İ. Bülent Çelik

İ. Bülent Çelik

Yeni hükümetin başarısız olma şansı yok!

Bir çok aklı başında insan şu korkuyu dile getiriyor!
“AKP öyle bir enkaz devrediyor ki, yeni gelecek hükümet bu ağır tablonun altından uzun süre kalkamaz!”
● ● ●
Halbuki böyle bir endişenin pek bir anlamı yok!
Neden yok?
Hani Bakan Nebati’nin de bizzat, “Dipteyiz, bundan daha dip yok!” şeklinde itiraf ederek tescillediği gibi gerçekten de daha dip yok!
Hem de hiçbir alanda, hiçbir kurumda, hiçbir konuda daha dip yok!
● ● ●
Denizaltı, burun üstü dibe dayanmış, kaptan motoru, ısrarla aynı yönde zorlamaya devam ediyor!
● ● ●
Tam tersine, yirmi yıllık AKP hükümeti, yerine gelecek hükümete çok büyük bir kıyağı var!
Öyle bir yıkım devrediyor ki, kimsenin, bu hükümetten sonra iktidar olup ülkeyi bundan daha kötü hale getirme imkanı kalmadı!
Sadece dibi zorlayan motoru durdurmak bile yavaşça yüzeye çıkmayı sağlayacak!

YANGINDAN MAL...


Resmi Gazete’de başta Beykoz olmak üzere birçok bölgenin, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile “Doğal Sit Alanı” statüsünden “Kesin korunacak hassas alan” statüsüne çevrildiği ilan ediliyor.
Malum medya bu kararları, falan feşmekan yer, “Kesin korunacak hassas alan” statüsüne çevrildi, aman da ne güzel oldu kabilinden, olumlayarak haberleştiriyor..
● ● ●
Halbuki, ‘doğal sit alanı’na çivi bile çakılamaz!
Ama bu alan, ‘kesin korunacak hassas alan’a çevrildiğinde üzerine turistik otel yapılabilir hale geliyor!
Bilenler bilmeyenlere anlatsın!..

YENİ BİR DİYET FORMULÜ: DÜŞÜNMEK!


Beyninizi zorlamazsanız, beyniniz düşünmeyi bırakır.
Düşünmek ne demek?
Düşünmek: fiziksel olarak beynin, yeni nöron ağları oluşturması yani veriler, bilgiler yüklemesi ve bu verileri kullanması olayı!..
Böylece beyin; kıyaslamalar, hesaplar yapma, öngörülerde bulunma ve en hızlı yoldan çözümler üretme yeteneği kazanır.
● ● ●
Şaşıracaksınız ama, beynin bu en önemli fonksiyonunun önündeki bir numaralı engel yine kendisidir!
Nasıl mı?
Çünkü vücutta en fazla enerjiyi beyin harcar.
Ve sıkı durun, canlı organizmaların, hayatta kalabilmek evrim ile kazandığı en önemli yetenek enerjiyi ekonomik kullanma eğilimidir.
● ● ●
Beyin, enerjiyi ekonomik kullanmak için ne yapar?
Kendi kendisini tembellik eğilimine sokar.
Beynin veri yüklenen, yeni bilgiler kaydedilen bölümü merak edip öğrenme arzusu, hesap kitap yapma, öngörülerde bulunma isteği ile yanıp tutuşurken bir diğer bölümü “halt yeme otur!” deyip durur! Bu atak beyin bölümüne enerjiyi ekonomik kullanması için baskı yapar!
“Düşünme! Bizim yerimize başkası düşünsün en pratik yoldan ne yapacağımızı söylesin, biz de yapalım!” kafasındadır!
● ● ●
Merak ve öğrenme olmadığı sürece, beynin bu enerji kısıtlama takıntılı muhafazakar bölümü galip gelir ve “düşünme tembelliği” dediğimiz hastalık beyni sarar!
● ● ●
Sonra ne olur?
‘Biatçılar’ da;
‘evet efendim sepet efendim’ciler’ de;
‘siz ne derseniz odur’cular da;
‘şeyh bilir. şıh bilir’ciler de bu ‘düşünme tembelliği’ hastalığı ile muzdarip kişiler arasından çıkar…
● ● ●
O halde, sürekli merak etmenin, öğrenmenin, dolayısıyla bu yeni verileri sentez ederek düşünmenin iki önemli yararı vardır.
Bizi biattan, kölelikten korur. Özgürleştirirken bonus olarak da kilo vermenize yardımcı olur.
Daha ne olsun?
● ● ●
Beyninizi siz zorlamazsanız, sizin yerinize kimse zorlayamaz!

