırmacılık liyakat yoksunluğu gibi nedenlerden dolayı kamu hizmetlerini erozyona uğrattığını biliyoruz.
Yine Yolsuzluk Algı Endeksi sonuçlarının ülkelerin sağlık alanında yaptıkları harcamalarla karşılaştırılması bizi çarpıcı sonuçlara götürüyor. Endekste yüksek puan alan ülkeler sağlık alanında daha çok yatırım ve harcama yaparken, Endekste 50’nin altında yer alan yolsuzluğun çok olduğu ülkeler sağlığa daha az harcama yapıyor. [2 nolu Görsel] Yani yolsuzluk açık bir halk sağlığı sorununa yol açıyor!
Türkiye bu sene 180 ülke arasında 40 puanla 86. [3 nolu Görsel] Ancak yıllık değişimlerden ziyade bütün resme baktığımızda daha vahim bir tablo var. Maalesef, son 8 yılda dünyada yolsuzluk algısında en çok düşüş yaşayan 10 ülkeden biri ülkemiz. Türkiye Avrupa Birliği üyesi ülkeler ile karşılaştırıldığında, 28 üye ülkeden de düşük puan alarak Romanya’nın ardından sonuncu sırada. OECD ülkeleri arasında ise Türkiye, sondan üçüncü sırada bulunuyor. Ve Yolsuzluk küresel sıralamasında ekonomik, sosyal ve politik istikrarsızlıkların yoğun olduğu, demokrasi ile tanışamamış birçok ülkenin gerisinde kaldığını görüyoruz.
Bu bulguların ülkemizdeki demokratik açıdan gerilemeler ve halk sağlığına ayrılan kaynaklarla ilgisi kolayca ortaya çıkıyor elbet.