YALANDAN KİM ÖLMÜŞ

- Dünyada ishal nedeniyle ölen insan sayısı, trafik kazalarında ölen insan sayısından çok daha fazladır.
- Dünyada yılan sokmasından ölen insan sayısının, su aygırı saldırısı ile ölen insan sayısının yanında esamesi bile okunmaz!
- Dünyada içki yüzünden işlenen cinayet sayısının, siyasal dincilik nedeniyle işlenen cinayet sayısının yanında sözü bile edilmez.

GLOBAL YORUMCULUK

Oldum olası hep söylerim.
Şu naçizane bir şeyler yazma, çizme hikayesine baştan başlayacak olsam tereddütsüz 'spor yazarı' olmayı hedeflerdim.
● ● ●
Magazin yazarlığı da emsalsizdir ama spor yazarlığı daha namütenahi!..
Maç oynanır, sen de yazarsın!
Fıstık gibi!
Otur maçını seyret..
Sonra da sınırsız varyasyon üreterek döktür!..
“Ahmet’i sola çekseydi, Ali’yi oyundan alsaydı, kaleye Bekir’i koysaydı…
Sonuç böyle mi olurdu?”
Maçtan önce söylesene bunu!
● ● ●
Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyecek araştırmacı, geliştirmeci spor yazarlarını ve ‘Mahallenin En Şık Abileri’ gibi ismi bile efsane kitaplar yazan, ışıklar içinde uyusun, Hakan Dilek gibi müstesna -spor da yazan- yazarları ayrı tutuyorum tabii..
● ● ●
Neden girdik bu konuya?
Dolaşımı yüksek yazılara sahip, okuyanı çok, ulusal ya da uluslararası bazı küresel siyasi değerlendirmecileri de hep bu sözünü ettiğim türden “izle-yaz” tipi spor yazarlarına benzetirim..
● ● ●
Onların mekanizması da aynı kaideye riayeten çalışır!
Maç oynanmış, her şey olup bitmiş, goller atılmış, goller yenmiş, hakem düdüğü çalmış, abiler oturduğu yerden yorumluyor!..
Çin öyle yaptı, Amerika böyle yaptı!..11 Eylül’de şöyle oldu, 12 Eylül’de böyle oldu.. Ne kadar karmaşık ve anlaşılmaz yazarsan o kadar değerli olursun!
● ● ●
Oysa ‘Komplo teoricileri’ni bile bunların çoğundan değerli bulurum!
Hiç olmazsa adamların ortaya attıklarında kreatif bir hikaye var!
Bir iddia var! Kolay iş değil!
“Dolar 3 TL’yi geçerse yüzüme tükürün!” diye seansı açan Jöleli bile bu sallamacı yazarlardan daha Yiğit’tir!
Mesela ne diyor?
“Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçilirse beni Taksim Meydanında halledin!”
diyor.
Öyle bedava yok!
Sadece elini değil, şeyini de taşın altına koyuyor?
Bundan daha ağır iddia olur mu?
● ● ●
Bu, dünyadaki her şeyi bilen ve analiz edebilen, ama mesela Rusya’nın Ukrayna’ya saldıracağını saldırdıktan bir hafta sonra tahmin edebilen, ağır siyasal yorumcu uluslararası abilere, Rıdvan Dilmen’in literatüre geçmiş olay cümlesini hatırlatmayı görev addederim!..
Ne diyor ekranda Şeytan: “Biz öyle keli görünce Altan oyuna girmeli demiyoruz…!”

İLAÇ ZAMMINDAN KORUNMA


İlaca, Resmi Gazete’de yayınlanan kararname ile yüzde 25 zam geldi ya, şimdi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan şöyle bir açıklama bekliyorum. “İlaç zammından korunmak için elimizde güçlü bir koz var! Eczacıya yakalanmamak!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
İ. Bülent Çelik Arşivi